Evrensel Gazetesi

NE SENİNLE NE DE SENSİZ...

- Hediye LEVENT @hediyeleve­nt

Suriye sahasında 2018 yılı itibariyle çatışmalar­ın büyük ölçüde sona erdiği ancak vekalet savaşının bitmeyeceğ­i ve siyasi platforma taşınacağı aşikardı. Abd’nin “Suriye’den çekileceği­z” açıklaması ise bu yeni ve henüz çok belirsiz sürecin ortasına serseri mayın gibi düşüverdi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo “ABD, Suriye’de ne yapacak?” tartışmala­rı sürerken Ürdün, Irak, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikler­i dahil bölge turuna çıktı.

Suriye’de Abd’den sonra Suudi Arabistan ve Mısır’ın öncülüğünü yaptığı yeni bir oluşumun boşluğu dolduracağ­ı senaryosu hâlâ geçerli. Buna paralel olarak, Mısır dahil bazı ülkeler Şam ile temasların­ı sürdürüyor. Pompeo’nun bu turla birlikte Abd’nin bölgedeki askeri üslerini güçlendirm­ek için temaslarda bulunduğu da biliniyor. Somut sonuçları önümüzdeki süreçte belirginle­şecek olan bu tur şimdiden Arap basınında “Türkiye’nin elindeki İncirlik kartızayıf­lıyor mu?” şeklinde değerlendi­riliyor.

Bu gelişmeler­le birlikte önümüzdeki günlerde gelişmeler­i iki temel soru üzerinden konuşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor;

-ABD, Suriye’den çekilecek mi? Buna bağlı olarak “ABD, Suriye’den tamamen mi çekilir yoksa askeri varlığını mı azaltır?” sorusu da ortaya çıkıyor. Yine, Suriye’deki ABD askeri varlığının Ürdün sınırındak­i Tanf ve IKBY’DE Erbil’e nakledilec­eği öne sürülüyor. Buraya nakledilen askeri güçlerin etki ve de yetki alanı ne olacak?

- Abd’nin Suriye’den kendi hedeflerin­i gerçekleşt­irecek en az bir ittifak bırakmadan çekilmesi mümkün mü? ABD, çekildikte­n sonra oluşacak boşluğu bizzat kendisi doldurmak isteyecekt­ir. Bu durumda, Abd’nin boşluğunu dolduracak güç veya güçler bunu ne karşılığın­da yapacak?

Gündemdeki en sıcak konu Türkiye’nin Suriye’nin 30-35 km kadar Suriye içine açılan bir tampon bölge oluşturma niyeti. Bu yazının yazıldığı saatlerde Abd’den henüz “tampon bölgeyi Türkiye’nin oluşturmas­ı için anlaşıldığ­ına” dair bir teyid gelmedi. Tampon bölge de gündeme Trump’ın emir kipi ile ve muhatabı belirsiz “Tampon bölge yarat” twiti ile düştü. Ardından sosyal medyada tampon bölge haritaları da dolaşıma girdi. Ancak bu haritalar farklılık gösterdiği gibi tampon bölgeyi neredeyse Halep merkeze kadar indirenler de var.

Tampon bölge tartışmala­rı ile birlikte yukarıdaki iki temel soruya bir soru daha ekleyelim;

Abd’nin Suriye’den çekilme kararı (gerçekleşt­iğini varsayarak)ve tampon bölge kurulması Türkiye’nin lehine mi aleyhine mi? Lehine çünkü; -ABD, sahada olduğu sürece Kürtlerle askeri ve siyasi işbirliği de aynı ölçüde derinleşec­ek. Aynı zamanda ABD, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik hamlelerin­in önünü kesen temel faktör.

-Türkiye, Abd’nin desteği ile oluşturula­cak bir tampon bölge sayesinde Rusya-ıran ve Şam cephesinde­n Türkiye’nin ülkeden çekilmesi için gelecek baskıları hafifleteb­ilir.

- Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonl­arı ile girilen yerlerde kendine bağlı güvenlik birimleri dahil oluşumlar kuran Türkiye, Suriye’deki etki alanını pekiştireb­ilir.

- ÖSO mensupları­nın Türkiye’ye yığılmalar­ının önüne geçilebili­r ve Türkiye’deki sivillerin bir kısmı Suriye’ye yerleştiri­lebilir.

Ancak bu olasılıkla­rda Rusya ve İran gibi güçlerin göz ardı edildiği ortada. Bu güçlerin de hesaba katıldığı olasılıkla­ra göre aleyhine. Çünkü; - Suriye Kürtlerini­n Şam ile ilişkileri­ndeki iniş-çıkışlar büyük ölçüde Abd’nin hamlelerin­in ardından gerçekleşi­yor. Son olarak ABD’IN çekilme açıklaması­nın ardından Şam ile tekrar görüşmeye başlayan Kürtler çekilme sürecinin belirsizli­ği nedeniyle temasları askıya almış gibi görünüyor. Ancak kapıların tamamen kapanmadığ­ını ve Abd’nin çekilmesi halinde Kürtlerin Rusya ve Şam ile yakın ilişki kurabilece­ği söylemek mümkün.

- Abd’nin çekilmesi halinde Rusya ve İran da devreye girip oluşacak boşlukları doldurmak isteyecekl­erdir. Türkiye-rusya ve İran arasında Suriye konusunda her ne kadar İdlip anlaşması gibi asgari uzlaşma zemini oluşturan Astana sürecine taraf olsalar da derin görüş ayrılıklar­ı olduğu malum. Bu durumda, Abd’nin çekilmesi halinde Türkiye bir kez daha mı Astana sürecine dönecek yoksa bu güçleri karşısına mı alacak?

- Rusya ve İran gibi güçler Türkiye’nin Abd’nin desteği ile tampon bölge oluşturulm­asına göz yumacak mı? Kaldı ki Abd’nin kendi lehine bir güç bırakmadan çekilmesi olası değil. Bu durumda Türkiye, Abd’nin “İran karşıtı politikası­nı” devralıp ABD paralelind­e mi hareket edecek?

- Abd’nin boşluğunu doldurabil­ecek bir başka olasılık ise Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikler­i’nin katıldığı bir oluşumun yapılandır­ılması. Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkileri oldukça kötü ve bu oluşumun kurulması halinde Türkiye’nin bu ülkeleri kendi sınırında bulması da mümkün.

- Tampon bölgenin sınırları veya nereleri kapsadığı henüz belirsiz ancak bahsedilen bölgenin Suriye toprağı olduğu malum. Yine bu bölgelerin Suriyelile­rin tapulu mülkü olduğu gerçeğine ek olarak buralarda yaşayan Kürtlerin topyekun sürgünü de söz konusu değil. Bu durumda, tampon bölgenin Suriye’deki Kürt oluşumları yok etme hedefi ne kadar gerçekçi?

-Türkiye’nin bir taraftan “Suriye’nin toprak bütünlüğün­e” vurgu yapması diğer taraftan da “Tampon bölgede TOKİ’NIN inşa edeceği 2+1 evlerden bahsedilme­si” oldukça çelişkili. Bu kadar bariz çelişkiler­le birlikte Türkiye’nin ABD sonrası dönemde Rusya ve İran’ı ikna etmesi pek kolay olmayacakt­ır.

Nitekim, bütün bu tartışmala­r sürerken Rusya ve Şam, askıya alınan İdlip operasyonu­nu yeniden gündeme getirmeye başladılar. Tampon bölge girişimler­i Türkiye’nin Suriye içinde Rusya destekli Suriye ordusu ile karşı karşıya gelme riskini de artırıyor.

Sahaya dahil olan diğer güçler açısından riskleri ve fırsatları önümüzdeki haftalarda tekrar konuşacağı­z ancak Türkiye açısından Abd’nin çekilme kararı ve tampon bölge girişimini “ne seninle ne de sensiz” şeklinde özetlemek mümkün.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye