SUUDİ ARABİSTAN’IN ABD’DEN ASKER TALEBİ
ŞARK al-awsat gazetesi, Suudi Arabistan ve bir dizi Körfez ülkesinin ABD askerlerinin karada ve denizde konuşlandırılmasında hemfikir olduklarını onaylayan bir rapor yayınladı.
Sızdırılan bu haber ciddiye alınmalıdır. Çünkü böyle bir haber ancak kasıtlı olarak sızdırılabilir ve Riyad’daki en yüksek resmi organlardan alınabilir. Daha da önemlisi, gazete kutsal ramazan ayının son on günü içerisinde Mekke kentinde düzenlenecek bir İslami Zirve’nin yanı sıra bir Arap Zirvesi yapılacağını vurguladı. Zirveye katılması gereken Arap liderlerinin varlığı nedeniyle Sünni Arap NATO ittifakının ABD ve İsrail’in İran’a karşı açabilecekleri herhangi bir savaşa hazırlanmalarını sağlayacak şekilde ilk resmi toplantıyı yapacaklar.
ARAP NATO TOPLANIYOR
Mini zirveye katılacak Arap liderleri bilmek bizim için erken olabilir. Ancak Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn, Ürdün ve belki de Kuveyt ve Umman liderlerinin aralarında olacağı ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin dışta tutulacağı tahmin edilebilir. Çünkü resmi olmayan haberlere göre Sisi Washington’a yaptığı son ziyarette ABD’YE verdiği demeçte, ülkesinin İran’a karşı savaş için kurmak istediği ittifaka katılmak istemediğini söyledi. Ancak, Abu Dabi Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed’i kabul ettikten sonra bu konuda fikrini değiştirebileceğini reddetmiyoruz. Değişiklik hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Prens, “Körfez’in güvenliğinin Mısır’ın güvenliği” olduğunu vurgulamıştı.
BÖLGEDE DURUM GERGİN
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Umman Körfezi’ndeki Fujairah limanında petrol tankerlerini ve Suudi Arabistan’ın doğu ve batısındaki boru hattındaki petrol pompalarını hedef alan iki saldırının ardından Körfez’de durum giderek belirsizleşti. İran’ın (dini) lideri Ali Hamaney ve ABD Başkanı Donald Trump, savaş istemediklerini ifade ettiler. Eğer durum öyleyse, savaşı kim istiyor?
Bu savaşı isteyen üç taraf var. Bunlardan ilki Amerika; aralarında Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Başkan Danışmanı Jared Kushner’in olduğu yönetimin şahinleri. İkincisi Araplar; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri. Üçüncüsü İsrail.
SAVAŞ BÖLGESEL OLACAK
Savaş eğer patlarsa, kaçınılmaz olarak bölgesel olacaktır. Bir yanda İran ve direniş eksenindeki müttefikleri, diğer yandan Amerika ve Arap müttefikleri bulunacaktır. Ancak tehlikeleri küresel olacak. Çünkü bölge, küresel ekonominin büyük bir yaşam arterinin olduğu bir alan. Dünya ekonomisi tamamen gaz ve petrole bağlı. Çoğu enerji alanının kısmen ya da tamamen tahrip olması muhtemel. Veya en iyi halde müşteriler İran’ın füze menzili içinde olacağı için petrol ve gazdan yoksun olacaklardır.
İran ve müttefiklerini Amerikan ordusunun kapasitesinin farkında. Şu anda büyük devlete karşı bir savaş yapacaklarını biliyorlar. Lakin Trump yönetiminin, İran’ın ve müttefiklerinin gücünü küçümsediği yönünde şüphelerimiz var.
Trump’ın, düşmanını “terörize etmesi ve onu müzakere masasına zorlamak için tüm tehdit araçlarını kullanması” öğretisi üç ülkede çöktü: Venezuela, Kuzey Kore, Çin (ticaret savaşı). Dördüncüsü de yolda, yani İran.
İran’la savaş önceki tüm savaşlardan farklı olacak çünkü muazzam askeri yeteneklere sahip ve bu savaşa iyi hazırlanmış. Amerika’nın Irak ve Libya işgallerinden dersler çıkarmış durumda. Bunlardan daha da önemlisi, İran para karşılığı kurulan müttefiklere değil güçlü bir ideolojik müttefik ağına sahip. Amerika müttefiklerine en az 150 milyar dolardan fazlaya harcadığı Suriye’de yenilmişti.