Ne olacak bu Brexit’in hali?
Birleşik Krallık ülkelerinin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden çıkışına karar verilen referandumun üzerinden yaklaşık iki buçuk yıl geçti. 23 Haziran 2016’da yapılan referandumda Birleşik Krallık (İngiltere, Kuzey İrlanda, Galler ve İskoçya) halklarının yüzde 52’si Ab’den çıkmaktan yani ‘Brexit’ten yana oy kullandı. Hemen akabinde ise AB ile pazarlıklar başladı.
ÜST ÜSTE İKİ OYLAMA
AB yetkilileriyle onlarca kez yapılan görüşmelerde bir taslak ortaya çıktı ve bu da önceki gün Parlamentoda oylamaya sunuldu. 432’ye karşı 202 oy alan Muhafazar Partili Başbakan Theresa May, bugüne kadarki tüm Birleşik Krallık hükümetleri içinde, oylamaya sunduğu bir konuda bu kadar açık ara ile yenilgi alan ilk başbakan oldu ve böylece tarihi bir yenilgi almış oldu.
Yenilginin ardından, ana muhalefet partisi olan İşçi Partisinin Lideri Jeremy Corbyn, hükümet için güven oylaması yapılması talebiyle önerge verdi. Çarşamba akşamı gerçekleştirilen oylamada May, 306’ya karşı 325 oy alarak güven oylaması engelini aşmış oldu. Oylamanın ardından May, “Parti çıkarlarını bir kenara bırakıp, ulusal çıkarlara bakalım” diyerek tüm muhalefet liderleriyle görüşmeler yaptı.
BİR ARPA BOYU YOL ALINMADI
Peki Brexit’te nereye gelindi? Aslında başa dönüldü denebilir. Müzakereler, İngiltere hükümeti ile Avrupa Birliği arasında, Brexit’in nasıl gerçekleşeceği ve Brexit sonrası iki tarafın ilişkilerinin nasıl devam edeceğinin belirlenmesi için yapıldı. Ancak müzakerelerin hiçbirinde bir yol alınmadığı ortaya çıktı.
Şimdi Başbakan May, yeni bir anlaşma taslağı sunmaya hazırlanıyor. Bunun da kabul edilip edilmeyeceği henüz belli değil.
İki yıllık AB ile müzakere süresince rekor sayıda bakan istifa etti (23 bakan). Buna rağmen May istifa etmemekte ısrarlı. Bu süre boyunca 3 tane ‘Brexit bakanı’ ile çalışan May, İngiliz sermayesinin tam desteğini aldığı için koltuğunda kalmayı başardı.
NE OLMUŞTU?
Referandum yapıldı ve halkın çoğunluğu Ab’den çıkmak istedi. O zamanı bir hatırlayalım: Ülkenin en büyük üç partisi ‘Ab’de kalma’ yanlısı kampanya yürüttü ve kaybettiler. Yani İngiliz sermayesinin temsilcileri, o oylamayı kaybetmişti.
Ab’den çıkma (Brexit) yanlısı kampanyayı ise bazı sendikalar ve kitle örgütlerinin yanı sıra bir de ırkçı UKİP partisi gerçekleştirmişti. Yani 650 milletvekilinin hemen hemen tamamına sahip olan ve parlamentoyu da ülkeyi de yöneten partiler, referandumu kaybetmişti.
Halk, kemer sıkma politikalarından ve kesintilerden bıkmış, çıkış yolu olarak Ab’den çıkmaktan yana oy kullanmıştı. Çünkü bu düzen partilerinin söyledikleri kemerlerin daha fazla sıkılmasından öteye gitmiyordu. Madem öyle diyen halk, bu partilerden değil, çıkalım diyenlerden yana tavır koydu.
Kimisi AB yasalarıyla sömürü ve talan politikalarının
son bulmasını savunarak, kimisi ise ırkçı söylemlerden etkilenerek Brexit’e oy verdi. Bu oyların yoksul bölgelerde yoğunluk kazanması ise dikkat çekiyordu.
Şöyle ya da böyle çıkmaktan yana oy kullanan halkın isteği yerine getirilmek zorundaydı. Yani Ab’den çıkmanın yolları arandı.
ASIL ZORLANDIKLARI HALKIN TALEPLERİ
Fakat çok zorlandıkları ortada. Aslında, ne AB sermayesi ne de Birleşik Krallık sermayesi bu evliliğe son vermek istiyor. İki taraf da birbirinin parasını seviyor. Çünkü, bu evlilik çıkar evliliği olduğu için, birbirinden yararlanmanın yollarına bakıyorlardı. Şimdi ise, bu evliliğe halk bir çomak soktu ve içinden çıkamıyorlar.
Almanya, toplam ticaretinin yüzde 14’ten fazlasını İngiltere’ye yapıyor. Fransa, Hollanda gibi ülkeler de bu rakama yakın. Onlar da bu pazarı kaybetmemenin yollarını arıyorlar. İngiltere de benzer sıkıntılar yaşadığı için, bu evliliği bitirmekte epey zorlanacaklar gibi görünüyor.
İŞÇİ PARTİSİ NE DİYOR?
Ana muhalefet partisi İşçi Partisinin de bu süreçte tavrı merak ediliyordu. Lideri Jeremy Corbyn, sadece erken seçim çağrısı yapıyor. Brexit’in nasıl gerçekleşmesi gerektiğine ilişkin somut bir önerisi yok.
Parti içinde ise 3 ayrı Brexit anlayışı var. Bir grup, “Çıkmayalım” diyor. Bir grup, “Yeniden referanduma gidelim” diyor. Bir grup da “Ulusal çıkarlar için tüm partiler bir araya gelelim, uygun bir ayrılık anlaşması hazırlayalım” diyor. Corbyn’in de erken seçim hayali suya düştü gibi. Çünkü May, tekrar ‘güven’ almış oldu. Zaten sermaye May ile bu işi sonuna kadar götürmek istiyor.