HABERİN İÇİNDEN
koşullarda gidilmeyeceğini açıkça ilan etmek anlamına geliyor.
Aslına bakılırsa, Kılıçdaroğlu’ya Çubuk’ta yapılan linç girişimi, Erdoğan ve Bahçeli’nin Kılıçdaroğlu’ya bir geçmiş olsun bile dememesi bir yana, linççilerin kahraman ilan edilmesi, AKP-MHP ittifakının seçimin sonucunu kendi lehlerine çevirmek için her yolu kullanabileceğini gösteriyor.
Nitekim kitle tepkilerine karşı polis müdahaleleri, 23 Haziran seçiminin bir ayağını kitlelerin taleplerini sokakta ifade etmelerini engellemenin oluşturacağının işaretidir.
Yine üç gün önce, Yeniçağ Gazetesinin Yazarı Yavuz Selim Demirağ’ın 6-7 kişi tarafından ağır bir biçimde yaralanması (Kılıçdaroğlu’ya yönelik linç girişimiyle birleştiğinde) sadece emniyet güçlerinin değil “kontra”, “paramiliter” güçlerin de sahneye sürülmekten çekinilmeyeceğini göstermektedir. Hele de Demirağ’a saldıranların emniyet ifadelerinde; “Biz o kişiyi tanımayız. Bize ‘dövün’ dediler dövdük” demelerine karşın, serbest bırakılmaları, sokağa çıkan kitlelerin yanı sıra ve muhalif kişilerin nasıl bir pervasızlıkla sindirilmek isteneceğinin habercisidir. halkı önemli dersler çıkarmıştır!
Şu anda halk artık, 31 Mart günkü halk bile değildir. 31 Mart seçimi sonrası yaşananlar sadece muhalefete oy verenler değil, AKP ve MHP’YE oy verenler arasında da bir vicdan muhasebesine yol açmıştır ki, artık Bahçeli ve Erdoğan kendilerine oy veren seçmen kitlesini yeniden ikna etmek gibi zor bir sorunla karşı karşıyadırlar.
Bu yüzden de “7 Haziran sonrasında yaptığımız gibi siyasi gerilimi artırıp halkı terörize ederek seçimi kazanırız” hesabı, evdeki hesabın çarşıya uymayacağı kategorisindeki bir hesaptır. Halk böyle durumlar için, “Papaz her zaman pilav yemez” der. Hele de söz konusu olan siyaset gibi dinamik bir alansa, papazın “her zaman” değil “bir sefer daha” pilav yemesi çok zordur!
Çünkü, AKP iktidarı artık aşağı doğru yuvarlanan bir iktidardır ve elinde “seçim rüşvetleri” ve baskının envai türünden başka bir silah da yoktur.
Ama halk da yaşadıklarından çıkardığı dersle, bu seçimleri zorla kazanma girişimlerine karşı kendi iradesini savunacaktır. Halk, sokağı kullanmaktan vazgeçmeyeceği gibi, paramiliter saldırılara karşı da en iyi yanıtın kitlesel mücadeleyle olacağı gerçeğinin farkına varmıştır. Bahçeli-erdoğan ittifakının işi çok zordur! Kırsal bölgelerden İstanbul’a militan getirerek İstanbul’un iradesinin önüne barikat kurmaya kalkmak da “zorluklarını” kolaya çevirmeyecektir. Tersine bunun kendi tabanlarında yeni tepkilere yol açması daha güçlü bir ihtimaldir.