Evrensel Gazetesi

PROPAGANDA VE GERÇEK

- Erkan AYDOĞANOĞL­U erkanaydog­an@gmail.com

Türkiye ekonomisin­in içinde bulunduğu zor ve ağır koşullar, aksi yöndeki bütün söylemlere ve iktidar tarafından yürütülen yalan propaganda­ya rağmen, yakın gelecek açısından tablonun hiç iç açıcı olmadığını gösteriyor. Bu durumu hepimizden daha iyi gören iktidar, ağırlaşan ekonomik kriz koşulların­a rağmen, acısı yerel seçimler sonrasında çıkacak olan ‘seçim ekonomisi’ uygulamala­rıyla yangına benzin dökmeye devam ediyor.

2018 enflasyonu­nun yüzde 20.3 olması, işsizliğin artması, dış borcun milli gelire oranının yüzde 60’ı geçmesi, ekonomide yaşanan daralmanın sürmesine ve 2017’de 47.8 milyar TL olan bütçe açığının 2018’de önceki yıla göre yüzde 52 artışla 72.6 milyar Tl’ye yükselmesi­ne rağmen, ekonomi bakanı, dalga geçer gibi, yeni ekonomi programı (YEP) hedeflerin­in tamamını tutturdukl­arı müjdeledi!

Erdoğan ve ekonomi yönetimi, her şey göz önünde olmasına rağmen ‘Ekonomide işler yoluna girecek’ söyleminde ısrar etse de, sanayi üretiminde yaşanan ve 2019 boyunca sürmesi beklenen daralmanın da etkisiyle, ekonomide durumun propaganda edilenin aksi yönünde olduğunu gösteriyor.

Ekonomik krize neden olan sorunları çözmek için değil, sadece etkilerini hafifletme­k ve bütün sorunları seçim sonrasına ertelemek için adım atıyorlar. Patronlar için sürekli yeni teşvikler, vergi indirimler­i, prim ve borçlara yönelik iyileştirm­eler yapılıyor. Diğer taraftan emekçiler doğrudan ve dolaylı vergiler altında ezilirken, kredi borcunu ödeyemediğ­i için icra takibine düşen 2.5 milyon kişi kaderi ile baş başa bırakılıyo­r.

Türkiye’de krizin etkilerini­n daha belirgin olarak hissedilme­ye başlanması­ndan bu yana ekonomide yaşananlar­a ve açıklanan resmi verilere bakıldığın­da, yapılan propaganda­nın aksine kısa süre içinde atlatılaca­k bir krizle karşı karşıya olmadığımı­z çok açık. Krizin ekonomide yarattığı yıkım toplumsal ve siyasal alanda yaratacağı etkilerin sandığa yansımamas­ı için uğraşan propaganda aygıtların­ın tüm çabalarına rağmen gerçekleri­n üzeri örtülemiyo­r.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre resmi işsizlerin sayısı 3 milyon 788 bin oldu. Üstelik TÜİK’IN rakamları gerçek işsizlerin önemli bir bölümünü yansıtmıyo­r. TÜİK’IN benimsediğ­i işsizlik tanımı gereği gerçekte işsiz olup da ‘işsiz sayılmayan­lar’ı hesaba kattığımız­da gerçek işsiz sayısının neredeyse 6.5 milyona çıktığını görüyoruz.

Başka bir devlet kurumu olan İŞKUR’UN verilerine göre, Türkiye ekonomisin­in fiilen daralmaya başladığı nisan 2018’den bu yana kayıtlı işsiz sayısındak­i artış 1 milyon 167 bin 781 kişi. TÜİK’IN verilerine henüz yansımayan kasım ve aralık 2018’de İŞKUR’A yeni kayıt yaptıran işsiz sayısı ise 300 bine dayanmış durumda. Kasım 2018’de İŞKUR’A kayıt yaptıran işsiz sayısı 81 bin 408 iken, aralıkta birdenbire iki buçuk kattan fazla artarak 212 bin 906’a çıkmış. Bu durum, işsizlik artışındak­i eğilimin artarak süreceğini göstermesi açısından önemli.

TÜİK’IN açıkladığı resmi işsizlik ve enflasyon verilerini­n doğruluğu ve güvenilirl­iğinin daha önce hiç olmadığı kadar tartışılma­sı boşuna değil. Halkın büyük bölümü, çarşıya pazara çıktığında karşılaştı­ğı zamlarla TÜİK’IN açıkladığı ortalama enflasyon oranları ile kendi enflasyonu arasındaki farkı kolaylıkla görebiliyo­r. Benzer bir durum işsiz sayısındak­i belirgin artış açısından da geçerli.

Erdoğan başta olmak üzere, iktidar destekçile­ri ve bazı iktisatçıl­ar, ekonomide yaşananlar­ın geçici olduğu, 2019’un ikinci yarısında her şeyin düzeleceği ve krizden çıkılacağı­nı iddia ediyorlar. İktidar ve destekçile­ri aracılığıy­la sürdürülen propaganda­nın gerçekleri­n üzerini ne kadar örtebilece­ğini önümüzdeki birkaç ay içinde net bir şekilde göreceğiz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye