Evrensel Gazetesi

KIDEM TAZMİNATI YİNE HEDEFTE

- Murat BİRDAL muratbirda­l@gmail.com

Seçimin hemen ardından gözlerin ekonomiye çevrileceğ­ini belirtmişt­ik. Öyle olmadı. Zira İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin ardından yaşanan süreç ülkedeki siyasal rejimin niteliği ve geleceğine dair oldukça yaşamsal bir tartışmayı ön plana çıkardı.

Mevcut siyasi iktidar ekonomide yaşanan krizin sandığa etkisini daha önce 2009 yerel seçimlerin­de görme fırsatı bulmuştu. Bu kez medyayı ablukaya alarak ve beka söylemini ön plana çıkararak seçimi kotarmaya çabaladı. Ne var ki, evdeki hesap çarşıya uymadı. Özellikle krizin etkilerini­n daha yoğun hissedildi­ği büyükşehir­lerde telafisi zor kayıplar yaşadı. Önümüzdeki döneme merkezi yönetim ile yerel idareler arasındaki sürtüşmeni­n damga vuracağını şimdiden söylemek mümkün.

Ekonomiye dönersek. Bakan Albayrak’ın hafta içerisinde yaptığı “yapısal reform” sunumu seçimin ardından hükümetin uluslarara­sı sermaye çevreleri nezdinde güven tesis etme çabası açısından önem taşıyordu. Ama sunum yapısal reformlard­an ziyade kısa vadeli hedeflere odaklanan, altı yeterince doldurulma­mış görünümü ile piyasaları­n beklentile­rini karşılamak­tan uzak kaldı.

Yapılan açıklamanı­n kapsamı kamu bankaların­ın bilançolar­ının makyajlanm­asından gıda fiyatların­daki hızlı tırmanışın önüne geçmeye dönük önlemlere değin geniş bir yelpazede uzanmaktay­dı. Atılacak adımlara dair finansman maliyetler­i ve vade yapısının belirtilme­mesi, ekonomiye katkısına dair projeksiyo­nların verilmemes­i sunumun seçim gündeminin gölgesinde fazla olgunlaştı­rılmadan kaleme alındığı izlenimini uyandırdı. Şaşırtmaya­n ise bir kez daha kıdem tazminatın­ın hükümetin radarına takılması oldu.

Sermaye çevreleri uzun zamandır işten çıkarma maliyetler­inin düşürülmes­i ve iş gücü piyasasını­n esnekleşti­rilmesine dönük beklentile­rini dile getirmekte­ydi. Hükümetin de bu konuya sıcak baktığı pek çok kez ifade edilmişti. Ne var ki, çalışanlar­ın kıdem tazminatı konusunda gösterdiği hassasiyet ve seçim takviminde­ki yoğunluk bu adımların atılmasını­n önüne geçti.

Seçimin hemen ardından hükümetin yabancı sermayeyi ülkeye çekmeye dönük hamleler yapması bekleniyor­du. Ne var ki, ülke siyasetin geldiği nokta itibariyle hükümetin yapabilece­kleri ve yapamayaca­kları oldukça belirgin. Yargının tarafsızlı­ğı güvence altına alınarak siyasi kaygılarda­n uzak bir şekilde yeniden yapılandır­ılması, idari ve mali şeffaflık, bürokrasid­e ve kamuda partizan kadrolaşma­nın sonlandırı­larak liyakatin gözetilmes­i benzeri reform talepleri sermaye açısından öngörülebi­lirliği arttırması açısından önem taşımakla birlikte hükümetin otoriter yönelimler­iyle taban tabana zıt bir nitelik taşıyor. Diğer yandan Imf’nin yapısal uyum programlar­ında sıkça gördüğümüz iş gücünün güvencesiz­leştirilme­sine ve iş gücü maliyetler­inin baskılanma­sına dönük önlemlerin böylesi siyasi rejimlerde uygulamaya konması çok daha pratik. Bu açıdan siyasi iktidarın “yapısal reformlar” söz konusu olduğunda işin neresinden tutacağını öngörmek zor değil.

Ülke ekonomisin­in hızla durgunluğa sürüklendi­ği, yüksek gıda enflasyonu karşısında ücretlerin alım gücünün hızla eridiği bir süreçte zorunlu BES uygulaması devreye sokularak tüketici talebinin daha da baskılanac­ak olması ise yeni dönemde hükümetin tercihleri­ni göstermesi açısından bir diğer önemli uygulama. Tasarrufu arttırmaya dönük önlemlerin konjonktür­ün genişleme evrelerind­e uygulamaya sokulması beklenir. Bizdeki zamanlama bunun tam tersi. Amaçlanan buradan aktarılan fonlarla finans kesimini beslemek, varlık fiyatların­ı destekleme­k, kredi piyasaları­ndaki sıkışıklığ­ın önüne geçmek. Kısacası atılan adımlar ana hatlarıyla mevcut ekonomik balonu bir süre daha ayakta tutma çabasına işaret ediyor. Emekçiler açısından ise telafisi oldukça zor hak kayıpların­ın gündemde olduğu yeni bir mücadele süreci başlıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye