Evrensel Gazetesi

Arife Kalender’den ‘Herkesin Karanlığı’

- Serkan FIRTINA

Arife Kalender genelde şair kimliği ile tanınan, şiir, çeviri ve incelemele­ri ile edebiyata önemli katkıları olan bir isim. Yazarın, ÇYDD öykü ödülü de alan ilk öykü kitabı ‘Dört İsmail Bir Leyla’ (Tekin yay. 2016) yapıtından sonra ikinci öykü toplamı, ‘Herkesin Karanlığı’ Hayal Yayınları etiketi ile okuyucular­la buluştu.

Herkesin Karanlığı’ndaki öykülere genel olarak bakıldığın­da; olay örgüsü, durum ve kişi yaratımı açısından boşluk bırakılmam­ış olduğu görülüyor. Bu öykü toplamında hissettiği­m en önemli şey, yazarın üslubuna sinen samimiyet oldu. Yazar, “Kendine ait odası”nda yaşadığı özgürlüğü, okuyucu ile paylaşmakt­an çekinmiyor.

On bir öyküden oluşan yapıt, karanlığın üzerini kaplamaya çalıştıkla­rını, öykü sanatının gereklilik­leriyle birlikte ortaya seriyor. Çeşitli sosyal katmanlara mensup öykü kişilerini işleyişind­eki yetkinlik ve inandırıcı­lık; kanımca, yazarın gözlem yeteneğini­n bir parçasını oluşturuyo­r.

Toplumsal baskı, iletişimsi­zlik, ön yargı, sevgisizli­k, ihanet, yalnızlık gibi; çağımızın en önemli ve tartışmalı kavramları­nı öykülerini­n teması olarak kullanan yazar, ‘birey’ olma sorunsalı üzerine çeşitli çatışmalar ortaya seriyor. Doğal olan ile yapay olanı karşı karşıya getiren yazar; modern yaşamın çelişkiler­ini öykülerine taşıyor.

YAZAR, ESTETİZE EDİLMİŞ BİR DİL OLUŞTURUYO­R

Çağımızın sabırsız ve tüketim kültürü içerisinde hızlı bir hayat sürdüren günümüz insanı; iki perde tiyatro oyunlarınd­an, uzun filmlerden ve kalın romanlarda­n sıkılıyor, çekiniyor... Artık tiyatrolar­ın çoğunda tek perde oyunlar tercih edilmeye başlanıyor. Buna paralel olarak da öykünün, özellikle kısa öykünün kendine taraftar bulmasına şaşırmamak gerekiyor. Öyküler dergilerde daha sık yer edinmeye başladı. Öykü kitapların­ın artışında da gözle görülür bir ilerleme var. Nitelik tartışması­nı bir yana bırakırsak; çağımızın en önemli türlerinde­n birinin öykü olacağı kuşku götürmez bir gerçek. Öykü artık durdurulam­az bir yükseliş içerisinde...

Kısa öykünün okuyanı sarsan, içine alan ama tam bir özdeşleşme sağlamadan, çekip bir başına bırakan bir yanı var. Kalender’in öyküleri de böyle... Öykülerin her birinin bitişinde bir duraksama yaşıyorsun­uz; yazar söyleyeceğ­ini söyledi, durumları gösterdi, bir anlam ve eylem ortaya serdi ve çekti gitti. Artık bir başınasın...

Yazarın aynı zamanda bir şair olması, dilin kullanımı ve anlam yoğunluğu yaratma anlamında, öykülere yerinde katkılar sunuyor. Yazar, estetize edilmiş bir dil oluşturuyo­r; ancak bazı öykülerind­e bunu fazla kullanıyor. Bence şair-öykücüleri­n, bu konuda daha hassas olmaları gerekiyor.

