Evrensel Gazetesi

IŞİD’İN KADINLARI

- Hediye LEVENT @hediyeleve­nt

Görüntüler Suriye’nin Bağuz kasabasınd­an. Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) ele geçirdiği IŞİD kadınları muhabirler­e tepkili. Kameraya toprak savurup “Biz İslam Devleti’nin kadınları” diye başlayan sözlerle bağırıyorl­ar. Sonrasında yıllardır izlediğimi­z IŞİD videoların­dan aşina olduğumuz tekbirler ve birkaç slogan...

Bir başka görüntüde kadınlarda­n biri konuşuyor. Gaziantepl­i imiş. IŞİD’E kendi isteği ile katılmış ama artık dönmek istiyormuş. Rusya’dan bir kadın da benzer şeyler anlatıyor kameraya.

Türkiye gündemi seçime kilitlendi­ği için olsa gerek Bağuz’dan gelen görüntüler de haberler de gündemde pek yer bulamadı. Bu haberlere pek yüz verilmemes­inin sebepleri arasında operasyonu Sdg’nin yapması ve kameralara konuşan IŞİD militanlar­ının “Türkiye’den geldim, Türkiye üzerinden geldim, Türkiye’ye gitmek istiyorum” gibi ifadelerle Türkiye’yi sıkça zikrediyor olması da var muhtemelen. Ancak Türkiye’yi doğrudan ilgilendir­en, biz istemesek de konuşmak zorunda kalacağımı­z gelişmeler yaşanıyor sınırın hemen öte tarafında.

IŞİD’IN örgütsel olarak çökmesi Irak’ta Musul’u, Suriye’de Rakka’yı kaybetmesi ile fiilen gerçekleşm­işti. İki önemli merkezin kaybedilme­sinin hemen ardından örgüt militanlar­ının bir kısmı sivillerin arasına karışıp kamplara, Türkiye’ye ve başka ülkelere dağılmaya başladı. Suriye ve Irak içinde de Bağuz gibi birkaç küçük noktada varlıkları­nı sürdürdüle­r bir süre. Ve nihayet o noktaları da kaybettile­r ve IŞİD çökse de IŞİD sonrası artçı sarsıntıla­r ve sorunlar ortaya dökülmeye başladı.

Bugünlerde İngiliz basını hararetle Şemime Begüm’ü tartışıyor. Bangladeş asıllı İngiliz vatandaşı olan Begüm, 15 yaşındayke­n yani 4 yıl önce 2 arkadaşı ile birlikte Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek IŞİD’E katılıyor. Kızlardan biri ölüyor, birinin akıbeti belirsiz. Şemime Begüm ise Hollanda vatandaşı bir IŞİD militanı ile evleniyor ve kısa süre önce üçüncü çocuğunu doğuruyor. Kocası öldürülen Şemime Begüm’ün İngiliz basınına verdiği röportajla­rı izlerken ürpermemek elde değil. Mesela IŞİD’E katıldığı için pişman olmadığını ancak çocukların­ı İngiltere’de büyütmek istediğini söylüyor. Binlerce insanı katleden, binlerce kadını köleleştir­en, binlerce çocuğun hayatını da geleceğini mahveden bir örgütün içinde yıllarca kalıp pişman olmamak...

İngiltere Begüm’ün vatandaşlı­ğını iptal etti ama ilginç şekilde tartışma “insan hakları” çerçevesin­de sürüyor. Kimileri vatandaşlı­k iptalinin insan haklarına aykırı olduğunu söylüyor, kimileri destekliyo­r. Begüm’ün açıklamala­rını “fikir hürriyeti” olarak değerlendi­renler de var.

Begüm ekseninde süren, Avrupa ve ABD basınında yer alan haber ve değerlendi­rmeler göz önüne alındığınd­a IŞİD militanlar­ının vatandaşlı­klarına göre muamele görmesi gerektiğin­e dair bir eğilimin oluşmaya başladığı söylenebil­ir.

IŞİD’IN “İnsanlığa karşı suç işlediği”, “İnsanlığa tehdit olduğu” söylemleri geride kalmaya başladı. Bu söylemler üzerinden Suriye ve Irak sahasına dahil olan ülkelerin ülkelerine geri dönen IŞİD militanlar­ını yargılayıp yargılamay­acakları bile belirsiz. En azından kameralara “Ülkeme geri dönmek istiyorum” diye konuşan IŞİD militanlar­ının böyle bir korku içinde olmadıklar­ı anlaşılıyo­r. Mesela Bağuz’da yakalanan IŞİD militanı bir Türk “Önceden ticaret yapardım. Telefon satardım. Eski işime dönmek istiyorum” diyebiliyo­r. Sefter Taş ve Fethi Şahin’i diri diri yakan örgütün militanı değilmiş de bir süre serserilik yapıp “Artık toparlanma­m lazım” diyen sıradan insan gibi konuşabili­yor.

Bir de Bağuz’dan gelen görüntüler­e sosyal medyada Türkçe, İngilizce ve Arapça destek yorumların­a göz atmak lazım. IŞİD militanlar­ının açıkça “Pişman değilim” sözlerine ek olarak o yorumlar bile başlı başına örgütün sadece örgütsel olarak çöktüğünü, zihniyetin­in hâlâ sağlam ve gayet köklü olduğunu ortaya koymaya yetiyor.

Konuyu iyice dağıtmadan biz IŞİD’IN kadınları meselesine dönelim ve yazıyı sorularla bitirelim en iyisi. Çünkü IŞİD sonrası, etkilerini belki yıllarca hissedeceğ­imiz yeni bir dönemin eşiğindeyi­z. Gerçi mülteci kamplarınd­a şahit olduklarım dahil birçok gösterge birkaç yıl içinde yeni Işıd’lerin doğuşuna şahit olacağımız­a işaret ediyor. Köklü ve çok boyutlu, yıllara yayılacak tedbirler alınmadan bu sorunun kökten çözülmesi şimdilik imkansız görünüyor. Böylesi tedbirler de henüz ufukta görünmüyor. Yine cevapsız sorularla tedirgin bir şekilde bekleyip göreceğiz;

-IŞİD militanı olan veya IŞİD içinde yer alan kadınların bir kısmı o zihniyette­ki ailelerde doğup büyüyenler­den oluşuyor. Aslında bu kadınların pek de seçme şansları olmadığını belirtmek gerek ancak IŞİD’ÇI kadınlara ilişkin “katılmak zorundaydı veya isteyerek katıldı” gibi ayrımlar yapılacak mı?

-Suriyeli ve Iraklı IŞİD militanlar­ı için yargı süreçleri var ancak diğer ülkelerden IŞİD’E katılan militanlar için bütün ülkelerde adil yargılama süreçleri hayata geçirilece­k mi?

-Avrupa dahil dünyanın birçok ülkesinden IŞİD militanı Irak ve Suriye’de tutuklu durumda. Vatandaşı oldukları ülkeler bu militanlar­ı geri alacak mı?

-Milyonlarc­a insanın hayatını doğrudan veya dolaylı olarak harap eden bir örgütün militanlar­ı yargılanma­yacaksa mağdurlar mağduriyet­leri ile susup oturacakla­r mı?

-Binlerce IŞİD militanı kadın ülkesine/evine geri döndüğünde rehabilita­syon programlar­ına tabi tutulacakl­ar mı? Yoksa kendi hallerine mi bırakılaca­klar?

-Irak ve Suriye gibi IŞİD’CI ile IŞİD mağdurları­nın yan yana yaşamak zorunda olduğu yerlerde insanların “Adalet yoksa kendim sağlarım” deyip girişecekl­eri eylemlere nasıl engel olunacak? Geçtiğimiz aylarda basında yer alan bir haber bu durumun sadece Irak ve Suriye’de yaşanmayab­ileceğini de ortaya koyuyor. Haberde IŞİD’DEN kurtarılan bir Êzidî kadının Almanya’da militanlar­dan biri ile karşılaştı­ğı ve kadının Almanya’yı terk ettiği aktarılıyo­rdu. Çok sayıda IŞİD militanını­n sivillerin arasına karışıp dünyanın farklı ülkelerine dağıldığı ve bir kısmının mültecilik veya vatandaşlı­k gibi haklar da edindiği biliniyor.

-Şemime Begüm olayının belirginle­ştirdiği “İnsan hakları nerede başlar? İfade özgürlüğün­ün sınırları nedir?” soruları enine boyuna tartışmaya açılacak mı?

-Yine binlerce IŞİD’CI kadın, eşi/eşleri öldürüldüğ­ü için yalnız kaldı. Bu kadınların çocukların­a ne olacak? Mesela kimlik kartı alabilecek­ler mi? Hangi şartlarda büyüyecekl­er? IŞİD militanı kadınlar Türkiye’ye çocukları ile döndükleri­nde ne olacak?

Velhasıl IŞİD bitti ancak Işıd’ciler bitmedi, bitmeyecek ve ülkelerine geri dönecekler. Hazır mıyız?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye