BÜTCENİN ÜÇTE İKİSİ ŞEHİR HASTANELERİNE GİDECEK
Modern tıbbın bu coğrafyada kuruluşunun bir asrı aşkın öyküsü var. Bu öykünün bakiyesi ne?
Sağlıkta dönüşüm Programının (SDP) bir parçası olan ve Türkiye genelinde 2010 yılından bu yana uygulanan aile hekimliği sistemi, bireysel ve toplumsal sağlık hizmetini birbirinden ayırarak birinci basamak sağlık hizmetlerini parçalı hale getirdi. Bütünlüklü ve sürekli bir sağlık hizmetinin olmayışı, sevk zincirinin hâlâ kurulmamış olması, birinci basamağın adeta rapor verilen birimlere dönüştürülmesi ve tedavi edici sağlık hizmeti yönelimli olması, ikinci basamakta yığılan hastalara, gereksiz ilaç tüketimine, tetkik sayılarının artışına, buna karşılık bulaşıcı olmayan kronik hastalıklarda yaşanan ciddi artışa zemin hazırladı.
Ekonomik krizin halkın sağlığına yansımaları nasıl?
Genel Sağlık Sigortası (GSS) primlerini ödeyemediği için yaklaşık 6.5 milyon kişi kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Aylık olarak ödenen GSS primi dışında, hastaneye başvurulduğunda, muayene katılım bedeli, ilaç katılım bedeli, tıbbi malzeme katılım payı gibi 14 ayrı kalemde katkı payı ödeniyor.
Son olarak söylemek istersiniz? Bence umut genç hekimlerimizde. Onlara çok değer vermeli ve iyi yetişmeleri için çaba harcamalıyız. Bir de örgütlü olmalarını genç meslektaşlarıma öneriyorum. Çünkü sorunlara tek başına karşı durmak yetmiyor.
Bizler halkın sağlık hakkını savunurken, barışın egemen olduğu, özgür, adil, demokratik bir ülkede yaşama isteğimiz de güçleniyor. Akıldan ve bilimden yana olma tutumumuzu bugün olduğu gibi yarın da sürdüreceğiz. İnsanca çalışma koşulları, çalışırken ve emeklilikte insanca ücret, iş ve gelir güvencesi, mesleki bağımsızlık, eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti için mücadeleye devam edeceğiz. Şehir hastaneleri çözüm mü birikmiş sorunlara?
Sdp'nin ikinci fazı olarak ileri sürülen ve bir kamu-özel ortaklığı projesi olan şehir hastaneleri, şehre olan uzaklıkları, gereksiz büyüklükteki kullanım alanları, personel sayısının yetersizliği, çift başlı yönetimi ile hastaların sağlık hizmetine erişimini güçleştirmekte, sağlık çalşanları açısından da önemli sorunlar oluşturdu. 2018 yılı sonu itibariyle sözleşmesi imzalanan 21 şehir hastanesinin tamamı faaliyete geçtiğinde, ödenecek bedel toplamı Bakanlık bütçesinin yüzde 47’si olacaktır. Şu anda fizibilite, onay ve ihale süreçleri devam eden 10 şehir hastanesi de faaliyete geçtiğinde, programdaki 31 hastane için ödenecek toplam bedel bakanlık bütçesinin yüzde 64’ü olacaktır.
Bütçesinin üçte ikisi şehir hastanelerine gidecekse, Bakanlık mal ve hizmet alımlarını nasıl yapacak, personel maaşını nasıl ödeyecek, mevcut tesislerin bakım-onarımını nasıl yapacak ve artık yeni hastane yapabilecek mi? Bakanlık, sağlıkta dönüşüm programında belirtilen "yaşlılar ve yoksullar dahil bütün vatandaşların erişimine açık olacak evrensel sağlık hizmetini" nasıl sunacaktır? Şehir içindeki pek çok kamu hastanesinin kapatılacak olması, toplam yatak sayısında bir değişiklik olmaması, en önemlisi gelecek nesillere aktarılacak ve halen dövizle ödenen büyük bir kamu borcunun yaratılması, şehir hastanelerinin yeniden değerlendirilmesini ve daha büyük zararlara yol açmadan bu projeden vazgeçilmesini gerektiriyor.