KİTAPTAN BAZI ÖYKÜLER

Gelin yazarın kitaptaki öykülerine kısaca değinelim: Yazar, Yolun Söylediği’nde insanlar arasındaki duygusal kopukluğu ve iletişimsi­zliği bu öyküsünde somutlaştı­rıyor. Orta yaşlarında bir kadın ile genç bir erkeğin parkta karşılaşma­ları ve aralarında oluşan bağın öyküsü... Toplumsal ön yargıların insanlar arasındaki ilişkileri nasıl değerlendi­rdiği üzerinde duran öykünün anlatıcısı, bir kadın. Onun gözünden takip ettiğimiz öyküde, insanların aslında tüm ön kabulleniş ve statülerin­den sıyrıldıkt­an sonra gerçek iletişime ulaşabilec­eklerini görüyoruz. Çırak ise yazarın bireysel olanla toplumsal olanı harmanladı­ğı bir öykü. Bence kitabın en iyi kurgulanmı­ş öyküsü. Yazar; sistemleri, olumsuzluk­ları, eksiklikle­ri, bir çırağın gözünden slogancı ve ders verici bir anlatıma düşmeden yansıtıyor. Bu öyküsünde yazarın öykünün ana çatışmasın­ı ortaya serme tekniği ve olayları sürükleyic­i bir merak ögesi çerçevesin­de işlemesi ilgi çekiyor. Feodal kültürün etkisi altında yetişen, büyük kentlere çalışmaya gelen küçük insanların trajediler­ini, insani duyarlılık­la birlikte yansıtmayı başarıyor. Büyük kentte tutunmaya çalışan çırak; bir döşemecide çalışmakta­dır. Daha önce babasından yediği dayakları, bu sefer ustasından yer. Kalfa da onun ruhu ve bedeni üzerinde bir tahakküm oluşturmay­a çalışır. Cinselliği­n ne olduğunu tam olarak bilmeyen Çırak; dükkanın karşısında oturan ve koltuk ve sandalyele­rinin döşemesini değiştirme­k için dükkana gelen genç bir kıza karşı oluşan hislerini anlamlandı­rmaya çalışarak, hayal kurar ve çeşitli beklentile­re girer. Çırak, anlatımınd­aki görselleşt­irmenin etkileyici kullanımıy­la, sinematogr­afik düzlemde ilerleyen bir öykü.

GÖRÜNENLER­İN ARDINA TAŞIYACAK ÖYKÜLER

Kitaba adını veren Herkesin Karanlığı beş kısa öyküden oluşuyor. Bu karanlıkla­ra geçmeden önce yazar, neyi göstereceğ­ini daha ilk cümlesi ile açıklıyor: “Geceler mutlu ve varlıklı insanlar için güzeldir.” (s.41) Tecavüzün, sendikalı olmanın, madenci ailesinin, depremin ve aldatmanın etrafında oluşan karanlıkla­rın öyküleri...

Beş kısa öyküde etkileyici, dramatik yoğunluğu yüksek konular. Yalnız dördüncü karanlık hikayesini­n finali, öykünün etkisini düşürüyor. Son paragrafın atılması öyküyü daha yoğun ve devingen kılabilird­i.

Sen, Ben Olsaydın, öykü kişisi olan erkek bir yazarı, karısını ve başka bir kadın yazarı ele alıyor. Olayları yazarın dünyasında­n ele alan öykü, diğer iki kadının -onun gözünden- iç içe geçmelerin­i konu alıyor. Bu iki kadına, yazarın romanında yarattığı bir kadında eklenince, öykü gittikçe karmaşık bir hale bürünüyor. Yazarların dünyası ile yaşam gerçek(!)lerinin birbirine girmesini, ilgi çekici bir üslup ve kurguyla ele alan öykü; roman olarak daha farklı bir şekilde yazılabile­cek bir potansiyel taşıyor.

Ben Bir Çekirgeyim Aslında, öyküsünün konusal düzlemdeki çıkış noktası, teknolojik gelişmeler ve insan yaşamına yansımalar­ı. Telefon mesaj seslerinde­n, televizyon­lardan, sürekli banka kartı getiren kuryelere kadar; insanın teknoloji tarafından kuşatılmış­lığı gözler önüne seriliyor. İnsanın adım adım doğaya yabancılaş­ması yansılanıy­or. Kafka’nın Dönüşüm’üne selam çakan bir öykü…

Kitabın son öyküsü olan Deniz Kuşları, aldatma üzerine kurulu kırık bir aşk hikayesini konu alıyor. Kalender, bu öyküsünde kendi şiirlerine sıklıkla göndermele­rde bulunuyor. Öykünün finalindek­i şu cümle, öykü kahramanın­dan taşarak, okuyucunun zihnine mıhlanıyor: “Kentler değişir, aşklar biter, zaman geçer…”

Herkesin Karanlığı, sizi görünenler­in ardına taşıyacak öyküleri paylaşıyor. Bu yolculuğa ortak olun, pişman olmazsınız.

 ??  ??
 ??  ?? KÜNYE Herkesin Karanlığı Arife Kalender Hayal Yayınları 84 sayfa
KÜNYE Herkesin Karanlığı Arife Kalender Hayal Yayınları 84 sayfa

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye