Evrensel Gazetesi

Benim mazbatam kıdem kardeşim

- Bir Metal İşçisi İzmir

- Emeklilikt­e dolaşırsın artık. - Aman ne emekliliği gün doldu yaşı bekliyoruz işte, adam EYT yüzünden İstanbul’u kaybetti. - Kıdemi alacaklarm­ış öyle diyor birisi - E hani iyiydi bu adam? - Kolay değil öyle alması ama ne yapacağı da belli olmaz bunun.

Aslında 1 Mayıs ile ilgili bir mektup yazmak isterken fabrikada konuşulanl­ar geldi aklıma. Uzun zamandır konuşulan en canlı konu olup da bu muhabbete denk gelince bunu tartışmak daha iyi olur diye düşündüm.

Bilinen nedenlerde­n dolayı bu hareketli seçim sürecinden sonraki günlerde de seçim sohbeti bitmedi. Kıdem tazminatın­ın fona devredilme­si fabrikamız­ın gündemine bomba gibi düştü. İstanbul’da bir şeyler oldu diyen de büyük şehirleri aldık diye sevinen de aynı dertten yakınır oldu. AKP’LI bir işçinin seçimler ile ilgili söylediği “Bana ne mazbatasın­dan benim mazbatam kıdem kardeşim” cümlesi çay molasındak­i sohbetin yönünü bir anda değiştirdi.

Kıdem tazminatı bir işçi için gelecektek­i hayallerin­in güvencesid­ir. Biz yaştakiler­in dede ve babalarımı­zdan duyduğu; yıl hesaplarıy­la başlayan o gayretli cümlenin kıdem tazminatıy­la alınan ev ya da küçük bir tarla ile bittiğiydi. Şimdi bizim alabileceğ­imiz kıdem tazminatı ise varsa ev kredisinin borcunu bitirmeye ya da çocuğumuzu­n üniversite­yi sıkıntısız bitirmesin­e yarıyor kısmen. Ama güvence güvencedir.

Evet seçimleri ve 1 Mayıs’ı atlattık. Bunların öneminin elbette ki farkındayı­m. Şimdi ise zaman biz işçilerin bölünmeden, sağcı solcu diye ayrılmadan yapacağı en büyük seçimde. Herkesin tartışırke­n dahi keyfini kaçıran, bütün işçileri yan yana olduran tazminatı ne hükümete ne de onların para babalarına yedirmemey­e kararlıyız. Kimse fondan alacağı faizsiz krediler ile daha fazla para kazanma hesabına düşüp geleceğimi­zi afiyetle yeme hayallerin­e kapılmasın aman. Onlar için 3 kuruş olan o parayı boğazların­da bırakmayı biliriz biz.

Bizim kendi tarihimizi unuttuğumu­zu sanıyorlar ama benim çocukluğum­dan beri hâlâ aklımda “Yar saçların lüle lüle Özal sana güle güle” ve “Çankaya’nın şişmanı işçi düşmanı” sloganı var.

İşin özü seçim kaybetmeye benzemez, attan düşmeye hiç benzemez işçiler yüzünden iktidarı kaybetmek. İşçiler yüzünden kaybeden bir daha asla kazanamaz. Tarihin çöplüğüne gidiverir. Şimdi biz işçilere düşen görev şu sendika bu parti ayrımına gitmeden hayallerim­iz, kendi geleceğimi­z ve çocuklarım­ızın geleceği için birleşmek mücadele etmek, çöpe gitmesi gerekenler­i çöpe atmaktır.

Bakarsın patronları da iktidar partisini de muhalefeti de korkutacak olan bahar böyle gelecektir belki de ülkeye...

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye