YASA, İZİN VERİLDİĞİ ÖLÇÜDE YASADIR ARTIK
HUKUKU, yargıyı araçsallaştırmanın ve bunu normalleştirmenin yığınla örneğini yaşamakla birlikte 6 Mayıs kararıyla çok daha derin bir eşiğin aşıldığını belirttiniz. Kurulmaya çalışılan yeni rejimin hukuku nasıl bir hukuk?
Ali Duran Topuz’un, bir süredir ‘antihukuk’ adlandırmasıyla yaptığı çözümlemelerin ne denli mantıklı olduğunu gösterdi. Yeni sistem ve bu sistemin sürdürücüleri başka türlü davranamazlar. Sistemin niteliği ve onların iktidarda kalma zorunlulukları başka bir hukuk yaratmaya ve uygulamaya izin vermiyor. Yasa, izin verildiği ölçüde yasadır artık. Ayrıca bu konuda Selçuk Kozağaçlı’nın cezaevinden yazıları da çok şey söylüyor. Keza, Selahattin Demirtaş’ın savunması. Diyeceğim şu, YSK kararından önce de birileri bazı şeylere dikkat çekiyor, çığlıklarını duyurmaya çalışıyordu. YSK kararı, muhalefetin bir türlü yapamadığını yapıp rejimin adını koydu.
Hayır sağlamaz. Kaybedilmiş bir seçim kaybedilmiştir. Artık kazanamazsınız. Yalnızca belediyeyi alırsınız, bu kazanmak demek değil. Muhalefet ve İmamoğlu kazandı. Bu kadar basit. Ama muhalefeti zor durumda bırakır tabii. Çünkü ‘oyun’ davetine ‘evet’ diyorlar. Kaybederlerse neye itiraz edecekler? Ben hiç kimsenin sağlıklı bir öngörüde bulunabileceğini düşünmüyorum şu anda. Dört ay önce İmamoğlu’nun adını bilmiyordum!
İstanbul seçiminin iptali, ‘AKP seçimle iktidarı devreder mi’ sorusunu şöyle dönüştürmüş oldu: 23 Haziran’da da kaybederse, sonucu tanır mı? Bilmiyorum. 23 Haziran’a dair hiçbir şey düşünemiyorum, öngöremiyorum. İki gün sonrasını da bilmiyorum. Umutsuzluk aşılamaya da, amiyane tabirle ‘Gaz vermeye de’ gerek yok. Yaşayıp görelim.
İptal kararı, ağırlıkla 7 Haziran sürecine benzetiliyor. Nitekim Abdülkadir Selvi de köşesinde, ‘Erdoğan 7 Haziran’daki yöntemi kullandı ve kazandı’ diyor. Bugünün konjonktürü 7 Haziran’ ne kadar benziyor?
Benzemiyor. Düşünün, Gülben Ergen ve Yılmaz Erdoğan dahi İmamoğlu’ya destek tweeti atmışlar. Ne ülke aynı ülke, ne iktidar aynı iktidar, ne seçmen aynı seçmen, ne medya aynı medya, ne AKP aynı AKP, ne Erdoğan aynı Erdoğan, ne muhalefet aynı muhalefet... Buna mukabil, Abdülkadir Selvi aynı Abdülkadir Selvi. Dolayısıyla yaptığı değerlendirmenin anlayışla karşılanması gerektiği kanısındayım.
bazı eksiklikler varmış. Şimdi siz bana, “GS taraftarına yazık değil mi?” diye soruyorsunuz. Vallahi yazık tabii!
YSK, aynı gerekçelerle başvurulan Maltepe ve Büyükçekmece’de seçimin yenilenmesi talebini neden reddetti peki? Bilmiyorum. Oralarda güçlü şekilde bir şeyler ‘Hissetmediler’ demek ki. Hisler önemli. Röportajın tamamını evrensel.net’ten okuyabilirsiniz