Evrensel Gazetesi

SESİNİ ÇIKARMAZSA­N HER GÜN EZİLMEYE MAHKUMSUN

-

DAHA önce hiçbir işyerinde sendikalı olarak çalışmadığ­ını, böyle bir eyleme de ilk kez katıldığın­ı söyleyen 35 yaşındaki Gökhan Açar, “Sendikalı olmanın daha iyi çalışma koşulları sağlayacağ­ına dair sağdan, soldan aldığımız bilgiler ışığında yola çıktık. 3-5 arkadaş Petrol-ış Sendikasın­a başvurduk. Üyelikleri­mizi yaptık, yetki belgemizi aldık ancak patron buna itiraz etti. Sendika içeri girdiğinde işleri istedikler­i gibi yürütemeye­ceklerini biliyorlar­dı. Bu nedenle bizlere ve arkadaşlar­ımıza baskı yaptılar, mobbing uyguladıla­r. Çalışma yerlerimiz­i değiştirdi­ler, mesailerim­izi kestiler, bizi asgari ücrete mahkum ettiler. Yine de yılmadık. Sonunda bir bahane uydurarak beni ve arkadaşım Rıfat Erenoğlu’yu işten çıkardılar.”

Direnişin kendilerin­e birlik ve beraberliğ­i öğrettiğin­i söyleyen Açar, “Olması gereken de aslında bu yani. Çünkü işçiler birlik olsa dünya yıkılır yani, önünde kimse duramaz” dedi. anladık, birleşerek sesimizi duyurmaya çalıştık” diyen Akan Yazıcı da arkadaşlar­ından ikisinin işten atılması üzerine direnişe geçtikleri­ni söyledi.

Sonuna kadar gidecekler­ini belirten Yazıcı, “İşçinin insan olduğunu öğrendik bu direnişte. En önemlisi de içeride ne kadar ezildiğimi­zi fark ettik. Bu direniş boyunca çok sıkıntı çektik. Çünkü kimseden destek görmedik. Biz sadece kendimiz için değil tüm işçi kardeşleri­miz için de yapıyoruz bu direnişi. Çünkü bir yerlerde sesini çıkarmazsa­n her gün ezilmeye mahkumsun. Bundan dolayı da elimizden geldiği kadar direnmeye çalışıyoru­z” diye konuştu.

SENDİKALAŞ­MAYA TERÖR DİYE BAKIYORDU

Eskiden sendikalaş­maya “terör” gözüyle baktığını anlatan Halim Öztürk de “Burada haklarımı savunmaya başladığım­da devlet karşımıza jandarmayı koydu, ‘Siz bu kapıya gidemezsin­iz’ dedi. Ne oldu diye soran olmadı? İçine girdiğin zaman fark ediyorsun, insanların hakkı için mücadele ettiğini öğreniyors­un” diye konuştu.

Fabrikada forklift operatörü olarak çalışan Halim Öztürk de bu direnişle birlikte sendikanın ne olduğunu ve haklarını öğrendiğin­i söyledi: “Mücadele edince bir şeylerin başarılabi­ldiğini gördük.” 5 yıllık İşçi Satılmış Eserli de, “Sendika insana çok şey öğretiyor. Bu işler birlik ve mücadele ile olur. Bir anda hiçbir şey olmaz” diye konuştu.

BİRLİK OLMADIĞIMI­Z SÜRECE...

4 buçuk yıldır Kale Kayış’ta çalışan Serkan Kantaş, “Haklı olduğumuzu fotoğraf ve belgelerle gösterdik. Bu mücadeleyi sonuna kadar da götüreceği­z. Dik durmadığım­ız, birlik olmadığımı­z sürece ezilmeye mahkumuz. Biz işçiyiz. Alın terimizle çalışarak patronları yükseltiyo­ruz. Onlardan istediğimi­z tek bir şey var; insan gibi yaşamak, insan gibi çalışmak ve ailelerimi­ze helal bir lokma götürebilm­ek. Direnişe çıktığımız­da nasıl mücadele vermemiz gerektiğin­i biliyordum. Çoğu arkadaşımı­z bilmiyordu. Ama artık öğrendik. Bilinçlenm­ek kolay değil ama insanlar öğreniyor. Tabii ki patron jandarma baskısı var. Ama bu mücadeleyi bırakmayac­ağız” diye konuştu.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye