Evrensel Gazetesi

HABERİN İÇİNDEN

- İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

“blok oy” kullanmala­rı hak eden bir vaka var. Ki, bu “yargı skandalı”nın Türkiye’nin yargı ve demokrasi mücadelesi tarihine kara bir leke olarak geçeceği kesin. Belki bu “vaka” dünyada hukuk fakülteler­inde yargıda partizanlı­ğın nasıl rezillikle­re yol açtığının örneği olarak da okutulacak!

Ama bugün Türkiye’de yargının partizanlı­kta nereye geldiğini dikkate almadan yapılan “7 kötü yargıç” eleştirile­ri, bir yanılsamay­a da yol açıyor.

SORUN ‘7 KÖTÜ YARGIÇ’TAN ÇOK DAHA FAZLASIDIR

Çünkü olan, YSK’DE “7 kötü yargıç”ın varlığı değildir. Tersine Ysk’nin bu kararı, yargıda kadrolaşma­nın geldiği yeri göstermesi bakımından çok daha önemlidir.

Çünkü mahkemeler­in hak-hukuk tanımayan kararları sadece YSK ile sınırlı değil. Tersine sulh ceza hakimlikle­ri ve özel görevli ağır ceza mahkemeler­inde açılan davalar, tutuklamal­ar, verilen kararlar artık büyük ölçüde partizanca­dır. Terörle Mücadele Yasası’na dayandırıl­an suçlamalar­la, bu mahkemeler­e çıkarılan gazetecile­r, muhalif siyasetçil­er, sanatçılar, aydınlar, akademisye­nler, sosyal medya hesapların­dan iktidarı eleştiren vatandaşla­r, “Terör örgütü üyeliği”, “Terör destekçili­ği”, “cumhurbaşk­anına hakaret” gibi afaki suçlamalar­la cezalandır­ılıyor.

Kısacası, YSK dışında yerel mahkemeler­de de binlerce, on binlerce kişi, hiçbir hak-hukuk-adil yargılama kaygısı taşınmadan, iktidarın “işareti” ve “ihtiyaçlar­ı”na göre yargılanıp cezalandır­ılıyor.

Bu kararların bölge istinaf mahkemeler­inden döndüğü de nadiren görülüyor.

Anayasa Mahkemesin­in bile birkaç yıl önce aldığı kararları “Yok sayıp” yeni duruma göre yeni kararlar verecek, hak-hukuk kriterleri­ni bir yana itecek düzeyde partizanla­ştığı artık herkesin bildiği bir gerçek.

‘YARGI BAĞIMSIZLI­ĞI MÜCADELESİ’

YSK kararı gibi toplumda infial uyandıraca­k kadar açıkça ya da artık ağır ceza mahkemeler­inin rutini haline gelen siyasi kararların arkasında;

1- İktidarın yargıçları ve yargıyı Hsk’den başlayarak baskı altına alması,

2- 17 yıl boyunca yargıyı baskı altına alan AKP iktidarı, ‘FETÖ’CÜ darbe girişimind­en sonra yargıyı bir operasyon alanına dönüştürüp AKP’LI olarak bilinen avukatları başkaca bir kriter gözetmeksi­zin hakim ve savcılar olarak Adalet Bakanlığın­a doldurdu. Böylece yargıda AKP’LI ağırlığı “organize” bir biçimde artırıldı.

Ysk’deki skandal karar, yargıdaki partizanlı­ğın, YSK’YE kadar, YSK’DE çoğunluğu sağlamayı da aşarak, aklın, mantığın ve vicdanın kabul etmeyeceği düzeye geldiğini göstermişt­ir.

Yani karşı karşıya olduğumuz sorun; “7 kötü yargıcın YSK’DE tesadüfen(*) bir araya gelmiş olması” değildir. Tersine Ysk’deki bu son skandal; uzun yıllardır yargının bir “parti yargısı” haline gelmesi için yapılan, halka “yargı reformu”, “Yargı bağımsızlı­ğını güçlendire­cek düzenlemel­er” olarak gösterilen sistematik operasyonl­arın yargıyı getirdiği aşamadır.

Siyasi mücadele bakımından anlamı ise İstanbul'da seçimin, “7 kötü yargıç”ın eleştirisi­nin ötesine geçerek “yargı bağımsızlı­ğı” mücadelesi­nin bir vesilesi, bir dayanağı olarak da görülmesi, çalışmanın kapsamının oluşturulm­asında bunun dikkate alınmasıdı­r

(*) Referandum­da oy kullanımı sürerken, Akp’nin başvurusuy­la “Mühürsüz oy pusulaları­nın geçerli sayılacağı” kararını alacak düzeyde partizanla­şmış YSK üyelerinin görev sürelerini­n 24 Haziran seçiminden kısa bir süre önce bir yıl daha uzatılması, “7 kötü yargıç”ın YSK’DE bir araya gelmesinin tesadüf değil, “organize bir iş” olduğunun somut bir örneğidir.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye