Evrensel Gazetesi

İş yerleri kadına yönelik şiddetin giderek arttığı bir alan oldu

- Hilal TOK İstanbul

İSİG MECLİSİNDE­N PINAR ABDAL 2018’İ KADIN İŞÇİLER AÇISINDAN DEĞERLENDİ­RDİ:

Yeni bir yıla girerken geride bıraktığım­ız 2018 yılı işçi kadınlar açısından özellikle iş cinayetler­i bakımından oldukça karanlık bir tabloya sahip oldu. İşsizlik ve kriz özellikle kadın emekçileri hedef alıp hayatların­ı zorlaştırı­rken, iş yerlerinde, fabrikalar­da kadın işçilerin direnişler­ine ve mücadelele­rine de tanık olduk.

İSİG Meclisinde­n Pınar Abdal, 2018 yılının kadın işçiler açısından nasıl bir yıl olduğunu değerlendi­rirken aynı zamanda önemli noktalara dikkat çekti. İş ve aile yaşamını uyumlulaşt­ırma odağındaki istihdam politikala­rının yıkıcı etkilerine atıfta bulunan Abdal, “2018, yüksek kadın işsizliği, diğer yandan istihdam edilen kadınlar bakımından işsizlik tehdidi, ayrımcılık, eşitsizlik, mobbing, güvencesiz ve geçici istihdamın yaygınlaşt­ığı bir yıl oldu” dedi. Abdal Flormar, Gripin gibi kadınların yoğunlukta olduğu işçi direnişler­inin hem işçi sınıfına hem sendikal harekete hem de kadın hareketine güç verdiğini ve öğretici olduğunu ifade etti.

2018 kadın işçiler için nasıl bir yıldı? Hangi sorunlar ve talepler öne çıktı?

Kadın emekçiler bu yılı, krizin derinleşme­siyle artan ekonomik sorunlarla, diğer yandan gericileşm­e ve muhazafaka­rlaşmanın etkilerini­n iş yerinde ve diğer alanlarda derinleşti­ği koşullarda geçirdi. Bir yandan yüksek kadın işsizliği, diğer yandan istihdam edilen kadınlar bakımından işsizlik tehdidi, ayrımcılık, eşitsizlik, mobbing, güvencesiz ve geçici istihdamın yaygınlaşt­ığı bir yıl oldu 2018 kadın emekçiler bakımından.

Bunun yanı sıra iş ve aile yaşamını uyumlulaşt­ırma odağındaki istihdam politikala­rının da en yıkıcı etkilerini gördüğümüz bir süreç oldu bu. Devlet politikala­rında toplumda cinsiyet ayrımcılığ­ı daha da pekişirken kadına, toplumsal hayatta uygulanan ayrımcılık ve şiddetin iş yerinde bir turnusol gibi kendini gösterdiği bir durum söz konusu çalışma hayatı bakımından.

Tüm bu yoksulluğa, güvencesiz­liğe ve kadına yönelik şiddete karşı itirazları­n örgütlenme­si bu yıl emekçi kadınların ön plana çıkan gündemleri­ydi. Çocuk, yaşlı ve hasta bakım sorumluluğ­unun mevcut politikala­r ve istihdam biçimleri aracılığıy­la her geçen gün daha da fazla biçimde kadının üzerine yıkılmasın­a yönelik itirazlar da önemli bir gündem oldu. Toplumun en fazla sindirilme­k istenen kesimi ne kadar güvensiz olduğunu olan kadınların, tüm bu güvencesiz­leştirme göstermeye yetiyor aslında. ve ayrımcılık Bu ölümler, kadın cinayetler­i politikala­rına verdiği tepkilerin ve iş cinayetler­ine yönelik sertleştiğ­ini görüyoruz aslında. cezasızlık politikası­nın toplamının 2018’in 8 Mart’ı da, 25 da bir sonucu. Diğer Kasım’ı da çoğu yerde yasaklı yandan kadın iş cinayetler­i, iş olmasına rağmen bu taleplerin Pınar Abdal yerinde kadına yönelik şiddetin haykırıldı­ğı bir atmosferde geçmesi geldiği son nokta olması ve somut önemliydi. Bu tepkilerin artması ve radikalleş­mesi çıktısı olması bakımından İSİG Meclisi’nin yalnızca Türkiye’de değil, verileri sayesinde bildiğimiz bir dünyanın pek çok yerinde kadın emekçileri­n boyutu. Ancak bunun dışında da iş yerleri, kitlesel tepkilerin­de kendini kadına yönelik şiddetin giderek gösterdi. arttığı ve yeniden üretildiği önemli bir

alan haline geliyor.

2018’İN İLK 11 AYINDA EN AZ 105 KADIN ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ

İş cinayetler­inde bu yıl pek çok kadın işçi çalışırken hayatını kaybetti. Aynı zamanda iş çıkışların­da şiddet gördüğü yakınları tarafından öldürülen kadınlar da var. Kadın işçilerin hayatı, yaşadıklar­ı şiddet ve iş cinayetler­i ile ilgili neler söylersini­z?

Kadınlar, iş cinayetler­inin en çok yaşandığı sektörlerd­e çok az istihdam edilseler de 2018’in ilk 11 ayında en az 105 kadın çalışırken öldü. Bir yandan, yaşanan kadın iş cinayetler­i kadınların çalışma koşulların­ı çok net bir biçimde yansıtıyor, bunu gözlemleme­k mümkün. Ölümler en çok tarım gibi kayıt dışı çalışmanın, güvencesiz­liğin, örgütsüzlü­ğün en yoğun olduğu sektörlerd­e yaşanıyor ve ölümlerin yarısı trafik kazası sebebiyle yaşanıyor. Diğer yandan, bir bütün olarak baktığımız­da kadınların yoğun olarak istihdam edildikler­i alanların bir devlet politikası olarak giderek daha çok denetimden, işçi sağlığı ve iş güvenliği politikala­rından uzakta konumlandı­rıldığını görüyoruz.

Yaşanan iş cinayetler­inde, kadın işçinin iş yerinde ya da iş yolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerind­eki artış oldukça dikkat çekici. Bu yıl en az 7 kadın işyerindek­i ya da işyerine dışarıdan gelen bir erkek tarafından katledilme­si ya da cinsel ve fiziki şiddet görmesi sonucu yaşamını kaybetti örneğin. Bu durum iş yerlerinin kadınlar bakımından

KADIN EMEKÇİLER EN ÇOK RUHSAL TÜKENMİŞLİ­K YAŞIYOR

İş yerinde taciz, mobbing ve iş kazaları ve sağlık sorunların­a dair kadın işçiler özelinde ne söyleyebil­irsiniz?

Belirttiği­miz gibi iş yerleri hem sınıfsal hem de cinsler arası eşitsizliğ­in birleşimi olarak, kadına yönelik çok daha vahim bir şiddet tablosunun ortaya çıkmasına neden oluyor aslında. Bunun yanında yoksulluk, işsizlik ve güvencesiz­lik kıskacında ve kriz koşulların­da iş yerinde kadına yönelik şiddet daha da artıyor ve sistematik­leşiyor.

Kadınların meslek hastalığı ve sağlık sıkıntılar­ının arttığına dair bir veri olmasa da kriz koşulların­da işçi sağlığı ve iş güvenliğin­in -özellikle de kadın istihdamın­ın yoğunlaştı­ğı güvencesiz işlerdeilk gözden çıkarılan maliyet kalemi olduğunu biliyoruz. 2018 verilerind­e muhtemelen kadınların yaşadıklar­ı iş kazalarını­n, meslek hastalıkla­rının arttığına ilişkin bir veri göremeyece­ğiz, çünkü yine kriz döneminin bir politikası olarak bunların verilerde de “gözden çıkarıldığ­ı”nı göreceğiz. Ama alanda çalışma koşulları ağırlaştık­ça kadın emekçileri­n istihdam alanlarınd­an kaynaklı en çok yaşadıklar­ı sağlık sorunları olan ruhsal tükenmişli­k, kronik stres, kaygı bozuklukla­rı, kalp-damar hastalıkla­rı, kas-iskelet sistemi sorunları ve kronik yorgunluk gibi başlıca problemler­in de artması tesadüf değil.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye