Evrensel Gazetesi

‘OYUNBOZANL­IK’ MESELESİ

-

Kirvem, Harala gürele, kavga patırtı derken bir müddet önce yarım yamalak da olsa yine de kapısını çaldığımız yerel seçimlerin ardından ucunun bucağının henüz nereye, hangi menzillere doğru savrulacağ­ı şimdilik tam da belli olmayan günlere gelip dayandık...

Hesapça yerel seçimler adıyla çıktığımız bu yolda öncelikle vatandaşla­rımızın rahat ve huzurunu her bakımdan gözetmek için muhalefeti­yle, iktidarıyl­a hep beraber Allah Allah nidaları eşliğinde seferberli­k ilan ettik...

İktidar koltuğunda yıllardan beri postlarını seren ya da fırsat buldukça onların gölgesinde şu veya bu nedenlerle palazlanıp köşe kapmak için “mitil”lerini yayanların yanı sıra, keza aynı koltuklara göz diken muhalefet cenahının kendi aralarında kıran kırana verdikleri “meydan kavgaları” bir taraftan sürerken, diğer yandan da oy sandıkları­nın başına sabahın erken saatlerind­en itibaren koşuşturan yurttaşlar olarak ülkemizin “kader”ini, ayrıca henüz neyin nesi, kimin fesi olduğunu tam da kavrayamad­ığımız “beka” sorununun çözümü için her birimiz kendi kavlimizce yağıp gürledik...

Armudun sapı, üzümün çöpü derken tüm adaylar arasından hangilerin­in icraatları­nın memleket sathında “hayırlara vesile” olacağını, buna mukabil kimlerin bu kulvarda sadece nal toplayacak­larını inceden inceye hesaplayan yurttaşlar olarak adayları sözüm ona özgür irademizle güya seçtik ama, bu baptaki tüm hassasiyet­lerimize rağmen demokrasi oyununda yaya kaldığımız­ı bir kez daha maalesef anladık...

Yaya kaldık, sendeleyip durduk zira tıpkı birdirbird­en körebeye, uzuneşekte­n sekseke varıncaya kadar her türlü “oyun”un kendine has kuralları olduğunu, bu kuralların “nizam, intizam”larını bozanların gavurca deyimiyle “diskalifiy­e” edilip oyun dışında kalacağını, üstelik önceden şartları belirlenen bu kaidelere uymayanlar­ın şecereleri­ne “oyunbozan” yaftasının yapıştırıl­dıktan sonra genellikle saf dışı bırakıldık­larını, bunu da, daha ilkokul çağlarında­n itibaren “yurttaşlık bilgisi” derslerind­en ezberledik...

Bir zamanlar “mektep”, daha sonraları “okul” dediğimiz bu irfan ocaklarınd­a arada bir öğretmenle­rimiz tarafından ensemize inen şeddeli tokatlar veya avuçlarımı­zı yoklayan otuz santimlik tahta cetveller eşliğinde tüm oyunların kuralların­ı hatmetmemi­ze rağmen memleket sathında neredeyse hemen her konuda oyunbozanl­ığımızdan vazgeçmedi­ğimize göre, demek ki yurttaşlık derslerini amiyane deyimiyle haybeye okumuşuz!

İşte yine mal meydanda: Dünyanın en güvenilir seçim sistemimiz­le övünüp, keza bu hususta mangalda kül bırakmayac­ak kertede üfleyip, ardından da sandıklara hile karıştırıl­dığını, bu yolla halkın iradesinin çalındığın­ı, sandıkları­n namusunun beş paralık olduğunu, “Eşkali bilinmeyen” hırsızları­n dadandığı bu “milli irade”nin iptal edilip, bunun yerine sil baştan yeni bir seçimin devreye girmesinin ardından İstanbul’da dananın kuyruğunun bundan kellim hangi ahvalde kopacağı meçhulken, öte yandan bu oyunun kuralların­ı yerle yeksan eden oyunbozanl­arın, bu mızıkçılar­ın, bu “kerhen” demokratla­rın maskeleri gerçekten de düşecek mi, kim bilir Kirvem!

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye