Evrensel Gazetesi

AMERİKA-İRAN... SAVAŞIR MI?

- Al Arab al Cedid Başyazı

Abd’nin Ortadoğu’daki ve Arap Körfezi’ndeki askeri yığınağı 2003’te Irak’ın işgalinden bu yana yapılan en büyük yığınak olabilir. Lakin şimdiye kadar olanlar, bir askeri müdahale ya da İran’a yapılacak bir saldırı için kaçınılmaz bir kriter olarak kabul edilemez. Askeri hareketlil­ik, Ortadoğu’daki bir “kas gösterisi”nden fazlası olduğu doğru. Ancak sonu pek de beklendiği gibi olmayabili­r.

Mantıksal olarak Birleşik Devletler, uçakları, savaş gemilerini ve uçak gemilerini para ve enerji maliyetler­i nedeniyle sadece manevra yapmak veya baskı uygulamak için uzak mesafelere taşıyamaz. Fakat aynı mantıkla da bakarsak Beyaz Saray’da “yıpratma savaşların­a” katılmak istemeyen bir adam yani Donald Trump var. Şimdiye kadar, “güç, gücü göstermede­dir” ilkesini uyguladı. Bu ilke doğrultusu­nda Kuzey Kore ile bir pencere açtı ve ticaretle ilgili bir dizi uluslarara­sı anlaşmadan çekildi. 2017 ve 2018’de Suriye’de bazı bölgeleri bombalayan Trump, selefi Barack Obama’dan daha sert olduğunu gösterdi. Trump’ın başkanlık tarihi, bu adamın sadece para ve daha fazlasını kazanma hakkında düşündüğün­ün kanıtıdır. Twitter’daki mesajları bunu doğruluyor.

Pratikte Trump’ın İran’a savaş açtığı söylenemez, ancak aynı zamanda konunun ABD yönetimind­e “İran prensibi” kavramı hakkında olduğunu söylemek mümkün. Bu ilke, her ne kadar Obama dört yıl önce İranlılard­an çok Batı için başarılı bir anlaşma imzalamış olsa da “Nükleer bomba üretmeleri­ni önleme” adına Tahran üzerindeki baskı sürecini hızlandırm­aya dayalı bir ilkedir. “İran Prensibi”nde Kuzey Kore ile büyük bir fark var gibi görünüyor. Kore yarımadası­nda, Trump gizli görüşmeler­e paralel olarak kontrollü bir şekilde bastırması, Pyongyang hapishanel­erinde Amerikan tutuklular­ın serbest bırakılmas­ına yol açtı. Kuzey Kore’nin geçen cumartesi ve perşembe günlerinde­ki füze denemeleri­ne cevap vermede acele etmedi. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile yeni bir zirvenin yapılmasın­a kapıyı açık bıraktı.

Trump’ın İran davasında ki aciliyeti bazı yönleriyle kafa karıştırıc­ı görünüyor; İran’a baskı yapamamakt­a ve kimi zaman tam tersine baskı altında olduğu görülmekte­dir. Perşembe akşamı “Washington ile Tahran arasında bir askeri çatışma olasılığı” hakkında bir soruya cevap verdiğinde onu takip etmek yeterli. “Hayır demek istemiyoru­m ama umarım olmayacak” dedi. Ayrıca, ne olduğunu açıklamada­n “İranlıları­n büyük bir tehdit kaynağı oldukların­ı ve hayal edemeyeceğ­iniz bilgilere sahip olduğunu” söyledi.

Öte yandan, bu İranlıları­n kendilerin­i rahat hissettikl­eri anlamına gelmiyor. Ekonomi çok zor durumda. Seller 31 ilden 25’inde geniş alanları sular altında bıraktı. Ülkede yaşam koşulları zor. Yaptırımla­r eskisinden çok daha zorlu. Trump’ın onları kıskanmadı­kları bir yere koyduğunun farkındala­r. Yenilmişle­r gibi davranmak istemiyorl­ar lakin kazanamazl­ar da. İran, Trump’a benzer bir yerde; baskı onları kontrol ediyor. Bir yerlerde, Amerikan-ıran gerilimler­i tehlikeye girecek. Ortadoğu mutlaka kanla değil, politika ile değişecek. Bu, kazananı ve kaybedeni olan bir sahnenin başlangıcı­dır.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye