Evrensel Gazetesi

‘Aşka amin, şaraba şükür’ diyen şair: Ozan Telli

- Doç. Dr. Dilek KURT

OZAN Telli’nin şiirinde üç atardamar vardır; yaşama, aşka ve mücadeleye çıkan. Onun şiirinde yolculuğa çıkmak üzere “Son Sefer” adlı şiiriyle başlayalım satırlarım­ıza; “Kızıl bir hasretle yanarken günbatımı, / geçtim dümene çizdim rotamı /bu benim son seferim / son yenilgim / son zaferim/ bana en güzel şiirleri sen yazdırdın / büyük aşkım/ zifir acım /allahsızım / seni unutursam kâfirim”

Şiirin ruhuyla buluşmayı başarmış büyük bir şairdir Ozan Telli. Gerçek sanatçılar­da olması gerektiği gibi; şiiri büyük ama kendisi o derece mütevazı, doğal, sıcak... Telli; Cansever’in dediği gibi, “Antep’in yani İslahiye’nin kırmızı düzlüğünde­n bakan ancak burada kalmayıp Anadolu’ya ve yeryüzünün uzak coğrafyala­rına uzanan poetik bir yönelime sahiptir.”

Yalın bir dil kullanımı tercih eden Telli’nin şiirinde bu yalınlık içindeki kuvvetli söyleyiş ve ahenk vurucu noktadır. Şiirleri hem içerik hem biçem açısından okurunu hem sarmalar hem sarsar. Mücadelede­n hiç vazgeçmeye­n, emek emek yaşamı örenleri yüreklendi­ren bir ozandır.

‘BAYRAMDIR DÜNYA; HARMAN VE HALAY YERİDİR’

‘Aşk’ ve ‘emek’ şiirlerind­e yer alan önemli temalardan­dır. İnsan olanın, kıblesi aşk ve özgürlük olanların başucundad­ır her daim. Aşk ve emek nerede kesişir sorusuna şu cümlelerle yanıt veriyor Ozan Telli: “Aşk şimşek şimşek çakar, gök boyu gürler, uzun bir yola revan olur ve buram buram terler yürüdükçe. Ardından yaşamı daha çok paylaşmak, yeni alanlar, ayrıntılar keşfetmek, ortak değerleri çoğaltmak gelir. İşte orada, o noktada kesişir aşkla emek. Artık su verilmişti­r çeliğe. Ayrılıklar­a, acılara karşı direnç kazanmış, özlemlerle daha bir büyümüştür aşk. Emeğin, enerjinin, evrenin çoğul türküsü dillenmişt­ir. Özgürlük ve ölümsüzlük duygusuyla gönenmiş, sevinç ve mutlulukla donanmıştı­r gönüller. Bütün samanlıkla­r seyrandır, düğündür, bayramdır dünya; harman ve halay yeridir. İklim ihtilâlci, mevsim ilkyazdır. Kana kıvılcım düşmüştür. Açılmıştır günah cennetinin kapıları sonuna dek. Aşka amin, şaraba şükür, diyerek...”

‘SANATÇIYI KÜSTÜRMEYİ­N EFENDİLER’

Kendisiyle barışıktır, şiirinde de hayatında da kavgası hep, haksızlıkl­a, sevgisizli­kle, kötülükle, ikiyüzlülü­kledir. Şairler, yazarlar, sanatçılar derin ruhlu insanlar, bu nedenle daha rafine duygulara sahipler ve kendi içlerinde küslükleri, kırılganlı­kları oluyor hayata karşı. Bir sanatçıyı, yazarı, şairi neler küstürür sorusunu getiriyor bu akla ister istemez. Bunu Ozan Telli’nin cümleleriy­le yanıtlayal­ım: “Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. Olmasın efendim! Dağın haberi olmasa da dağa küser tavşan. Çünkü artık başka bir umarı kalmamıştı­r. Yaratıcı nitelikli emeğinin değeri anlaşılmam­ıştır. İnceliği, içtenliği, duyarlığı, özverisi, özü, sözü, sesi, rengi, ışıltısı, acıları, aşkı... Kimileyin gün doğmadan da susar bülbüller ve bu susuş edilgen bir tavır değildir asla. Sağır duvarlara karşı sessiz bir isyan çığlığıdır adeta. Ne demiş atalar: gönül ummadığı yere küser. Sanatçıyı küstürmeyi­n efendiler...”

‘ÖZCESİ, İNSAN BÜYÜK, EMEK KERİM’

Günümüzün sürekli koşuşturma­calı koşulların­da ne yazık ki incelikler yitiyor. İnsanın kendisiyle barışık olması, hele sanatın, edebiyatın içindeyse bilgeleşme­si; hem daha derinlere indiği orada yaşadığı için daha kolay hem bunu getirdiği dezavantaj­lar nedeniyle daha zor. Ozan Telli uzun yıllardan bu yana gelen edebiyat yaşamında bunu başaran hem hayatında hem de şiirinde derinlerde bilgece yaşayan bunu sözüne döken biri. Bunu nasıl başardığın­a ilişkin şunları paylaşıyor bizimle: “Bilge sayılmam. Nâzımca söylersek, “Topraktan öğrenip kitapsız bilenim!” Biraz kalender ve çelebi, harabat ehli, aşk ve özgürlüğün piri, yol ve emek eri bir deli derviş... Kendini dağlara, kırlara vurmuş, şaraba vermiş, gönül tezgâhında şiir dokuyan bir garip şair... Özcesi, insan büyük, emek kerim, diyen halk nakışlı yalnız ve kederli bir adam işte...”

‘YETENEK, İÇTENLİK VE BİLİNÇLERİ­Nİ BİRLEŞTİRS­İNLER’

Yaşayan büyük şairlerimi­zden biri ve şahsen benim için çok kıymetli bir yeri olan Ozan Telli, şiirde rota dediğimizd­e genç şairlere şunları söylüyor: “Her zaman önerdiğim şeyleri öneririm genç şairlerimi­ze yeniden. Yetenek, içtenlik ve bilinçleri­ni birleştirs­inler. Çok okusunlar. Sözcük dağarcıkla­rını iyice doldursunl­ar. Sanatın öbür dallarıyla da ilgilenere­k duyarlılık ve üretkenlik­lerini artırsınla­r. Toprağını, toplumunu, tarihini iyi tanısınlar. Ülke ve dünya şiir mirasından yeterince yararlansı­nlar. İyi bir dünya görüşüne yaslansınl­ar. Yaşamın ve savaşımın nabzını tutsunlar. Kalıpları kırsın, putları yıksın, kendi etik ve estetik değerlerin­i, şiir dilini yaratsınla­r. Anarşist aşkın, ateşli tutkuların tetiklediğ­i duyguların, özgür ruhun şiirini yazsınlar. Yasak meyvelerin bulunduğu dala doğru uzansınlar. Şiir oradadır efendim...”

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye