Cumartesi Anneleri kaybedilen kadınları andı
CUMARTESİ Anneleri eylemlerinin 728. hafta eyleminde, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde gözaltında kaybedilen kadınlar için adalet talep etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yapılan açıklamayı okuyan kayıp yakınlarından Maside Ocak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde gece yürüyüşü yapmak isteyen kadınlara polis tarafından müdahale edildiğini hatırlatan Ocak, “8 Mart’a kadına yönelik devlet şiddeti ve Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray’ın polis zoruyla yasaklanmasıyla girdik. 28 haftadır açıklamalarımızı kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’da gerçekleştiremiyoruz” dedi.
‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Ocak, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle 1991’den bu yana gözaltında kaybedilen kadınları hatırlatarak adalet talebini yineledi: “1991’de Cizre’de gözaltına alındıktan 18 yıl sonra yol yapım çalışması sırasında kemikleri bulunan Makbule Ökdem’i unutmayacağız! 27 Temmuz 1992’de Dersim’de gözaltına alındıktan 8 gün sonra işkence edilmiş haldeki bedeni Elazığ’da gömülü bulunan, Ayten Öztürk’ü unutmayacağız! 14 Ağustos 1992’de Mardin/derik’te 2 kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdda Yavuz’u unutmayacağız! Eylül 1993’de Hizbullah tarafından Nusaybin’de başına çuval geçirilerek kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Sedika Dal’ı unutmayacağız! 24 Aralık 1993’de Bitlis/tatvan/ Wanik köyündeki evlerinden kardeşi Ramazan ile birlikte askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hamide Şarlı’yı unutmayacağız! 24 Eylül 1994’de Dersim/ Mirik’te köye yapılan askeri operasyon sonrası kendilerinden bir daha haber alınamayan Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve onun 3 yaşındaki kızı Dilek Serin’i unutmayacağız! 5 Ekim 1994’te İstanbul’da gözaltına alınan Lütfiye Kaçar’ı unutmayacağız! 17 Ekim 1994’te Muş Hasköy’e bağlı Ortaç köyünde askeri bir operasyonun ortasında kalan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan Gülnaz Tatu ve Kadriye Tatu’yu unutmayacağız! 24 Ocak 1995’de Ankara’da gözaltına alınan, işkence görmüş bedeni 76 gün sonra Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığında ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gömülü bulunan Ayşenur Şimşek’i unutmayacağız! 1 Mayıs 1995’de Diyarbakır/bismil’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hatice Şimşek’i unutmayacağız! 7 Eylül 1996 tarihinde Diyarbakır/ Bağlar’da bulunan bir eve sivil polisler tarafından yapılan baskında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Şükran Daş’ı unutmayacağız! 28 Kasım 1996’da Diyarbakır’da eşi Mahmut ile birlikte gözaltına alınan ve 2 yıl sonra kimsesiz olarak defnedildiği Cizre Asri Mezarlığına ‘kimliği meçhul kişi’ olarak gömüldüğü anlaşılan ancak mezarına hâlâ ulaşılamayan Fahriye Mordeniz’i unutmayacağız! 26 Eylül 1997’de Kulp-diyarbakır yolunda otomobilleri durdurularak eşi Orhan ile birlikte beyaz Toros ile kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Zozan Eren’i unutmayacağız! 31 Mart 1998’de İzmir/çeşme/alaçatı’da 3 arkadaşı ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Neslihan Uslu’yu unutmayacağız! 16 Temmuz 1998 gecesi derin devlet bağlantılı Hizbullah tarafından Mersin’de kaçırılan, 21 Ocak 2000 tarihinde işkence edildikten sonra Konya Meram’daki bir villanın bodrumunda cansız bedenine ulaşılan Konca Kuriş’i unutmayacağız. Adalet sistemi gözaltında kaybedilen kadınlar için kamuoyunun vicdanını tatmin edecek kararları tesis edinceye kadar; onları kaybedenler, kaybetme iklimini yaratanlar hesap verinceye kadar hakikat ve adalet mücadelemizden ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.” (İSTANBUL/EVRENSEL)