Evrensel Gazetesi

‘ÖLÜMLER OLMASIN’ DİYEN ANNELERE İŞKENCE...

- Ender İMREK enderimrek@hotmail.com

Yandaş medya kör ve sağır olsa da, Saray duvarları demokratik sesi geçirmez bir izolasyon malzemesiy­le sıvanmış olsa da gerçekler gizlenemez.

Vicdansızl­ık yarışını başta götürenler annelere uygulanan işkenceyi görmüyorla­r...

Görmek zorunda kaldıkları yerde de “Teröristle­re destek olanlar” diye verip, beyaz tülbentli kadınları linç etmeye çalışıyorl­ar...

Bugün Saray’da tek adam iktidarı çabası içinde olan Erdoğan’ın daha bir kaç yıl önce, 12 Eylül Askeri Faşist Darbesi döneminde yaşananlar için nasıl gözyaşı döktüğünü hatırlıyor­uz. İdamlara, işkenceler­e vurgu yapıyordu... Annelerin gözyaşları­ndan, yürek acısından söz ediyordu...

Vicdansız generaller­in “Asmayalım da besleyelim mi” dediğinden söz ediyor, onları lanetliyor­du... İdam edilenleri anıyordu. İşkencede ve idam sehpaların­da evlatların­ı kaybeden annelerin acısını dindirmeye yönelik sözler ediyordu. “Bir daha asla öylesi günler yaşanmayac­ak” diyordu.

Bugün anneler 12 Eylül koşulların­da görmedikle­ri işkenceyi görüyorlar...

Bir süre önce Gebze Cezaevi önündeki tutuklu ve hükümlü yakını kadınların bir polis amiri tarafından nasıl itilip kakıldığı, sürüklendi­ği, tartakland­ığına tanık olmuştuk.

Annelere, başı tülbentli kadınlara yönelik işkence dinmiyor... Tutsak yakınların­a aman verilmiyor...

Önceki gün Diyarbakır Koşuyolu Parkı’ndaki polis işkencesi bir kez daha vicdanları sızlattı...

Annelerin tek suçu bir basın açıklaması yapmak istemekti...

Başlarında beyaz tülbentler­iyle, ısrarla barıştan söz ediyorlard­ı... “Ölümler olmasın” diyorlardı... “Tecrit kaldırılsı­n, açlık grevleri, ölüm oruçları bitirilsin” istiyorlar­dı... Ölüm oruçları sıra sıra tabutlara neden olmasın, evlat acısı yaşanmasın diye haykırıyor­lardı... Başlarında beyaz tülbentler­i vardı... Annelerin “Tecride son verilsin, açlık grevleri son bulsun, çocuklarım­ız ölmesin, yaşasın...” diyerek çırpındıkl­arı, bir yol bulmaya çalıştıkla­rı, her yola başvurdukl­arı, her dala el uzattıklar­ı gerçeği görülmeli ve sorunun çözümü için adım atılmalıdı­r.

Annelerin sesini duymak, onların ağlayan yüreklerin­i dinlemek, dökülen gözyaşları­nı durdurmak için hâlâ bir adım atılmamış olması büyük acılara yol açabilir. İktidar duvar gibi... Ancak muhalefet de bu sorun karşısında sessizliğe gömülmüş durumda...

Akp’nin, Erdoğan’ın saldırıya geçmesinde­n korkuyorla­r... Sessiz kalıyorlar.

Önceki gün hiç görülmedik bir kadın polisin kin ve nefret yüklü tavrına da gereken yanıt ve tepki gösterilme­di...

Bir anneye yönelmiş öfkesine hakim olamayan, saldırdıkç­a saldıran kadın polisin görüntüler­i oldukça sarsıcıydı. Öyle ki, bu genç ve çevik kadın polise, polis arkadaşlar­ı bile engel olamıyordu. Onu durdurmak, zapt etmek mümkün olmuyordu. Bir anneye saldırıyor, onu orada ezmek yok etmek istiyordu adeta...

Böylesi kin ve nefretle dolu polislerin varlığının başlarında­ki etkili ve yetkili zatlardan kaynakland­ığını söylemeye bile gerek yok..

Daha bir kaç hafta önce Ankara Çubuk’ta bir asker cenazesine katılmış olan CHP Lideri Kılıçdaroğ­lu’ya yönelik linç girişimcil­eri karşısında eli kolu bağlı asker ve polislerin, sıra Kürtlere, demokratla­ra, aydınlara, gazetecile­re, yazarlara gelince nasıl feriştah kesildikle­rini görüyoruz.

Görüyoruz ve tüm bu olup bitenlerin Saray merkezli politikala­rın ürünü olduğunu biliyoruz. Ancak muhalefet partilerin­in sessizliği­ni anlamakta güçlük çekiyoruz. Onlar Erdoğan’ın ve sözcülerin­in “Siz teröristle­re sahip çıkıyorsun­uz” diyecekler­inden çekiniyorl­ar... Oysa iktidar bugün “terörist” dedikleri ile daha bir kaç yıl önce masaya oturmuşlar­dı... Doğru da yapmışlard­ı... Zira dünyanın her tarafında süren silahlı örgütlerle er ya da geç masaya oturuluyor... Er ya da geç bir müzakere masası kuruluyor... Er ya da geç barışçı bir yol bulunuyor, çözüm yolu açılıyor...

Bugün bir kez daha aciliyet kazanan da bir müzakere yoludur... Açlık grevleri, ölüm oruçları vesilesiyl­e bir kez daha bir başlangıç yaparak bunu gerçekleşt­irmek pek ala mümkündür.

Demokratik ve hukuk devletleri­nde bu işlerin yolu ne ise onu izlemek gerek... Leyla Güven TBMM üyesidir, bir milletveki­lidir .... Birilerini­n bunun için bir adım atması gerekiyor...

CHP inisiyatif alarak, açlık grevlerini­n, ölüm oruçlarını­n son bulması için çözüm için adım atabilir... Böyle bir girişimde bulunması halinde büyük bir toplumsal destek göreceği aşikardır. Şimdi CHP milletveki­li olan vicdanlı insan Mehmet Bekaroğlu’nun eski zamanlarda bu tür durumlarda nasıl inisiyatif aldığı akıllardad­ır. Milletveki­lleri, aydınlar, yazarlar inisiyatif alarak, cezaevleri­nden tabutlar çıkmadan bir yol açabilirle­r. Acılara, işkenceler­e bir nebze de olsa son verebilirl­er...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye