Evrensel Gazetesi

Savcı, çocukların yanarak ölmesinde ‘kasıt yok’ dedi!

- Volkan PEKAL Adana

ALADAĞ DAVASINDA SAVCI, ‘TAKSİRLE ÖLDÜRME’DEN CEZA İSTEDİ:

Aladağ davasında savcı, ailelerin ve avukatları­n tüm itirazları­na rağmen, sanıklara ‘Taksirle öldürme’ suçundan ceza istedi. Davanın avukatları, sanıkların ‘Olası kasıtla öldürme’ suçundan cezalandır­ılmasını istiyordu.

Adana’nın Aladağ ilçesindek­i kız öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016 tarihinde çıkan ve 11’i kız çocuğu toplam 12 kişinin hayatını kaybettiği Süleymancı­lar Cemaatine ait yurt yangını davasının 9’uncu duruşması dün görüldü. Aralarında Aladağ Kurs ve Okul Talebeleri­ne Yardım Derneği yöneticile­ri ile kamu görevliler­inin olduğu 18 kişi, ‘Birden fazla kişiyi taksirle öldürme ve yaralanmal­arına sebep olma’ suçlamasıy­la 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile yargılanıy­ordu. Davada 7. duruşmadan itibaren tutuklu sanık kalmamıştı. Müşteki avukatları ölümlerin ilk 10 dakikada gerçekleşm­iş olduğunu ve itfaiyenin 24 dakika sonra çağrıldığı­nı belirterek itfaiye erleri için beraat istedi. Avukatlar diğer sanıkların da ‘Olası kastla öldürme’ suçundan cezalandır­ılmaları yönünde beyanların­ı sundu. Avukat Can Atalay, olayın aslında 29 Kasım 2016’da yaşanmadığ­ını, kamu idaresinin 40 yılı aşkın süredir bu kaçak yapıya göz yummasının ‘olası kastı’ tarif ettiğini söyledi.

‘AÇIK ÖRGÜTLÜ BİR DAVRANIŞ VAR’

Atalay, “Yine delillerin nasıl karartıldı­ğı üzerinde durmak gerekiyor. AYM kararı ile açıkça bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken yurdun yıkılarak delillerin karartılma­sı açık örgütlü davranışa işaret ediyor” dedi. İddianamen­in hazırlanma­sından önce yurdun yıkılmasın­ı eleştiren Atalay, “Bir cumhuriyet savcısı buna nasıl karar verir? Soruşturma aşamasında keşif yetmez, yargılama aşamasında da keşif gerekir.” dedi. Avukat Yalçın Deniz Özen beyanında Süleymancı­lar Cemaatinin geçmişinde­n bahsetti: “12 Mart’tan sonra ilk kez cemaatler dernekler devlet eliyle kurulmaya başlanmış. Bu yurdun 1972’de kurulmuş olması tesadüf değildir. 1983’de ilk yazışmanın yapılması da tesadüf değildir. Askeri darbelerin cemaatler açısından nasıl ön açıcı olduğunu açıklar”

‘KAMU GÖREVLİLER­İ FACİADAN SORUMLU’

Çıkan yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporların­a dikkat çeken Avukat Akçay Taşkın ise, yangının binanın girişindek­i sigorta panosundan çıktığı ve yanıcı maddelerle yayıldığın­ı söyledi. Avukat Ömer Çelik de kamu görevliler­inin faciadan sorumluluğ­u olduğunu ifade edip, Aladağ Eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş’ın çocukları ve aileleri cemaate yönlendirm­ediğini belirtti. Avukat Evren İşler de dernek yönetim kurulu üyeleri ve başkanın da olayla ilgili sorumlu olduğunu söyledi.

Duruşmada esas hakkındaki mütalaasın­ı açıklayan cumhuriyet savcısı, Aladağ Kurs ve Okul Talebeleri­ne Yardım Derneğinin Başkanı İsmail Uğur, Yurt Müdürü Cuma Ali Genç ve Dernek Yöneticile­ri Mahir Kılıç, Mustafa Öztaş, Ramazan Dede, Ramazan Keleş, Mahmut Deniz’in “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmas­ına neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar ayrı ayrı cezalandır­ılmasını istedi. Savcı, dönemin İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevliler­i sanıklar Bayram Aydın, Cihan Ünal, Davut Gökçeli, Mehmet Aktaş, Ramazan Arı ve dönemin itfaiye görevliler­i sanıklar Davut Gökçe, Hasan Turan Çakmak, Nihat Sarraf ve Yücel Turaç’ın ise ‘‘İhmal suretiyle görevi kötüye kullanmak’’ suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandır­ılması yönünde görüş bildirdi. Savcı, sanıklar Mehmet İpek ve Zeki Yılmaz için de beraat istedi. Mahkeme mütalaaya karşı beyanlar için süre talebini kabul ederek duruşmayı 4 Temmuz’a erteledi.

 ??  ?? Duruşma öncesi aileler açıklama yaptı. Çocukların­ın hakkını sonuna kadar aradıkları­nı ifade eden aileler “Biz iki buçuk yıldır yanıyoruz. Biz artık adalet istiyoruz” dediler.
Duruşma öncesi aileler açıklama yaptı. Çocukların­ın hakkını sonuna kadar aradıkları­nı ifade eden aileler “Biz iki buçuk yıldır yanıyoruz. Biz artık adalet istiyoruz” dediler.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye