‘SEÇİM YENİLENMESİ’ GİRİŞİMLERİ VE AKP’DE İÇ HESAPLAŞMA İŞARETLERİ
AKP sözcüleri İstanbul seçimini kaybetmelerinin gerekçesini açıklarken, aslında ne kadar aciz, ne kadar büyük bir korku içinde olduklarını da itiraf ediyorlar.
Akp’nin İstanbul seçimlerinden sorumlu genel başkan yardımcısı olduğu açıklanan Ali İhsan Yavuz, önceki gün medyanın karşısına çıkarak yaptığı açıklamada, İstanbul seçimlerinde “Organize oy hırsızlığı örgütünü”
Çünkü “Seçimin sonuçlarını değiştirecek organize usulsüzlüğe” Erdoğan inanmayacaktır. İnanır görünmesi Akp’nin “yenilmezlik” imajını korumak içindir. Tıpkı, bütün bu “Oylarımız çalındı” masallarının amacı gibi!
AKP yönetiminin kendisi dışında bir sorumlu araması gibi, Erdoğan da kendisi dışında bir “günah keçisi” aramaktadır. Çünkü “Havuz medyası”nda ya da “AKP’YE yakın” ama hâlâ gerçeklerle bağını tümüyle koparmamış olan genişçe bir çevre, bu seçimin sonucunu asıl olarak Erdoğan’ın belirlediğinin farkındadır ve bunu da “çeşitli dozlarda” ifade etmektedir.
Çünkü aklı başında her vatandaş gibi, AKP içindeki akıllarıyla düşünebilenler de bilmektedir ki; bu seçimin hem “beka merkezli” stratejisi hem de Erdoğan’ın “Seçim kampanyasının tek figürü” olarak sahneye çıkması, bu seçimi belirleyen en önemli siyasi faktör olmuştur. Erdoğan, “Ekonominin de tek sorumlusu benim” dediğine göre, demek ki ekonomiden seçime gelen negatif baskının sorumlusu da kendisidir.
BONAPART’IN TERAZİSİ İLE ERDOĞAN’IN TERAZİSİ FARKLI
Bir savaşın kazanılmasından sonra toplanan generallerden birisi Napolyon Bonapart’a sorar: “Zafer madalyasını kime takacaksınız?”
Napolyon’un yanıtı ders mahiyetindedir: “Savaşı kaybetseydik kimi kurşuna dizeceksek ona!”
Napolyon’un terazisi akılcı bir terazidir ve kendince de olsa bir “adalete” sahiptir. Ama Erdoğan’ın terazisi akılla çalışmıyor; “tek adam”ın “dokunulmazlığı ve tartışılmazlığı”nı ölçü dışı tutarak, geride kalanları tartıyor. Bu yüzden de bu teraziye göre, “zafer madalyası her zaman tek adama”, yenilgilerin sorumluluğu ise tek adama biat etmenin gereğini yapamayanlara!
Bu yüzden AKP’DE seçimin ateşi düştükten sonra büyük bir “iç hesaplaşma” olacağı da kesin!
Çünkü başka türlü tek adamın kendi “tek adamlığı”nı sürdürmesi olanaklı olmayacaktır!