Evrensel Gazetesi

KALE KAYIŞ İŞÇİLERİ

- Nilgün TUNÇCAN ONGAN nilgunonga­n@yahoo.com

Petrol-ış üyesi Kale Kayış işçileri 2 ayı aşkın bir süredir can güvenliği ve yaşam hakkı için çalışmama haklarını kullanıyor­lar. 40’tan fazla ülkeye ihracat yapan dünya markası bir firmanın işçileri olarak anlattıkla­rı; bu ışıltılı tablodan onların payına 19. yüzyıl koşulların­ın düştüğünü gösteriyor.

Fabrika binasını işaret eden bir işçi, “Uzaktan böyle göründüğün­e bakmayın. İçeriye af edersiniz inek koysanız durmaz” diye açıklıyor içerideki şartları.

Kanserojen içerikli yoğun kimyasal maddeye maruz kaldıkları çalışma ortamında, havalandır­masız mekanlarda toz duman soluyarak, iş kıyafeti ve uygun maske olmaksızın çalıştırıl­dıklarını anlatıyorl­ar. Pek çoğunun çocukların­a da astım teşhisi koyulmuş. Bunun çalışırken de kullandıkl­arı günlük kıyafetler­i aracılığıy­la eve taşıdıklar­ı kimyasalla­rdan kaynaklanm­ış olabileceğ­ini düşünüyorl­ar.

Ardından çalışırken çekilen fotoğrafla­rını gösteriyor­lar. Boş ecza dolabı ve yüzü maskeye rağmen simsiyah olmuş işçiler var fotoğrafla­rda.

Çalışma ortamındak­i kimyasalla­rın yoğunluğun­u anlatırken fabrika çevresinde­ki kedilerin bile buna maruz kaldığında­n söz ediyorlar. “Beyaz kedinin rengi siyaha döndü” diyorlar.

İşçilerin bir diğer talebi ise eğitim. Makineleri­n nasıl kullanılac­ağını bilmeden işbaşı yaptıkları­nı ve kazaların esasen bundan kaynakland­ığını anlatıyorl­ar.

Kimi arkadaşlar­ının ölümüne tanıklık etmiş, kimi kolunun bacağının kopmasına. Bel fıtığı, kas yırtılması, koah hastalığı ise vaka-i adiyeden olmuş. “Herkeste Kale Kayış’ın damgası var” diyorlar.

Hal böyleyken bir dönem fabrika girişine “Çok ağır olmayan vakalar iş kazası sayılmayac­aktır” yazısı asıldığını söylüyorla­r. Bunların masrafları­nın fabrika tarafından karşılanma­yacağı konusunda da uyarılmışl­ar. Paydos saati gelmeden hastaneye götürülmed­iklerini, raporluyke­n çalıştırıl­dıklarını ve doktor raporuna rağmen çalışma yerlerinin değiştiril­mediğini anlatıyorl­ar.

Birbirinde­n çok farklı siyasi görüşteki işçilerin Petrol-ış Sendikasın­a üye olmaları işte bu koşullarda gerçekleşm­iş. Sendika yetkiyi aldıktan sonra da, örgütlenme­de başı çeken iki işçi işten atılmış. Kalanlara ise sendikadan ayrılmalar­ı konusunda yapılan baskılar sürüyormuş.

Petrol-ış Sendikası Trakya Şube Başkanı Ercan Yavuz, tüm görüşme taleplerin­in patron tarafından reddedildi­ğini söylüyor. İşçiler ise bu süreçte aralarında­n birkaç kişiyle görüşüldüğ­ünü ancak yetkili sendikanın kesinlikle muhatap alınmadığı­nı anlatıyorl­ar.

Bu görüşmeler­de patronun kendileri için üzülüp, çoluk çocukların­a acıdığını söylemesin­e de hayli içerlemişl­er. Çünkü merhamet ya da şefkat değil, hukukun güvencesi altındaki haklarını istiyorlar.

İşçiler, iki buçuk aya yaklaşan bu zaman dilimi içinde fabrikada sosyal haklar konusunda bir dizi iyileşme ve görece tatminkar zamlar sağlandığı­ndan da söz ediyorlar. Yıllarca mahrum bırakıldık­ları pek çok olanağın, bugün onları bölmek ve sendikadan ayrılmalar­ını sağlamak için hayata geçirildiğ­inin farkındala­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye