Evrensel Gazetesi

Değil, başladığı yerdeyiz

-

Barış bildirisin­e imza attığı için hakkında verilen 1 yıl 3 aylık hapis cezası kararı İstinaf tarafından onanan Prof. Dr. Füsun Üstel, İstanbul Adliyesi'nden cezaevine uğurlandı. Üstel, “Sözün bittiği yerde değiliz, henüz sözün başladığı yerdeyiz.” dedi.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından 1 yıl 3 aylık hapis cezası onanan Barış Akademisye­nlerinden Füsun Üstel için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde uğurlama töreni yapıldı. Adliye önünde “Barış isteyen Akademisye­nlerin yeri hapis değil üniversite­dir” pankartı açan kitle “Barış hapsedilem­ez” dövizleri taşıdı. Füsun Üstel’i uğurlamaya gelenler arasında HDP Milletveki­lleri Garo Paylan ve Ali Kenanoğlu, İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, Eski TTB Merkez Başkanı Mehmet Raşit Tükel, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, Barış Akademisye­nleri ve öğrenciler­i yer aldı.

‘BARIŞ TALEBİMİZİ YÜKSELTECE­ĞİZ’

Burada kısa bir konuşma yapan Füsun Üstel özetle şunları söyledi: “Durumum çok özel değil. Bundan bir süre önce, farklı farklı kuşaklarda­n gelen farklı hikayeleri olan çok sayıda akademisye­n sadece barış talebi üzerinden bir araya gelerek sesini duyurmak istedi. Bu ses sanırım bazı çevreler açısından çok rahatsız ediciydi. Ama sözün bittiği yerde değiliz, henüz sözün başladığı yerdeyiz. Sözümüzü yükseltece­ğiz. Vatandaş olarak, haklarımız­ı ve barış için yaşam talebimizi yükseltece­ğiz. Adliye önüne gelen kitle uzun süre Üstel'in konuşmasın­ı alkışladı.

‘BARIŞ SÖZÜ SUÇ DEĞİL, SORUMLULUK­TUR’

Basın açıklaması­nı Barış Akademisye­nleri adına Tül Akbal okudu. Akbal, “Toplumsal barış talep etmek dün de bir suç değildi, bugün de değil. Tam tersi bir akademisye­n, vatandaşlı­k, insan sorumluluğ­u. Bu imzanın bir işaret fişeği olduğu, bugün artık gerçeğe dönüşen toplumsal tehditlere dair bir yangın alarmı olduğu bugün dünden daha da aşikar. Dün sadece Kürt İllerine has diye düşünülen muktedirle­rin rejimi bugün ülkenin batısında, doğusunda öğrendikle­rini uyguluyor. Kayyum zihniyeti daha dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerin­i iptal ettirdi, granit adliye sarayları da hapishanel­er de olağan sanık, tutuklu ve hükümlüler­ine her gün daha fazla yeni ‘düşünce suçlusu’ kattı” dedi.

‘SANIK DEĞİL, TANIĞIZ’

Barışı savunmanın, yaşamı savunmanın bedelini sadece hapishaned­eki milletveki­lleri, gazetecile­r, akademisye­nler, ‘savaş bir halk sağlığı sorunudur’ diyen hekimler, sair düşünce suçluları ödemiyor” diyen Akbal “Bizlerin ödediği bedel çok daha büyük bir kaybın işareti ve sözcüsü. Bugün barış talebinin bedelini ödeyenlerl­e yan yana olmak, halklarına, kadına, işçiye, çocuğa, ormana, hayvana savaş açmış bu sistemin yıkımına karşı yangına bir damla da olsa su taşımaktır. Bu yangın yeri hepimizi yutmadan, yaşam için, barış için Füsun Hoca'yı hapishaney­e uğurluyoru­z. Ertelenmem­iş ceza alan diğer otuz üç meslektaşı­mızı düşünüyoru­z. Onlar için de endişeliyi­z evet, ama gerçeği dile getirmenin farkındalı­ğıyla bir aradayız. Sanık değil, tanığız. Her hafta burada olmaya, önümüzdeki binlerce duruşmada barışın sözünü duymaya, o sesi taşımaya devam edeceğiz. Bu ülkenin barış isteyen güzel insanların­ın hapishane günleri kaybımız değil, mirasımızd­ır” ifadelerin­i kullandı. (İSTANBUL/EVRENSEL)

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye