En çok hak kaybına uğradığımız dönem Koç’la imzalanan ilk sözleşme oldu
TÜPRAŞ TİS süreci 76 ana madde, 2 geçici madde ve ek A-B-C maddelerinden oluşuyor. 2006 yılındaki özelleştirmeden sonra yapılan 2007 yılı Tıs’inde mazeret izinleri 10 günden 8 güne düşürüldü. Yıllık izinler 2007 sonrası işe girenler için 1 yıldan 3 yıla kadar 22 iş günü, 4 yıldan 6 yıla kadar 27 iş günü ve 7 yıldan 9 yıla kadar çalışanlar için 29 iş gününe düşürüldü. 13 ayrı madde (yakacak, ayakkabı, eğitim vb.) sosyal yardım maddesi adı altında birleştirildi.
2006 yılında ve sonrasında işe girenler için önce 4 yıl, sonra 3 yıl kademeli ücret skala girişi adı altında kök ücret uygulaması başladı.
Yani özelleştirme sonrası en çok hak kaybı yaşadığımız sözleşme 2007 yılında Koç grubuyla imzalanan sözleşme oldu.
2019 toplu iş sözleşmesi Koç ile yapılan 7. sözleşme oluyor. TÜPRAŞ’TA bu zamana kadar yapılan tüm sözleşme süreçleri bizler için zorlu geçti. İşverenin mazeret izinleri, vardiya sistemi uygulama değişikliği istekleri her TİS döneminde yaşandı. Metal sektöründe başlatılan 3 yıllık sözleşme domino taşı etkisi yaratarak bütün sermayenin doğal isteği haline geldi. Dolayısıyla PETKİM ve Star’da imzalanması bu dönem TÜPRAŞ görüşmelerinde baskı unsuru oldu.
Rafinerici bilgi, donanım ve tecrübe olarak 5 yılda yetişir deniyordu. 2010 yılından sonra işçiler arasından en tecrübeli çalışanlar ücretleri arttırılıp, 08.0017.00 çalışma saatleri arasında çalıştırılan beyaz yaka yapıldı. Bilgi ve birikimlerinden faydalanarak, rafineri acil, startup, duruş prosedürleri kayıt altına alındı.
Akabinde OYEP ve RAYEP uygulamaları (operatör yetiştirme) kitapçıkları basıldı. Ve 2012’den sonra işe girenlerin sisteme girişleri vardiyada sorumluluk alma süreleri (daha önce en az bir yıl eğitim alarak ve pratikte tecrübeli çalışanlarla vardiya tutularak sokuluyordu sisteme) OYEP’DEN dolayı 1.5-3 aya düştü. Yani yeni işe giren bir arkadaş 1.5- 3 ayda sisteme giriş yapmaya başladı. Bu olay işverenin rafineri çalışan grubunda tecrübe ve işi zamanında yapmadan çıkarak, çalışan sayısı değerlendirme gibi bir probleme yol açtı. Bu da sektörde iş güvenliği, ucuz iş gücü ve ölümlü kazaların olmasına yol açtı.
Şimdi 2006’dan 2019 yılına gelindiğinde işverenin rafineri çalışma sisteminde yarattığı değişikliklerle, çalışanda güven ve aidiyet duygusunu yok ettiğini görüyoruz. TİS’TE üç maddede maddi (kâr) hesaplarla ısrar edildiğini görüyoruz. Oysaki çalışanlar emeklerinin karşılığını istiyor.
Bizim sözleşme sürecimizde Yüksek Hakem Heyetine çok az kaldı. Eylemlerimiz yoğun bir şekilde devam ediyor. Kara dolum satışları engellendi. Bizler bu enerji sektöründe zehir, patlama, ölüm ve kanser riski yüksek olan bu işyerinde sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz.
TÜPRAŞ TİS süreçleri dört rafineri dört ayrı şube ve genel merkez üçgeninde paralel ve birlikte yürütülen zor süreçlerdir. Her bölgenin siyasal, sınıfsal ve sosyal farklılıkları göz önüne alındığında, mücadeleyi birlikte yürütme marifeti sendikacı arkadaşlarımızın ve öncü işçi arkadaşlarımızın yoğun çabası önem kazanıyor.
En büyük eksiğimiz fabrika komitelerini bir türlü kuramamış olmamız. Özellikle dört bölgede 4 bin 200 çalışan olduğunu ve bunun yüzde 70’inin ilk defa sendikayla çalışan genç işçiler olduğunu biliyoruz.
İşte bu noktada öncü işçi ve sendikayla haşır neşir olan arkadaşlara gençleri bu zorlu sürece hazırlaması anlamında büyük işler düşüyor. TİS dönemleri işçiyi ortak paydada buluşturmak için en kıymetli dönemlerdir.