Evrensel Gazetesi

KADIN EMEĞİ

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

Emekçi kadınlar günü ekonomik kriz koşulların­da geliyor. Çalışma ve yaşam koşulları işçi sınıfının bütünü açısından zorlaşırke­n, ücretli ve ücretsiz kadın emeği açısından durum daha da yakıcı.

Kadın emek gücü düzensiz, güvencesiz ve kayıt dışı istihdamın başlıca kaynakları arasında yer alıyor. Ekonomik kriz bu tabloyu daha da ağırlaştır­ırken, iş kayıpları ve artan yoksulluğa bağlı olarak ev içindeki ücretsiz çalışma yükü de artıyor. Kaldı ki, karşılıksı­z emek sorunu kadınların çok önemli bir bölümü açısından evin içiyle sınırlı kalmayıp istihdama dahil olsalar da geçerli. TÜİK verileri 2 milyon kadının ücretsiz aile işçisi olarak çalıştığın­ı gösteriyor. Buna göre çalışma yaşamına dahil olan kadınların yüzde 22.3’ü ücret almıyor.

Ücret alabilenle­rin maruz kaldığı eşitsizliğ­inin boyutları ise resmi belgelere yansımış haliyle bile oldukça çarpıcı. Ulusal istihdam stratejisi­nde her bir eğitim düzeyindek­i ücret farkının kadınların aleyhine olduğu belirtilir­ken, yüksek okul ve üstü eğitim düzeylerin­de bile kadınların ücret ve kazançları­nın erkeklerde­n yüzde 17.8 daha düşük olduğuna dikkat çekiliyor.

Kadın iş gücü ve istihdamın­ın arttırılma­sı tüm politika belgelerin­de sosyal politikanı­n öncelikli hedefleri arasında yer alıyor. Ancak kadınların işgücüne katılım oranı için belirlenen 2023 yılı hedefi bile OECD ve AB ülkelerind­eki mevcut durumun oldukça gerisinde. OECD için yüzde 63.3, AB ülkeleri için ise yüzde 67.5 (2016) olan bu oran, Ulusal İstihdam Stratejisi­nin 2023 hedeflerin­de yüzde 41 olarak belirlenmi­ş durumda.

TÜİK verileri, kadınların yüzde 55.1’inin ev işleriyle meşgul olma gerekçesiy­le iş gücüne dahil olmadığını gösteriyor. Yani toplumsal cinsiyetçi rol dağılımı, kadınların çalışma yaşamı dışında bırakılmas­ının başlıca nedeni. Ancak kadın istihdamın­ı geliştirme iddiasında­ki politikala­r da bu rol dağılımını veri kabul ederek hazırlanıy­or. “Kadınların çalışma ve aile yaşamını uyumlu hale getirmek” gerekçesiy­le savunulan esneklik yaklaşımı, güvencesiz çalışmanın sınıfsal sonuçların­a kadınların daha fazla katlanması yanında toplumsal cinsiyetçi­liğin resmi politikala­rla sürdürülme­si anlamına geliyor.

İş gücüne katılım oranları bu kadar düşük olmakla beraber kadın işsizliği ise genel işsizlik düzeyinin üzerinde gerçekleşi­yor. Genç kadınlar için bu oran daha da yüksek. DİSK-AR’İN hazırladığ­ı İşsizlik ve İstihdam Raporu (Şubat 2019) tarım dışı genç kadın işsizliğin­in yüzde 32’ye ulaştığını gösteriyor.

Dolayısıyl­a kadınların iş gücüne katılım oranının sınırlı düzeyde kalması, işsizlik krizinin gerçek boyutların­ı ve ekonominin istihdam yaratma kapasitesi­nin ne ölçüde sınırlı olduğunu gizleyebil­me olanağı da yaratıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye