BU MEDYAYLA NEREYE KADAR?
31 Mart yerel seçimlerinde Akp’nin yaşadığı oy kaybının, ki iktidar medyası dışındaki herkes düşüşün farkında, faturasının seçim kampanyası süresince kulanılan kutuplaştırıcı dile, nefret söylemine ve bunu sürekli ekranlara, manşetlere taşıyan medyaya kesilmesi çok şaşırtıcı değil. Ancak bilinen bir başka gerçek de esas fatura kesme gücünün yalnızca bir kişide olduğu, yani seçim gecesi başlayan AKP içi tartışmalarda noktayı koyacak olan yalnızca ve yalnızca muktedir. Geri kalanın Pelikancıların çarpıtmalarından, yalan haberlerinden şikayet etmesinin bir önemi yok. İşin ilginç yanı Erdoğan’ın ne düşündüğü, sonuçları nasıl değerlendirdiği konusunda kendisine yaklaşabilenler de dahil olmak üzere kulis bilgisi yazabilecek bir “gazeteci” bile yok. Dolayısıyla olanı biteni tavırlarından, tercihlerinden tahmin etmeye çalışıyoruz. Erdoğan’ın Rusya gezisi sonrası uçakta gazetecilere görüş verirken çekilen fotoğrafı önümüzdeki dönem söylemi ve medya tercihleri konusunda bize işaretler veriyor.
Kimdi uçaktakiler? İstanbul’da devletten ve belediyeden en çok ihale alan Kalyon İnşaat’ın sahibi olduğu ancak esas olarak havuz sistemiyle oluşturulduğunu bildiğimiz Sabah-atv Grubu yazar ve yöneticileri, namıdiğer Pelikancılar. Bu arada Barış Terkoğlu’nun 4 Nisan’da Cumhuriyet gazetesinde yazdığı ve grubun ilişkilerini açığa döken “Pelikancılar neden saldırıyorlar?” yazısına erişimin jet hızıyla 11 Nisan’da Beykoz Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla engellendiğini de not düşelim. Terkoğlu’nun 11 Nisan’daki yazısının girişinde de belirttiği gibi bu tür yazılar bir müddet sonra kendini imha ediyor, sansür bir sulh ceza hakiminin iki dudağı arasında, siz siz olun işinize yarayacağını düşündüklerinizi, hatırlamak istediklerinizi bir yerlere kaydedin.
Yine uçağa dönelim sağ başta Demirören Grubu İcra kurulu Başkanı Mehmet Soysal var. Son olarak Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarının verilmeyip kendisine cevapları canlı yayımlayan medya gruplarına yönelik eleştirilerine “İmamoğlu’nun medyayı tehdidini üzüntüyle takip ediyoruz” tweetiyle gündeme geldi Demirören medyası. Bir kullanıcının haklı sorusuna atıfla, nereden takip ettikleri belirsiz. Artı Gerçek’ten Fırat Yeşilçınar ve Onur Dalar’ın grup içi çalışanların ifadelerine dayandırdıkları haberlerine göre “Mehmet Soysal kurum içinde Demirören’in denetçisi gibi çalışıyor”. Yine aynı habere göre tüp gaz şirketleriyle büyüyen Demirören Medya’da tüp gaz patlaması haberi yapmak, festival fotoğrafı dahi olsa kalabalık insan gruplarının olduğu fotoğrafları basmak eylem çağrıştırdığı gerekçesiyle yasak.
Erdoğan’ın sağ yanıbaşında Güneş Gazetesi Genal Yayın Yönetmeni ve Ülke TV Programcısı Turgay Güler var. Güler hatırlanacağı üzere Ekrem İmamoğlu’yu konuşturmayıp, niyeti belli sorularıyla hem kanalın reytingini artırmış, hem de İmamoğlu’ya epey puan kazandırmıştı. Güneş gazetesinin sahibi Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevinden arkadaşı kimilerine göre koruması Hasan Yeşildağ’ın kardeşi Zeki Yeşildağ. Yeşildağlar elbette çok kısa sürede inşaat ve enerji (doğal gaz ithalatı) sektörlerinde büyüdüler.
Ülke Tv’nin başında ise uzun süredir Deniz Feneri yolsuzluk davasından hatırladığımız, zamanında büyükşehir belediyesi ihaleleriyle ihya olan Zekeriya Karaman var. Geçen hafta İmamoğlu’nun medya gruplarına yönelik eleştitirilerini kınayan bir bildiri yayımlayan Anadolu Yayıncılar Derneği 2018’de Karaman’a Yılın Televizyon Yöneticisi” ödülü verdi. Bu arada törende 15 Temmuz Özel Ödülü Turgay Güler’e giderken yılın haber ajansı da AA oldu.
Uçakta en dikkat çeken isimlerden birisi kuşkusuz Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, gazetedeki kimi itidalli yazarların aksine tam gaz seçimin bir darbe olduğu fikrini savunmaya devam ediyor, okurlarını seçimin yenilenmesinden başka çare olmadığına inandırmaya çalışıyor. Hatta cuma günkü yazısında “içeriden” eleştirileri “Muhafazakar muhalefet, müdahale aşamasına geçiyor” diyerek püskürtme aşamasına geçti, “içeriden nasihatleri”, “öz eleştirileri” açıkça omurgasızlık ve üçkağıtçılıkla niteledi.
Yurt dışı ya da yurt içi Erdoğan’ın uçağında olmanın iktidar gazetecileri için önemi defalarca yazılıp çizildi. Eski gözdelerin koltuklarını öngörüsüz şahinlere bırakması Erdoğan’ın önümüzdeki dönem medya politikaları hakkındaki en güçlü gösterge. Cumhurbaşkanının artık kimseyi ikna etmek gibi bir niyetinin olmadığı açık, eldekiler de biniş kartlarını kaybetmemek için beka söylemine daha fazla tutunacak. Bu medyanın AKP seçmenini dahi konsolide etmesi zor, özetle bu seçimden çıkarılan bir ders yok, AKP’DE kan kaybı sürecek.