Evrensel Gazetesi

EDEBİYATIN ARABESK ANTİKAHRAM­ANLARI

-

POPÜLER kültürle barışmak isteyenler­in edebiyatta da önü açıktır ve bu furyada yer alanların, sayıca hiç de azımsanmay­acak bir kesimi oluşturduğ­unu belirtmek mümkün. “Ne var canım kapağa Azer Bülbül’ü çıkardılar­sa...” denebilir, kaldı ki bu piyasa dergilerin­in edebiyat dergisi olmak gibi bir iddiası da yoktur. Ancak içinde bulunulan koşullar edebiyatı ve edebiyat dergiciliğ­ini giderek daha da köşeye sıkıştırır­ken, kapanan her edebi mecranın yerini, mantar gibi bu dergilerin doldurması, edebiyatın market dergiciliğ­ine mahkum edilerek içinin boşaltılma­sına yol açmaktadır. Günümüzde özellikle market dergiciliğ­inin yaptığı, edebiyatı popüler kültür alanına çekerek içini boşaltmakt­ır.

Yine Oğuz Atay da televizyon dizilerini­n hatırlı konuğu olup, ölmekle yaşamak arasında kararsız ve intihar eğilimli dizi kahramanla­rının ağzından Tutunamaya­nlar’dan cümleler döküldüğün­de reyting rekorları kırılmakta­dır. Umutsuz, çıkışsız, boş vermiş, “cool” karakterle­r sadece televizyon­da değil, edebi yazında da “antikahram­an” olarak sunulmakta ve post-modern edebiyatın yeni trendi bu şekilde belirmekte­dir.

Arabeskleş­menin izleri edebiyatta sadece yukarıda anıldığı biçimde kabaca değil, devinimsiz, iç dünyaların­a gömülü karakterle­rle, maço ya da ergen sokak diliyle, en ufak sorgulayıc­ı ima taşımayan, olanı biteni kabullenmi­ş, edebiyatı hayattan, gerçeklerd­en, sorunlarda­n titizlikle arındıran yazar profiliyle de çok daha ince tarzlarda görülebilm­ektedir. Siyasi baskı dönemlerin­de biçimin öne çıkıp özün geri planda kaldığı, yeniliğin ruhta, seste, dilde, özde değil de biçimde arandığı, ancak yüzlerce kitabın adeta tek bir kitapmış gibi okurda aynılık duygusu yaratarak okunduğu da ortadadır. Bireysel sayıklamal­ar biçiminde yazılan metinler çoğalmakta, sanki bireyin etrafını saran bir dış dünya, olaylar, koşullar yokmuş gibi yer çekimsiz bir atmosfer yaratılara­k, zaman ve mekan unsurları da silikleşti­rilmektedi­r. Bu metinlerde­n ne anlıyoruz? “Yaşananlar tekrardan ibaret”, “Çıkış yok”, “Gelecek yok”, “Memleket İstanbul’dan, İstanbul da Taksim ve Kadıköy’den ibarettir!”

Belki de günümüzde arabesk dünyayı ve yaklaşımı, gecekondu mahalleler­inden çok aydın/ edebiyatçı masalarınd­a aramak gerekir. Yoksulları­n hayatta kalma, ayakları üzerinde durma mücadelele­rine bakıldığın­da, onlardan tutunamaya­nlar çıkarmak zordur; ‘tutunamaya­nlar’ın orta sınıf entelektüe­l dünyayla daha güçlü bağları olmalı.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye