ODTÜ’DE onur yürüyüşüne polis saldırısı
Geçtiğimiz hafta, 7’nci Aile Şûrasında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, doğum kontrolü ve aile planlamasını hedef aldığı konuşmasında, milyonlarca ailenin krizle artan yoksulluk, işsizlik ve hayat pahalılığıyla altüst olan yaşamını görmezden gelerek en az 3 çocuk söylemini “Çocuk rızkıyla gelir” diyerek yineledi. Erdoğan’ın “Zürriyetimizi artıracağız, çoğalacağız” çağrıları içeren konuşmasına yanıt, çocuklarıyla yoksulluk içinde yaşayan, geçinemediği için çocuklarını sosyal hizmetler yurduna vermek zorunda kalan Esenyalı Mahallesi’nden kadınlardan geldi. Yolları Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde kesişen kadınlar, ekonomik olarak yetemedikleri için çocuklarını sosyal hizmetler yurduna vermek zorunda kalmış. Kadınlar bir yandan yaşam mücadelesi verirken bir yandan da Erdoğan’ın “Kendisi gelir” dediği rızkı kazanmak için gecesini gündüzüne katıyor. (EKMEK VE GÜL)
BABALARI bipolar hastası olan iki kardeş okullarına güçlükle devam edebiliyor. Çocuklar evden zaten hiç harçlık alamıyor, komşuların yardımlarıyla okula beslenme götürebilen çocuklar çoğu zaman onu da bulamıyor. Çünkü çalışamaz raporu olan baba devletten sadece aylık 300 lira alıyor. Anne Fatma ise bir taraftan çocuklara bakmak zorunda olduğu için gün boyu düzenli bir işte çalışamıyor, sadece merdiven temizliğine gidebiliyor. Kulağıma gizlice “Olursa merdiven işi yaparım, bana haber ver” diyor. Gizli söylemesinin nedeni ise; “Kadınların çalışması caiz değil” fetvasına inanan kaynanası. AYNUR, bir fabrikada işçi, kirada oturuyor, eşi vefat etmiş. 3 çocuğuna tek başına bakmaya çalışıyor ama çalıştığı halde yetemiyor. “Dünya kadar borcum var” diyor. Evde bir de hasta annesi var. Aynur çalışmak zorunda, ancak çalışırken 3 yaşındaki çocuğuna kim bakacak. Ne fabrikada ne mahallede uygun kreş var. “Çalışabilmek için mecburen 3 yaşındaki çocuğumu sosyal hizmetlere vermek zorunda kaldım. Okul çağına kadar orada kalsın diye düşündüm. Bazen yol parası bulup görmeye bile gidemiyorum” diyor. Devletten yardım istediğinde ise sigortası olduğu için yardım veremeyecekleri yönünde yanıt almış. Son çare olarak da Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvuruyor ve yardım istiyor İşçi Aynur.
3 ÇOCUK annesi Songül, eşini kanser hastalığı sonucu kaybetmiş. Kocasının daha kırkı çıkmadan çocukları yurda verip çalışmak zorunda kalmış. Çünkü ne kreş bulabilmiş ne de bakıcı parası. Bir süre sonra en küçük çocuğunun yurtta istismar edildiğini öğrenmiş. Buna rağmen yine de alamıyor çocuklarını yanına. Alırsa çalışamaz, çalışamazsa da sokakta kalacak!
SELDA’NİN 6 çocuğu var, 4’ü yurtta kalıyor. Bazen yol parası bulamadığı için çocuklarını görmeye dahi gidemiyor, hafta boyu geçici işlerde çalışarak kazandıkları ile 3 ayrı yurtta kalan 4 çocuğunu ziyaret edebiliyor. Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin yardımı olmasaydı altıncı çocuğunu neredeyse sokakta doğuracaktı! Selda’nın evsiz kalmasına neden olan koca şiddeti ise hâlâ çözülmüş değil. Selda’ya da Sosyal Hizmetler 800 lira ile “yaşa” diyor.
SEVDA’NİN 3 çocuğu var. Yıllarca şiddet gördüğü eşini terk etmiş ama şiddetten kurtulmuş olmasına rağmen kendisine şiddet uygulayan erkeğin elinden alamamış çocuklarını. Sebebi elbette yoksulluk. Sevda, “Bu çocukları alsam yanımda perişan olacaklardı, almasam da sonuç aynı çocuklarım yine perişan oluyor” diyor. Çocuklarını yurda almaları için Sosyal Hizmetlere başvurmuş ama “Biz bu çocukları evde destekleyen bir yardım yapalım” yanıtı almış. Kulağa güzel geliyor olabilir ancak, çocukların bakımı için vereceklerini söyledikleri para sadece 800 lira. Bu “rızk” 3 çocuğa yetmiyor! En küçük çocuk 1. sınıfa gidiyor. Bağlanan paranın en küçük çocuğun eğitim ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmediğini söylüyor Sevda. O da çözümü Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde arıyor. Dernek, bir gönüllüsü aracılığıyla çocukların eğitim masraflarını üstleniyor ve bu yıl çocuklar okullarına devam edebiliyor, gelecek yıl ise belirsiz... Ama Erdoğan’ın konuşmalarına göre Sevda, “Aile kurumuna tehdit oluşturuyor.”
SEVİM, bir çocuğuyla şiddetten kurtulmak için İstanbul’un bir ucundan diğer ucuna kaçmak zorunda kalmış. “Bir çocuğa zor bakıyorum. Ya daha fazla çocuğum olsaydı ne yapardım” diye soruyor. Yine etraftan gelen yardımlar olmasa maalesef o da çocuğunu yurda vermek durumunda kalabilirdi. O da yolu Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine düşen kadınlardan. Yine kalıcı çözüm olmasa da, şiddetten kurtulan bu kadının güçlenmesi, en acil ihtiyaçlarının karşılanması için yardımlar yapılıyor. Derneğin de olanaksızlığı düşünüldüğünde bu yardımın ne kadar sürebileceği, Sevim’in ihtiyaçlarının ne kadar daha karşılanabileceği belirsiz.
YASAKLANAN ODTÜ 9. Onur Yürüyüşü öncesi kampüs, polis ablukasına alındı. Abluka üzerine kampüsün çeşitli yerlerine dağılarak eylemi sürdüren öğrencilere polis saldırdı. Saldırıda 7 öğrenci gözaltına alındı. Saldırı sırasında 1 öğrenci ise polisin attığı plastik mermi ile başından yaralandı.
ODTÜ yönetimi tarafından Ankara Valiliğinin LGBTİ+ etkinliklerine yönelik tartışmalı yasağı gerekçe gösterilerek yasaklanan ODTÜ 9. Onur Yürüyüşü öncesi kampüs adeta polis ablukasına alındı. Kampüs içerisinde, fizik bölümü ile rektörlük binası arasında konuşlanan polis, çimlerde oturan öğrencilere ve fizik bölümü önünde bulunan ODTÜ LGBTİ+ Dayanışması standına da müsaade etmedi ve öğrencilere müdahale etti. Odtü’lüler, polis müdahalesine sosyal medyadan yaptıkları paylaşımlar ile tepkilerini dile getirdi. (ANKARA/EVRENSEL)