ERMENİ FOBİSİ
Geçen hafta Avrupa parlamentosunda Ermeni fobisini tartıştık. Maşallah fobi deyince hiç biri eksik değil. Borsa da hisse senetlerinin iniş çıkışını takip etmek gibi bir şey. Antisemimitizmden, Rum ve Ermeni fobisine, Kürt fobisine uzanan bir sinsile.
Son dönemde, herhalde Ergenekon çevresi ile yeniden flört yapma sonucu, Ermeni fobisi yeniden tırmanışta. Elbette Kürt fobisine bulaştırılmadan olmaz. Nasıl ’30’lar Almanya’sında Yahudiler, her “melanet”ten sorumlu ise, on yıllardır çözümsüzlüğe mahkum edilen Kürt meselesi de, Ermeniliğe bulaştırılmadan olmaz.
Kadir Mısırlıoğlu’ya, tarihçi olduğu iddia edilen bu zata göre, KİP Kurucusu Apo, “Ermeni kökenlidir”, ele geçirilen “leşler” sünetsizdir, hatta boyunlarında “haç taşımaktadırlar”.
Sabah gazetesi, “Pkk’lıların hepsi Ermeni!” diye manşet atabilmektedir. Hrant Dink’in mahkemelerinde, öldürülmeden “gözlemci” olarak boy gösteren Ergenekon davası sanığı General Veli Küçük, 2006 mayısında şöyle “analiz” yapmaktadır: “Bir an geldi ASALA kayboldu. Kayboldu, ama bir terör örgütü kolay yetişmez. Arkasından Kürdistan İşçi partisi, PKK çıktı. PKK adının duyulduğu Şemdinli ve Eruh baskınlarının akabinde dediler ki, biz 1500 militanız. O dönemde yakalanan veya ölü ele geçirilen PKK militanlarının yüzde 65’i sünnetsiz çıktı. Kürt, Türk, Müslüman değildi.”
Gülen çevresine yakın yayın organı Zaman gazetesi, aynı yılın kasım ayında, “Çatışmada ölen Pkk’lılar sünnetsiz çıktı” diye başlık atıyordu.
Hrant Dink’i ensesinden vurup infaz eden kişinin “Ermeni”ni vurdum diye böbürlenmesine şaşırmamak lazım. “Ermeni” binlerce yıldır bu coğrafyanın parçası olan bir halkın üyesi değil, bir kötülük simgesine dönüştürüldü bu fobi ile.
12 Eylül cuntasının çökerttiği, Türk Tarih Kurumunun Başkanı Yusuf Halaçoğlu, 20 Ağustos 2007 tarihinde şöyle sözde “bilimsel” saptamada bulunabiliyordu: “Mesela, bazı Pkk’lılar sünnetsiz çıkıyor. TİKKO ve PKK terör örgütlerinin içinde yer alan insanların birçoğu, Ermeni dönmesi Kürtlerden oluşuyor.” Hatta bu “bilim adamı”, HEP/DEP/HDP yöneticilerinin adlarını liste halinde yayımlayıp, isim isim nasıl “Ermeni” kökenli olduklarını kanıtlıyor ve hedef gösterebiliyordu.
Eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin, 12 Ocak 2009: “PKK, Kürt kökenli kardeşlerimi temsil eden bir örgüt olmayıp, bir Ermeni örgütüdür. Bu tezimi, ele geçen terör örgütü mensuplarının sünnetsiz oluşu doğruluyor.”
1968’in radikal dinci/milliyetçi örgütü Mücadele Birliğinin militanı (“Kürt geçinen kökeni ateist Ermeni Pkk’lılar var” diye tweet atan Ankara Belediye Başkanı Gökçek gibi), 2005 yılında “Osmanlı Ermenileri” konferansını “ihanet” diye niteleyen Adalet Bakanı, ve daha sonra hatta TBMM’NIN “bilge” Başkanı Cemil Çiçek, 21 Ağustos 2010’da şöyle diyordu: ”Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın iş birliği var. Zaten bir kısım teröristlerin sünnetsiz olması, size çok şey ifade ediyor demektir.”
Ulusalcı Sözcü gazetesi, 11 Ağustos 2015: ”Eylemi PKK gerçekleştirdi, terörist sünnetsiz çıktı” diye manşet atıyordu.
Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Vahdet Yazarı Ahmet Mahmut Ünlü geri kalır mı, PKK’Yİ ‘Pekeke’ olarak telaffuz edenleri örgüt üyesi ilan etti! Ve şöyle devam etti: “Bunlar Kürt değil. Bunlar Ermeni gâvur, sünnetsiz. Bunlar haç çıkarıyorlar. Herif geberirken haç çıkarıyor, videoları var. Dolayısıyla bunlar Müslüman Kürt değil. Bunlar gâvur.”
“Akademisyen”, Bingöl’de HDP’YI kastederek şöyle konuşabilmişti: ”Bunlar, Şeref Meydanı’nda durdurduğunuz Rus işgalcilerin içerideki iş birlikçisi olan o zamanki Ermeni çeteleri gibi bugün de Moskova’ya gidip Türkiye karşısında iş birliği yapıyorlar. Dillerinde Türkiyelileşmek iddiası ama zihinlerinde Türkiye’deki insanları birbirine kırdırma düşüncesi… Hdp’nin de sonu Ermeniler gibi olabilir.”
Ve nihayet, daha geçenlerde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İstanbul’daki NATO toplantısında “PKK teröristlerinin içinde Ermeniler de var” diyebiliyordu.
Ermeni fobisi ’80 darbesi sonrasında da, ’90’lı yılların ortasında da tavan yapmıştı. Sadece Hrant Dink cinayeti öncesi değil. Patrik seçilmeden birkaç yıl önce, bu hafta yitirdiğimiz II Mesrob Mutafyan, “Kışkırtma o kadar fazla ki, biz 6 Eylül’ün ayak seslerini duymaya başladık bile…” demişti.
Ermeni fobisinin Ecevit/bahçeli hükümeti tarafından Mgk’nin bir parçası olarak çalışan ASİMKK (Asılsız Soykırım İddiaları ile Mücadele Koordinasyon Kurulu) nın faaliyetleri sonrası tavan yaptığını belirtmek zorundayız.