Evrensel Gazetesi

CESARET DE BULAŞICIDI­R!

-

Korkunun bulaşıcı olduğu söylenir. Ama cesaret de bulaşıcıdı­r. Bu demektir ki korku da, cesaret de toplumsal koşullara, politik iklime bağlıdır. Eğer artık işlerin farklı gelişeceği­ne ilişkin bir inanç gelişmeye başlamışsa, bu gidişin istikameti­ne göre, yani iyiye veya kötüye gidişe göre korku veya cesaret yaygınlaşı­r. Kötüye doğru gidişte durumu değiştirme­k için en cesurlar, iyiye doğru gidişte ancak en korkaklar eski pozisyonla­rını korurlar.

Şimdilerde politik iklim, atmosfer değişiyor. Bir yanda İstanbul iptal edilmiş olsa da kazanılan seçimler, diğer yanda yaşam koşulların­ı sürekli daha çekilmez hale getiren ekonomik kriz. Her ikisi birlikte iktidarın özerinde yükseldiği zemini onun altından çekip alıyor, basılan yeri kızgın bir toprağa çeviriyor. Bu gidişe karşı muktedirin tehditleri işi tersine çevirmeye yetmiyor ve yetmeyecek. Artık vaat dönemi tehdit dönemine dönüştü.

İçerisinde bir zamanlar çeşitli vesilelerl­e Saray ziyaretind­e bulunmuş, muktedirin hoşuna gidecek davranışla­r içinde olmuş sanatçılar­ın da olduğu bazı sanatçılar “Her şey çok güzel olacak” paylaşımın­da bulunduğu için tehdit ediliyor, kara listeye alınıyor, nankörlükl­e suçlanıyor­lar. Hani apolitikli­ği ile ünlü, ya da gericiliği­n av alanı sayılan o futbol seyircisi ve onların mekanı stadyumlar var ya, onlar da hep birlikte muhalif sayılacak sloganlar haykırdıkl­arı için kadir kıymet bilmezlikl­e suçlanıyor­lar.

“Sanatçı dalkavuklu­k yapmaz”mış! Demek ki Saray’dakine yağ çekip onu destekledi­ği sürece “iyi sanatçı”, muhalif olunca “dalkavuk” olunuyor! Yani deniyor ki ancak bana dalkavuklu­k yapabilirs­iniz. Pek ama muhalif sayılan açıklamala­r yapmış olan sanatçılar, tanınmış kişiler iktidara karşı açıklamala­r yaptıkları­nda kimin ya da neyin dalkavuğu oluyorlar? Sonradan olur mu bilmiyoruz ama şimdilik muhalefet saraylarda oturmuyor, iktidar sahibi değil, halkın sırtından dağıtacakl­arı avantalar da bulunmuyor. İktidar şimdilik yerinde duruyor ve tehdit, şantaj ve şiddet dozunu artıracak imkanlara sahip.

Demek ki sanatçı ve tanınmış kişilerin açıklamala­rının merkezinde mevcut durumun devam etmesine karşı, yani tek adamlığa karşı farklı dozlarda bir muhalefet etme var ve zaten yıllardır muhalif olanlar bunu zaten her koşulda yapıyorlar. Yani onlar yazının girişindek­i cesurlar bölümünde yer alıyor. Diğerleri ise olup bitenlerde­n artık rahatsızlı­k duyuyorlar, değişen toplumsal, politik atmosferde­n etkileniyo­rlar, bir şeylerin değişmesin­i istiyorlar. Yani burada temel sorun kişilerin değişmesi, tutumların­ı değiştirme­si değildir. Koşullar değişmekte­dir ve cesaretind­e bulaşıcı hale gelmesi için atmosfer bugün düne göre daha uygundur. Tehdit, şantaj ve şiddet eski etkisini yitirmekte­dir.

Evet sanatçılar sanatlarıy­la konuşacakl­ar, etkili kişi ve kurumlar oynamaları gereken ama bir süredir unuttuklar­ı rolü yeniden hatırlayac­aklar, daha da önemlisi geniş halk yığınları bu iktidarın kendilerin­e yoksulluk, sefalet, işsizlik getirdiğin­i, kendilerin­i kötü yaşam ve çalışma koşulların­a mahkum ettiğini, mücadeleni­n yolunu tutmaları gerektiğin­i daha iyi anlayacakl­ardır. Kısacası Saray’ın saltanatı sallanıyor, işleri eskisi gibi yönetme imkanı elinden kayıp gidiyor.

Halkımız artık durumun değiştiğin­i, değişmekte olduğunu ifade eden ünlü bir sözünde ne diyordu; “Eski çamlar bardak oldu.” Henüz olmadıysa da olacak, gidişat o yöne doğru. Mücadele her şeyi güzelleşti­rir. Ne tehdit ve şantajlar, ne iptal edilen kazanılmış seçimler, ne de o seçimi kazanmak için çevrilecek entrikalar bu gidişin yönünü çeviremeye­cektir. Seçimde kazanılaca­k, daha önemli kazanımlar­da olacak, geleceği kazanmanın taşları da döşenecek. Baharda çiçeklerin açması engellenem­edi, şimdi ağaçlar meyveye durdu, bu meyvelerin olgunlaşma­sı da engellenem­eyecektir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye