İstanbul aşkı ne aşkmış be!
Kıdem tazminatı ve işsizlik gibi normal gündemlerine dönen işçiler içerisinde, seçimin yenilenmesine ihtimal verilmiyordu. Bu nedenle YSK kararı özellikle ilgi gün çok tartışıldı. Karar, muhafazakarı, sosyal demokratı, sosyalisti... Her kesimden işçiler tarafından anlamsız ve adaletsiz olarak değerlendirildi.
Mardaş Limanı’nden gelen 3 işçi ile bir aradayız. İşyerindeki sorunları konuşurken işçilerden biri yüksek sesle “Yuh hay ben sizin kararınıza” diye bağırdı. Dönüp ne olduğunu anlamaya çalıştık: -Hayırdır kardeş ne oldu? -Ne olsun seçim iptal. Seçim iptal sözü bir anda tüm kahveyi sardı. İlk tepkiler “Reis İstanbul’u vermez, seçim meçim hikaye artık” oldu. Yani demokrasinin varlığının elde kalan son göstergesi seçimlerin itibarı da bu kararla yerle bir oldu.
Biraz etraftaki tepkileri izledikten sonra masada birlikte oturduğumuz Mardaş işçileri ile sohbete devam ettik. Ortak değerlendirmeleri şu şekildeydi: “Kesin hile yapacaklar yoksa sandığa gömülürler bunu bile bile böyle bir karar alınması saçma. Mesela bizim limana bakalım, insanlar işten atılma korkusu içinde, kıdem tazminatı falan kalkacak deniyor herkes kaygılı. Ama Reis İstanbul’un derdine düşmüş. Normalde sandığa gömülür ama kolay kolay İstanbul’u vermezler. Halk destek vermez ama bunlar bir yolunu bulacak.”
Ambarlı Limanı’nda görüştüğümüz işçilerin genel eğilimi ise kararın adil olmadığı yönünde. AKP’YE oy vermiş, hatta son seçimlerde de İstanbul’da Binali Yıldırım’a oy vermiş işçiler dahi kararın usulsüz olduğunu düşünüyor. AKP tabanında kararı savunanlar yok değil ancak bu savunmayı yapan işçilerin ses tonu mahcup bir düşüklükte. Dikkat çeken bir yan ise kararı destekleyen Akp’liler 40 ve üzeri yaş grubu işçilerden oluşuyor. Orta yaş altı AKP’LI işçiler ise seçimlerin yenilenmesini doğru bulmuyor.
ŞİMDİ BİZ YAPIYORUZ HAKSIZLIĞI
Konu ile ilgili AKP’LI bir işçinin değerlendirmesi şöyle: “Sen seçimi kaybetmişsin. Ben de Binali başkana oy verdim ama yapılanlara bakınca bir daha vermeyeceğim.
Hep bana hep bana olmaz, bırak adam seçilmiş, biz niye AK Parti dedik, haksızlıklar olmasın diye. Hep Ak Parti dedik. Şimdi biz yapıyoruz haksızlığı. Mesela madem usulsüzlük var o zaman hepsini yenile ilçeleri de yenile. Darbe günü tankların altına yattık. Yanlıştı, milli iradeye karşıydı diye şimdi de bu karar milli iradeye karşıdır. Bu kez ben de gidip İmamoğlu’na oy vereceğim.”
MHP’LI işçilerde de tepki oldukça yüksek. Bir MHP’LI liman işçisi gelişmeleri
şöyle değerlendirdi: “Arkadaş ne bekaymış, tamam beka, meka dediler eyvallah oyumuzu verdik. Şimdi kaybedince beka sorunu bitmedi mi? İlla Reis mi kazanacak her seçimi.”
HİLEYE İZİN VERMEMELİYİZ
HDP’LI seçmen ise her seçimin günah keçisi olduğu gibi karar ardından da bazı çevreler tarafından çoktan AKP ye yedeklenecek diye ilan edilmiş durumda. Oysa
liman işçisi Hdp’liler hiç öyle düşünmüyor. 40 yaşında bir mafi operatörünün değerlendirmesi şöyle: “Ben Hdp’liyim bu seçimde İmamoğlu’na oy verdim. Halk iradesini yok saymaktır bu bende bu seçimde sadece oy vermeyeceğim gidip kapı kapı çalışacağım oy isteyeceğim. Artık bunların yaptığı kabul edilemez. Umutsuz olan arkadaşlar var bunlar her türlü hile yapacak diye ama izin vermemek için çalışmalıyız. Bu bizim için önemli bir meseledir.”