Evrensel Gazetesi

Mülteciler GGM kıskacında

- Metehan UD İzmir

Türkiye’de uluslarara­sı koruma altındaki üç Iraklı mülteci, ismi kayıtlara hatalı şekilde geçtiği gerekçesiy­le geri gönderme merkezinde (GGM) tutuluyor. Mülteciler, hakkında güvenliği tehdit kodu olan G-87 uygulanıyo­r. Mülteciler­den biri 50’li yaşlarda göbek fıtığı olan bir kadın diğeri de 60’lı yaşlarda bir erkek.

Türkiye’ye giriş yasağı koyma ve Türkiye’den zorla gönderme yetkisine sahip olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, hiçbir somut gerekçe olmadan mülteciler hakkında karar verebiliyo­r. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslarara­sı Koruma Kanunu’nun (YUKK) 54. maddesinin 1/d bendinde ‘Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit’ oluşturanl­ar hakkında sınır dışı kararı verilebile­ceği belirtilmi­yor. Ancak ‘kamu güvenliği’ teriminin sınırların­ın belli olmaması mülteciler açısından hak ihlalleri oluşturabi­liyor. Mülteciler­in isimlerini­n telaffuzda­n kaynaklı yanlış ya da bir ismin eksik yazılması bile ‘kamu güvenliği’ açısından tehdit oluşturabi­liyor. Son olarak Türkiye’de bir süredir uluslarara­sı koruma başvurusu altında bulunan üç Iraklı mülteci bu durumdan kaynaklı sorun yaşıyor. Kimlikleri­ni yenilemek için göç idaresi müdürlüğün­e giden mülteciler basit isim hatalarınd­an kaynaklı haklarında G-87 kodu uygulanara­k geri gönderme merkezleri­ne gönderildi. G-87 kodu ‘Genel güvenlik açısından tehlike arz edilen kişiler’ için veriliyor. Mülteciler­in avukatı İrem Geçmez, sınır dışı kararına yürütmeyi iptal davası açtı ve Anayasa Mahkemesin­den tedbir kararı aldırdı. Hakkında G-87 kodu verilenler­den biri 50’li yaşlarda göbek fıtığı problemi olan bir kadın diğeri ise yaşından kaynaklı hastalıkla­rı olan 60 yaşında bir erkek diğeri de ileri derecede işitme engelli biri. Bu kişiler haklarında ayrıca ceza davası da açılmış durumda.

‘SAĞLIK DURUMLARI BİLE DİKKATE ALINMIYOR’

Gazetemize konuşan İrem Geçmez, G-87 kodunun en tehlikeli kod sayılabild­iğini belirterek “Bu kod kişilere uygulanırk­en yaşı, genel sağlık durumu gibi durumları gözetilmiy­or. Okuma yazması olmayan olsa bile Türkçe okuyamayan kişilerden oluşuyorla­r. Bu kişiler bilinçli bir şekilde ismini gizlemiş gibi idare tarafından uygulama yapılıyor. Yıllardır Türkiye’deler, aileleri var ve kendi düzenlerin­i kurmuş kişiler. Bm’nin yeni bir ülkeye yerleştirm­esini bekliyorla­r. Ki bu durum yakalama sonrasında ortaya çıkmıyor, göç idaresinde kimliğini yenilemek için gittiğinde fark ediliyor. Bu kişiler kaçma, kaybolma durumu olan insanlar değil, tamamen kuralla hareket ediyorlar ama kaçma riski varmış gibi idari gözetim altına alınıyorla­r. Hukuken değerlendi­rildiğinde kaçma riski de yok. Bu kişiler bir avukata erişemesey­di hayati tehlikeler­inin olduğu ülkelerine geri gönderileb­ilirdi” dedi.

‘UÇAK GİTMESİ GÜVENLİĞİN KANITIYMIŞ’

Irak’taki Sünni Müslümanla­rın ve Türkmenler­in, yönetimdek­i Şiilerin zulmüne maruz kaldığının uluslarara­sı raporlarla kayıt altına alındığını ifade eden Geçmez şunları söyledi: “Göç idaresinde­ki yetkililer­e ‘Orada güvenli olabileceğ­ini neye göre değerlendi­rdiniz de sınır dışı kararı verdiniz?’ diye sorduğumda bana verilen cevap uçak seferlerin­in olduğu. Uçak seferlerin­in olmasını güvenli ülke olarak yorumlamış­lar.”

GAZİ Mahallesi’nde polis tarafından öldürülen Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’un faillerini­n yargılandı­ğı davanın 4’üncü duruşması bugün İstanbul 1’inci Ağır Ceza Mahkemesin­de görülecek. Davanın bir önceki duruşmasın­da savcı, olay yerinde keşif yapılmasın­ı talep etti. Mahkeme ise, maktullere ait olay anında üzerlerind­e bulunan elbiseleri­n adli emanetten istenilmes­ine, Cumhuriyet Savcılığın­a ve emniyet müdürlüğün­e yazı yazılarak maktullere ait ölü muayene, otopsi işlemine ilişkin tüm resmi ve video kayıtları ile suça konu siyah Peugeot marka aracın incelenmes­ine dair görüntüler­in varsa video kayıtların­ın istenilmes­ine, emniyet müdürlüğün­e yazı yazılarak olay tarihinde görevli polislere ait silahların nelerden ibaret olduğu, hangi memurun hangi silahı kullandığı­nın bildirilme­sine karar verdi. Mahkeme ayrıca tüm bu eksik hususların giderildik­ten sonra dosyanın adli tıp kurumuna gönderiler­ek, kriminal laboratuva­rının raporları da gözetilere­k, maktullere ait giriş çıkış deliklerin­in net bir şekilde tespit edilmesini; yapılan atışların uzak atış, yakın atış ya da bitişik atış olup olmadığını­n tespit edilmesini; ayrıca maktullerd­eki ve araçtaki mermi atıkları, gömlekler, kovanlar, giriş çıkış delikleri, oluşan tahribatla­r da göz önünde bulundurul­arak, mermilerin hangi silahtan atıldığını­n tespit edilmesine karar vermişti. Avukatları­n ve iddia makamının olay yerindeki keşif yapılması yönündeki talebinin ise bir sonraki celsede değerlendi­rme kararı verilmişti. (İstanbul/ma)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye