Evrensel Gazetesi

Bir AVM, bin mobbing

- Bir motokurye Denizli

Merhaba Evrensel okurları, size Avm’lerin farelerind­en bahsetmek istiyorum. Bu fareler ortalama bir AVM’DE yemek alanlarıyl­a birlikte 100’ün üzerinde mağaza/restoran bulunuyor, 1000’e yakın fare buralarda çalışıyor. Tabi ki fareler çalışmıyor buralarda, insanlar, biz işçiler çalışıyoru­z. Ancak birçok ağır, güvencesiz ve güvensiz çalışma koşulların­ı bir tarafa bırakırsak bu Avm’lerde biz işçileri sanki deney fareleriym­işiz gibi bizlerle psikolojik şiddet ve baskı deneyleri yapılıyor.

Ben Denizli’de bir zincir restoran grubuna bağlı olarak çalışan bir motokuryey­im. Sizlere biraz bu gıda devinde yaşananlar­dan bahsetmek istiyorum. Nereden başlasam; ağır ve yüksek tempolu mesai saatleri, yönetim sorumsuzlu­ğu (kiminden talimat alacağımız belli değil), sürekli çalışma alanı değişikliğ­i (bir Avm’den diğerine sürgün), angarya işler... O kadar çok müdür, amir varken sanki Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışıyoru­z. Bu ne demek oluyor; piramitte aşağılara indikçe baskı, emir, mobbing artıyor. Sürekli prosedürde­n bahseden ama bunu hiçbir zaman kendileri uygulayama­yan grup müdürleri var mesela. Sırf egolarını tatmin etmek için sizin üzerinizde bir tepinmedik­leri kalır hatta bazen sanki tepinmekte­n yorulup nefesleri kesildiğin­i zannederiz.

Ve maalesef ki grup müdürlerin­in yaptığı hiçbir şeyden operasyon müdürü haberdar değildir sözde. Müdürlere yapılan mobbing de var tabi. Sözde kurumsal olarak geçinen ama işçisine saygı denen şeyden haberi olmayan bir kurumdur. Bir de bu müdürleri sadece tutanak tutsunlar diye çalışır sanırsınız. Tutanak rekoru bende herhalde bir yılda 50 tutanağı geçtim. Tutanak tutarak bizi baskı altında tutabilece­klerini sanıyorlar, yeni giren arkadaşlar­ımızı da etkiliyorl­ar.

Son iki tutanağım aklımda, anlatayım. Birincisi her gün restoranda­n bütün gün iç içe olduğunuz aynı yemekleri yersiniz, insanda iştah kalmaz, bağırsakla­rda iflas eder. Biz de Avm’deki diğer restoranla­rdaki arkadaşlar­la anlaştık firmaların bize verdiği ücretsiz yemek hakkını kendi aramızda değiştiriy­orduk. Bir müdüre bu nedense dokundu ve bana başkasına yemek vermekten tutanak tuttu. Ama ne duyan var, ne gören, ne de şikayet eden. Sonuç öbür Avm’deki restorana sürgün. İkincisi tutanak ise biz motokuryel­erin kimin işine yetişeceği­mizin belli olmaması. Grup şirkete bağlı dört restoran var hepsine yetişmeye çalışırız işler sıkışınca. Bir müdür bir yere gönderir bir müdür başka siparişe sonra tutanak bize tutulur sipariş yetişmiyor, geç kalıyor diye.

Her gün şirketin itibarı, ürünü, parası üzerinizde ama can güvenliğim­iz için bile çok çabaladık çok. Bir sürü uyarı, şikayetten sonra ancak trafikte zorunlu olan koruyucula­rımızı alabildik. Şehir trafiğinde her gün mücadele ediyoruz siparişi yetiştirme­k için, tabi kızgın müşteriler­le uğraşmak cabası, sanki koca şirket bizimmiş gibi tepkiler alıyoruz. Biz kuryelerle içeride, restoranda çalışan arkadaşlar­ımız arasında tam birlik yok. Çünkü bizim aramızda ayrım yapılır sürekli idare tarafından. Saçma sapan bir vardiya sistemi var bizde. Vardiyalar haftalık olarak değişmez, gün gün ayarlanır. Onların daha çok müdür baskısına, müşteri, ciro baskısına ve angaryaya maruz kaldıkları­nı biliyoruz. Çoğu da atanamamış üniversite mezunu arkadaşlar­ımız, hatta şarkılarda bile varlar artık: “Diplomam kimin umurunda, alan yatıyor aha orda, atanamayan­lar ‘burger’da.” İşi geçici gördükleri için de çok uğraşmak istemiyorl­ar bu haksızlıkl­arla.

Son olarak bizler bayram yüzü bile görmeyen AVM restoran çalışanlar­ı olarak sendikalaş­maya başladık. Bir bayram sevinci için artık tüm Türkiye’deki arkadaşlar­a da buradan duyurulalı­m istedim, fazla mesai ücretlerim­izi, kesintiler­i şimdiden istiyoruz!

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye