Meksika bir emek devriminin kıyısında mı?
Meksika’nın Matamoros kentindeki işçi grevleri kısmen sürüyor. On binlerce işçi taleplerini kabul ettirdi. Gazeteci Lauren Kaori Gurley ise, Meksika’nın yeni sosyal demokrat başkanının işçi dostu politikalarıyla ülkede bir değişim olabileceğini ileri sürmüş. Ancak yeni başkan, aylardır süren Matamoros grevlerine henüz belirgin bir destek vermiş değil.
2018 yılında, Meksika için bağımsız sendikaların tanınması, sendika seçimlerinin demokratik şekilde yapılması ve bağımsız iş mahkemelerinin kurulmasını içerecek şekilde Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşmasını (NAFTA) yeniden ele aldı.
DAHA FAZLA EMEK HAREKETİ GÖRECEĞİZ
“Sendikal baskılarla 30 yıl geçti. İşçiler için gerçek bir ücret artışı yapılmayan 30 yıl...” diyor, bakentteki Otonom Üniversitesinden Emek Uzmanı Alfonso Bouzas: “Şimdi, Meksika’da çok daha fazla emek hareketi göreceğiz.”
Grevlerin tetikleyicisi, belki tuhaf gelebilir, fakat bir ücret zammıydı. 1 Ocak’ta Meksika Cumhurbaşkanı Andres Manuel Lopez Obrador, Abdmeksika sınırında asgari ücreti iki katına çıkararak günlük 9.20 dolar yaptı (Meksika’nın geri kalanında yüzde 16 zamla 5.30 dolara yükseltildi). Matamoros’taki çoğu işçi zaten bu ücreti kazanıyordu. Kısa sürede Matamoros’a özgü- sendika sözleşmelerindeki hükmün farkına vardılar, buna göre şirketler federal (ülke genelindeki) asgari ücret artışına uyacaklardı.
İki hafta sonra, “vahşi” (fiili) grevler, yani sendikal yönetim tarafından yetkisi alınmamış grevler Matamoros’taki 45 fabrikada patlak verdi; çoğu otomobil yan sanayi üretimi yapıyordu, aralarında dünyadaki her üç otomobil koltuğundan birini ürettiği iddiasındaki Adient gibi şirketler vardı.
İŞÇİLER İŞÇİLERE SALDIRTILDI
Kısa sürede Sam’s Club, Walmart ve hatta kentin ana süt dağıtıcısı Leche Vacita’da da işçiler greve çıktı. 10 gün içinde Matamoros patronlarının örgütü, şirketlerin 100 milyon dolar zararda olduğunu açıkladı. Kentteki tüm patronlar federal güçleri çağırmakla, fabrikaları kapatmakla ve kenti terketmekle tehdit ettiler.
Bu hafta ise, Tamaulipas eyaleti polisi çelik fabrikalarındaki işçi çadırlarını dağıtmak üzere çağrıldılar ve Coca Cola şişeleme tesisindeki bir insan kaynakları yöneticisi sendikalı olmayan işçileri grevci işçilere saldırttı, (saldırıya uğrayanlar arasında) hamile bir kadın işçi de vardı. Fakat şu ana kadar sadece iki fabrika kapatıldı ve federal (merkezi hükümete bağlı) polis gönderilmedi.
HAREKET DİĞER KENTLERİ DE ETKİLEDİ
Hareket sosyal medya aracılığıyla Kuzey Meksika’daki Reynosa, Agua Prieta ve Victoria kentlerini de dolaştı, buralarda işçiler kendi vahşi grevlerini gerçekleştirdiler.
“Biz bunu kesinlikle işçilerin kazanacağı bir mücadele olarak görüyoruz” diyor, Teksas’ta yaşayan bir iş hukuku avukatı ve 20/32 hareketinin de gayriresmi lideri olan Susana Prieto. Prieto’nun Facebook’ta 80 bin takipçisi var. Prieto son haftalarda Reynosa, Tijuana ve Juárez gibi sınır kentlerindeki işçilerden kendi kentlerindeki harekete destek için telefonlar alıyor.
“Daha önce kimse asgari ücreti iki katına çıkarmamıştı. Bu beklenmedik bir durumdu” diyor, Birleşik Çelik İşçileri Sendikası Uluslararası İlişkiler Direktörü Ben Davis.
Davis, 1990’lardan beri Meksikalı metal işçileri sendikalarıyla birlikte çalışıyor ve yakın zamanda uluslararası bir delegasyonla Matamoros’u ziyaret etti: “(Meksika Cumhurbaşkanı) Lopez Obrador’un kabinesinden kimse ‘Hey, eğer asgari ücreti artırırsek kuzey sınırında böyle bir şey olabilir’ diye düşünmemişti. Herkes için sürpriz oldu.”