Çaresi yok, tedavisi yok, dönüşü yok
PINAR Aydoğdu da işten atılan silikozis hastası maden işçisinin eşi. Pınar Aydoğdu ile eşinin kan zehirlenmesi olarak bilinen septisemi nedeniyle yattığı hastanede görüştük.
Henüz 35 yaşında, biri liseye biri ilkokula giden 2 çocuğu var. Evlenip Çine’ye yerleşeli 18 sene olmuş. Son 2 yılda yaşadıkları için “Anlatmaya kelimeler yetmez” diyor.
Ve silikozisle nasıl tanıştıklarını anlatıyor. Eşi 18 yıl önce Kaltun Maden’de işe girmiş oradan Eysim’e geçmiş: “Girerken sağlık kontrolünden geçti, temiz çıktı. Eysim’de iken göğüs ağrıları vardı gitmiyordu doktora. Eysim’de toz çoktu, çalışma koşulları ağırdı. 1 sene kadar çalıştıktan sonra oradan ayrıldı. Söke Kormad Madencilik’ten çağırdılar, gitti.” Hastalık işte böyle ortaya çıkmış. Hasta olduğu için işe alınmayarak. Pınar Aydoğdu o günü şöyle anlatıyor: “Eve gelince maskelerini hem kaynatıyordum hem makineye atıyordum ama yine de toz çıkıyordu. Bu hastalık zaten birikip birikip 40 yaşından sonra ortaya çıkıyormuş. Doktor bize ilk söylediğinde hastalığını, hastane başımıza yıkıldı. Çaresi yok, tedavisi yok, dönüşü yok bu hastalığın. Bir de lenf bezleri tamamen büyüme yapmış, önüne geçilemezse gırtlak kanserine çevirecek. Şu an çalışamıyor, gece bekçiliği bile yapamıyor, hastalık önüne çıkıyor.”
Eşi çalışamadığı için 2 yıldır kimi zaman günde 12 saat ayakta çalışarak aldığı asgari ücretle evi tek başına geçindirmeye çalışıyor. Şu an turşu fabrikasında çalışıyor. Çalışma koşullarını şöyle anlatıyor: “7-8 aydan beri oradayım. Sigortalıyım. TIR çıkacağı zaman mesaiye kalıyoruz ama ücretini alıyoruz, maaşlarımızı düzenli alıyoruz. Sabah 08.00 akşam 17.30 çalışıyorum. Asgari ücreti yettirmeye çalışıyorum ama yetmiyor, kredi çekiyorum. Onları da zar zor ödüyorum.”
Özellikle babasına düşkün olan kızının bu süreçte çok yıprandığını söyleyen Pınar Aydoğdu, yaşanan tüm zorluklara rağmen “Maddi manevi eşimin yanındayım. Her türlü desteği vereceğim” diyor.
GENÇLERİMİZ ZEHİRLENMESİN
Çine’de madenden başka geçim kaynağı olmadığına dikkat çeken Pınar Aydoğdu, “Köylerde çiftçilik var ama çok az o da. Tarım ölüyor. İş alanı açtık diye açtılar madenleri ama bütün gençleri zehirliyor. O toz eninde sonunda ciğeri bitiriyor ne kadar dikkat edersen et. Eşime söylüyorum, arkanızdayım, sesinizi duyurun, hakkınızı arayın. Bizim eşlerimizden sonra daha nice gençlerin başına gelecek aynısı. Geçenlerde aynı meslekten birini kaybettik gencecik yaşta öldü. Ben de çok yıprandım. Daha önce de enfeksiyondan 9 gün hastanede yattım. Şimdi de hastanedeyim. Ama hâlâ çalışayım diye uğraşıyorum. Çalışmak zorundayım. 1 haftadan beri uyku uyuyamıyorum. Parasını geçtim ben hastalığın derdindeyim. Eşimin hayatı söz konusu. Madende kadın işçiler de var az da değil sayısı. Diğer işçilerin eşlerine de sesleniyorum. Eşlerine destek olsunlar. Bu süreçte hep beraber mücadele edeceğiz. Amacımız birbirimize kenetlenip destek olmak. Ben Çine’deki madenlerin kapatılmasını istiyorum. Daha güzel çalışma alanları var. Ne bileyim salça fabrikası açsınlar. Tarım bölgesi burası. Gençlere iş sahası açılsın ama gençlerimiz zehirlenmesin.”