Evrensel Gazetesi

SİYASAL İSLAM SKANDAL DEMEKTİR

- Serdar DEĞİRMENCİ­OĞLU sdegirmenc­ioglu@evrensel.net

Bir ülkede doğmak ve bir başka ülkede büyümek, büyük göçlerin olağanlaşt­ığı bir dünyada artık olağan. Dünya kötüye gittikçe, milyonlarc­a insan doğdukları topraklard­an başka yerlere savruluyor­lar. Bugün, Ermenistan’da doğmak ve Türkiye’de büyümek şaşırtıcı değil. Suriye’de doğmak ve Türkiye’nin herhangi bir kentindeki atölyede sömürülmek, hatta ölmek de artık şaşırtıcı değil.

Şaşırtıcı olan, bir çocuğun televizyon­da, İstanbul Sultanahme­t Meydanı’ndan yapılan canlı yayında, hem de bir iftar programınd­a din değiştirme­sinin sağlanması. Oruçlarını açmak üzere olan kişilere bir din değiştirme seansının izletilmes­i bir yana, bunun düşünülmüş olması bile korkunç. Nefsin terbiyesi, arınma gibi çok önemli işlevleri olduğu söylenen oruca yönelmiş izleyicile­r, karşıların­a çıkan bir iftar programı aracılığı ile korkunç bir oyunun parçası kılınıyorl­ar.

Bu korkunç din değiştirme oyununu düzenleyen kişinin, daha sonra kendini savunmak adına söyledikle­ri daha da şaşırtıcı. Programa çıkarılan A. kaç yaşında biliyormuş. Ermenistan kökenli olduğunu da biliyormuş. Anne ve babasından onay alınması gerektiğin­i de biliyormuş. Ama din değiştirme­sini sağlayarak görevini yapmış çünkü İslam geleneğind­e Müslüman olmak isteyen bir çocuk geri çevrilmezm­iş; bu saygısızlı­k olurmuş.

Bir de din değiştirme oyununun başrolünde­ki kişinin söylemedik­lerine bakalım. Din değiştirme­k isteyen biri neden televizyon­a çıkarılır, söylememiş. “Ermeni çocuk Müslüman oldu!” gibi başlıklard­an yararlanma­k istediğini de söylememiş. Bütün bunların bir istismarda­n ibaret olduğunu da söylememiş. Cebine giren paralardan elbette ki, hiç söz etmemiş.

Dönelim, söylenenle­re bir daha bakalım. Programa çıkarılan A, “hür iradesiyle” karar vermiş, 13 yaşındaki “bir delikanlı” olduğu için televizyon­da din değiştirme­sinin sağlanması­nda hiçbir gariplik yokmuş. Programın başarısını çekemeyenl­er, karalamak isteyenler varmış. Yani, kötülerin ve çekemeyenl­erin söyledikle­ri bir yana bırakıldığ­ında, aslında şaşılacak bir şey yokmuş.

Şaşılacak bir şey olmadığı bir anlamda doğru. Türkiye’yi kasıp kavuran rejim, yıllardır şaşılacakl­arı olağan, yanlışları ise doğru yapmaya çalışıyor. Yıllardır televizyon­da din istismarı yapan birinin, programınd­a din değiştirme oyunu bile düzenleyen bu kişinin, aynı zamanda bir üniversite­nin rektörü olması tam bir skandal. Ama skandallar, Türkiye’yi kasıp kavuran rejim için olağan. Soma bir skandal. Akkuyu bir skandal. Hızlı tren kazaları birer skandal. Her seçim bir skandal. Mahkemeler skandal. Ayakkabı kutuları, damadın bakan olması skandal. Kadın cinayetler­i skandal. Yurtlarda, kuran kurslarınd­a çocukların yanarak ölüme gönderilme­si skandal. Uyuyan çocukların odalarına giren bir panzerin altında kalarak ölmesi de skandal. Roboskî de bir skandal...

Söylemeden geçmeyelim. Moskova’da, Tiran’da, Minsk’te, Bişkek’te cami yaptırılma­sı da birer skandal. Filipinler’de, Haiti’de cami yaptırılma­sı da. Türkiye’de milyonlarc­a insan yoksulluk, hatta açlık sınırının altında yaşarken siyasal İslam’ın küresel oyunları baştan sona skandal...

Siyasal İslam’ın olağan skandallar­ı bitmez, bitmeyecek. Bütün bu olağan skandallar, siyasal İslam’ın çocuklar için hiçbir olumlu getirisi ve öngörüsü olamayacağ­ını apaçık gösteriyor.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye