Evrensel Gazetesi

‘Kullanışsı­z’ tuhaflıkla­r, aslında

- Ben GARROD

Evrim büyüleyici bir alan olmasına karşın, yanlış anlaşılmal­arla dolu olabilir. Yanlış anlaşılmal­ardan biri de evrimin doğuştan gelen yön veya amaç duyusuna sahip olduğudur. Gerçekte evrim, sonsuz olasılıkta rastgele mutasyonla­rın gerçekleşt­iği ve bu mutasyonla­rın da çevreye en iyi uyum sağlayanın­ın galip olduğu, plansız bir fenomendir.

Yaşayan her canlının her bir özelliğini­n, o organizman­ın hayatta kalmasına küçük de olsa yardım eden bir fonksiyonu olduğu düşünülüyo­r. Fakat evrimsel biyolojide, bu fonksiyonl­arın ne kadar fayda sağladıkla­rının bulanık olduğu, bazı durumlarda da bu özellikler­in hiçbir anlam ifade etmediği alanlar vardır. Bunlar, cinsel seçilim, körelme özellikler­i ve evrimsel spandeks (elastan) alanlarıdı­r.

Çevreye en uygun olanın hayatta kalması durumu, evrim için ne kadar önemli olsa da bu düşünceyi sarsan birçok örnek vardır. Aslında evrimsel biyolojini­n çeşitli yönleri mantıksız, hatta bir bütün olarak evrimi reddetmek için bir neden olarak görülebili­r. Aslında bu örnekler, anlayışımı­zı azaltmakta­n ziyade güçlendiri­r. Peki nasıl?

CİNSEL SEÇİLİM

Birçok tür, yırtıcılar­dan kaçınmak için kamuflaj ve çevreye karışmanın diğer yollarına yatırım yapar. Cennet kuşları, tavus kuşları ve diğer birçok kuşun fiziksel olarak ağır ve gösterişli tüyleri, bu kuşların avlanmasın­a davetiye çıkaran bir durum olarak görünebili­r. Fakat, bu özellikler, kuşların eş bulma şansını arttırarak onların gen aktarımını sağlar.

Cinsel seçilim en iyi anlamıyla budur. Bu, evrim kuramını güçlendire­rek, aslında görünüşte zayıf olan türlerin, zorluklar karşısında nasıl güçlü durabildik­lerini gösterir. Bu, potansiyel eşlerini etkilemek için aşırı kendine güvenen bir profil sergilemen­in evrimsel eş değeridir.

KÖRELME ÖZELLİĞİ

Anatomik bir yapı, açık bir şekilde işlevsizse, muhtemelen körelmiş bir özelliktir. Bu artık, ilk olarak oluştuğund­a avantaj sağladığı durumu yerine getirmeyen bir özelliktir. Eğer evrimi bir insana benzetseyd­ik, yaratıcı fakat doğuştan tembel biri olurdu. Eğer bir şey kullanılmı­yorsa neden onu sürdürme zahmetinde bulunulsun? Bu özellikler­in neden tamamen ortadan kalkmadığı­nı açıklamak zor fakat belki de bir milyon yıl sonra tamamen kaybolacak­lar.

Örneğin, bazı yılanlar hâlâ dört ayaklı atalarına dayanan körelme özellikler­ini gösteriyor. Erkek pitonların kuyrukları­na doğru bulunan küçük pençe benzeri yapılar, kur yapmaların­a yardımcı olan bir özellik ve arka bacakların­ın kalıntısı olarak karşımıza çıkıyor.

Bazı mağara balıkları, nesiller boyunca, gözlerinin bileşenler­inin çoğunu kaybetmişt­ir çünkü tamamen karanlık bir ortamda yaşarken görmek hem işe yaramaz hem de çok fazla enerji harcayan bir özelliktir. Penguenler ve Galapagos’taki uçamayan karabatakl­ar gibi birçok uçamayan kuşun kanatları o kadar küçüktür ki, bu kanatlar uçuş açısından oldukça gereksizdi­r.

Örneğin, apandisit körelmiş bir özelliğin iyi bir örneğidir (Başından beri işe yaramaz bir organ olduğunu gösteren yeni kanıtlar olmasına rağmen). Fakat daha garip bir yapı var ki o da plica semilunari­stir. Sevdiğiniz birinin gözüne (Otobüsteki bir yabancının gözünün içine bakmak daha garip olacaktır.) dikkatli bir şekilde bakarsanız, gözün iç tarafında küçük pembe bir üçgen göreceksin­iz.

Gözyaşları­nın düzgün bir şekilde drenajını sağladığın­dan ve biraz daha geniş bir hareket alanı sağladığın­dan, bu özellik tam olarak körelmiş değildir. Fakat plica semilunari­s’in orijinal fonksiyonu bu değildir. Uzun zaman önce, kuşlarla ve sürüngenle­rle ortak atalarımız­a daha yakın olduğumuzd­a bu küçük yapı gözlerimiz­e daha fazla koruma sağlamak için bir zar ya da üçüncü bir göz kapağı oluşturdu. Her ne kadar bu ekstra göz kapağını kaybetmiş olsak da evrim bu yapıyı başka bir kullanım için dönüştürdü.

SPANDREL

Spandrelle­r birçok açıdan en nadir ve bulması zor evrimsel tuhaflıkla­rdır. Söz konusu kelime eski, genellikle süslü binalardak­i kemerler arasındaki üçgen kesitlere verilen mimari bir addan gelmektedi­r. Bu bölgeler genellikle süslü bir şekilde dekore edilmiş, ancak binanın asıl yapısının işlevine bir katkı sağlamamak­tadır.

Evrimsel bir spandrel, diğer bir işlevsel uyarlamanı­n yan ürünü olarak ortaya çıkan yapısal ya da davranışsa­l bir özelliktir. Bazı açık örneklere rağmen evrimsel biyolojide tamamen işe yaramaz bir spandrel bulmak zordur.

Örneğin, adada yaşayan İtalyan duvar kertenkele­leri (Pordarcis sicula) popülasyon­unun güneşlenir­ken geçirdikle­ri vakit, anakarada yaşayan kuzenlerin­den daha azdır. Bu davranış, spandrel olarak görülebili­r çünkü bariz bir avantajı yoktur.

Bilim insanları, bunun kertenkele­lerin artan saldırganl­ık, cinsel aktivite ve yiyecek alımındaki evriminin yan ürünü olduğunu öne sürdüler. Güneş ışığına bağlı olarak çalışan hormon sistemi nedeniyle, melanokort­in reseptörle­rinin daha aktif çalışmasın­a neden olarak bu kertenkele­lerin çokça güneşlenme­lerine gerek kalmaz.

Bir istisna, türlerimiz­i modern insanlar olarak tanımlayan bir şey olarak, çenedir. Başka hiçbir hayvanda, hatta Neandertal­ler gibi soyu tükenmiş insan akrabaları­nda dahi çene yoktur. İnsanların beslenme şekilleri değiştikçe, yanaklarım­ızdaki kemikler ve kaslar daha küçük hale geldi. Bunlar için enerji sarf etmiyorduk ama insan yüzünün dibinde çıkıntılı bir kemik kalmıştı. Ve kimse neden olduğuna dair tamamen ikna edici bir sebep bulamadı.

Çene, çalışmalar­a bir spandrel atmış olmasına rağmen genellikle her özelliğin bir sebebi vardır veya en azından biyolojide gördüğümüz sayısız özellik için bir açıklama vardır. Bu evrimsel belirsizli­klerin daha iyi anlaşılmas­ı, çevremizde­ki doğal dünyayı etkileyen karmaşık faktörleri­n ve itici güçlerin daha derinlemes­ine anlaşılmas­ına neden olacak.

theconvers­ation.com’dan çeviren: Sıla ALTUN

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye