Tarıma ‘yerli’ darbe!
HUBUBAT, BAKLİYAT VE KONSERVE DOMATESTE DE GÜMRÜK SIFIRLANDI
Cumhurbaşkanlığı, kuru soğanın ardından hububat, bakliyat ve konserve domateste de gümrük vergisini sıfırladı. TMO’YA buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagil için sıfır gümrüklü ithalat yetkisi verildi.
Cumhurbaşkanlığının kararı ile TMO’YA gümrüksüz olarak ithal edilmek üzere, 2 milyon 600 bin tonluk, bakliyat ve hububat için tarife kontenjanı açıldı.
Açılan kontenjanın 1000 tonu kuru baklagil, 1 milyon tonu buğday ve mahlut, 700 bin tonu arpa, 700 bin tonu mısır ve 100 bin tonu pirinç.
Kararda yer alan miktarlar dışında yapılacak ithalatta, İthalat Rejimi Kararında öngörülen gümrük vergisi oranları uygulanacak. Buradaki tarife kontenjanları, bir takvim yılı için tahsis edildi ve her takvim yılı için yeniden tahsis yapılacak.
İthalat, Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenecek ithalat lisansı ile yapılabilecek ve ithalat lisansları üçüncü kişilere devredilemeyecek.
YEŞİL DOMATES SATILDI KONSERVESİ ALINACAK
Diğer taraftan, domates konservesi ithalatı için 25 bin ton sıfır gümrük vergili tarife kontenjanı tanındı. Tarife kontenjanı 31 Mayıs’a kadar geçerli olacak.
Kota kapsamındaki ürünün ithalatı, Ticaret Bakanlığı tarafından düzenlenecek ithal lisansıyla yapılabilecek. Kotadan yalnızca bu ürünleri salça üretiminde hammadde olarak kullanan sanayiciler yararlanabilecek.
Domates fiyatlarının yüksekliği salça fiyatlarını yükseltince hükümet, tüm tarımsal ürünlerde olduğu gibi, fiyat düşüşü sağlayacak çözümü yine ithalatta aradı. Oysa salça fiyatlarını artıran etkenlerden biri de domates üretiminin büyük bölümünün henüz kızarmadan ihraç edilmesi. Türkiye’nin ocak-eylül 2018 döneminde yaptığı yaş meyve ve sebze ihracatının yüzde 14’ün domates ihracatı oluşturdu.
Söz konusu ihracat, çiftçinin girdi maliyetlerinden dolayı ekim alalarını daraltması, tuta zararlısı ve mildiyö hastalığı nedeniyle verimin azalması ile birleşince ülkede domates fiyatlarını yükseltti.
Toprak Mahsulleri Ofisine verilen ithalat yetkisinin temel gerekçesi iç piyasada artan fiyatların ithalatla düşürülmesi olarak sunuluyor. Tüketicinin yüksek fiyattan olumsuz etkilenmesini önlemek olarak takdim ediliyor.
Hükümetin, etten hububata kadar çeşitli ürünlerde sık sık, fiyatları düşürmek adına başvurduğu gümrük vergisi düzenlemesi ithalatın önünü açma yöntemi, güçlükle sürdürülen yerli üretimin daha da daralmasına neden oluyor. Nihayetinde tarımsal üretim miktarları, 2018 yılında bir önceki yıla göre tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde yüzde 5.8, sebzelerde yüzde 2.6 oranında azaldı. Üretim miktarları da 2018 yılında yaklaşık olarak tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerde 68.4 milyon tondan 64.4 milyon tona geriledi. Gerileme sebzelerde 30 milyon ton ve meyveler, içecek ve baharat bitkilerinde ise 22.3 milyon ton olarak gerçekleşti. İthalat tercihi ülke tarımını gerilettiği gibi bir dönem sonra yükselen döviz kurları sonucu geçici fiyat avantajı da aleyhe dönüyor.
Türkiye’de daha fazla üretim yapılması ve ithalat yerine üreticiden alınan ürünlerin piyasaya sürülmesi gerekliliği her gelişme ile bir kez daha açığa çıkıyor. (EKONOMİ SERVİSİ)