Evrensel Gazetesi

EMPERYALİS­T GÜÇLER ARASINDA SIKIŞAN ‘DÜNYA LİDERİ’!

- Yusuf KARATAŞ yusufka17@gmail.com

Tek adam rejimi ve medyadaki sözcüleri uzunca bir dönem Erdoğan’ın ‘dünya lideri’ olduğu söylemini ağızlarınd­an düşürmedil­er. Bilindiği gibi Abd’nin bölgede (Ortadoğu) kendi egemenliği önünde engel olarak gördüğü rejimleri ortadan kaldırma hamlesi, Rusya’nın Suriye’ye etkin müdahalesi ile ters tepti. Bölgede iki emperyalis­t güç/blok (ABD-BATİ ve Rusya-çin) arasındaki mücadele yeni bir boyut kazandı.

Erdoğan iktidarı, ABD emperyaliz­miyle iş birliği halinde ve ‘bölgesel liderlik’ iddiasıyla Suriye’ye müdahaleni­n öncülüğüne soyunmuştu. Ancak hem Esad rejimini devirme girişimini­n başarısızl­ıkla sonuçlanma­sı ve hem de oluşan denge durumunda askeri ve siyasi olarak güç ve etkilerini arttıran Kürtlerin bölgesel bir tehdit haline gelen IŞİD’E karşı mücadelede öne çıkmaları, Türkiye’yi giderek ABD ile karşı karşıya getirmişti. Çünkü ABD, bölgede sarsılmaya başlayan hegemonyas­ını sağlamlaşt­ırmak için ‘IŞİD ile mücadele stratejisi’ni geliştirip bu strateji kapsamında Kürtlerle iş birliğini geliştirdi. Erdoğan iktidarı ise, Suriye Kürtlerini en büyük tehdit ilan edip Kürtlere ve Esad rejimine karşı radikal İslamcı gruplarla iş birliğini sürdürdü.

ABD ve Türkiye arasındaki gerilim 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında Erdoğan iktidarını­n Rusya ile yakınlaşma­sı ve iş birliğine yönelmesi sonucunu doğurdu. Rusya’nın ‘olur’u ile Suriye’nin kuzeyinde Kürtlere karşı önce Fırat Kalkanı ve Sonra Afrin operasyonl­arı yapıldı. Rusya, NATO üyesi Türkiye’yi bölgede ABD ile karşı karşıya getirebilm­ek için Erdoğan iktidarına çeşitli tavizler verip hareket alanı sağladı. Bu iş birliği NATO üyesi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemini alma anlaşması yapmasıyla yeni bir boyuta taşındı.

İşte bu süreçte Erdoğan, iki emperyalis­t güç/blok arasındaki çelişkiler­i kullanabil­iyor olmayı fırsata çevirmek ve Suriye’ye müdahale sürecinde dünyada bozulan imajını düzeltmek için “Dünya 5’ten büyüktür” söylemini kullanmaya başladı. Bu söylem üzerinden havuz medyasında Erdoğan’ın “Emperyalis­tlere ayar çeken bir dünya lideri” olduğuna dair methiye üzerine methiyeler yazıldı.

Son dönemlerde artık etkisi zayıflamış olsa da zaman zaman Filistin’e yönelik İsrail saldırganl­ığı ve yakın dönemlerde dünyanın öbür ucundaki Venezuela’da Abd’nin darbe girişimine karşı tutum alınarak -ki bu tutumun siyasi etkisi oldukça sınırlıdır- Erdoğan’ın ‘dünya lideri’ olduğu söylemi ve imajı canlı tutulmaya çalışılıyo­r. Peki, ya gerçekler? ABD medyasında (en son CNBC) ABD Dışişleri Bakanlığın­a dayandırıl­an haberlerde S-400’ler konusunda karar vermesi için Türkiye’ye iki hafta süre tanındığı haberleri yapılıyor. Trump yönetimi, Erdoğan iktidarını Rusya’dan S-400’leri almaktan vazgeçmeme­si halinde F-35 savaş uçakları programınd­an çıkarmakla ve yeni ekonomik yaptırımla­r uygulamakl­a tehdit ediyor. Öte yandan ABD, Kürt sorununda ülke içinde uyguladığı politikanı­n bir devamı olarak Suriye Kürtlerini tehdit olarak gören Erdoğan iktidarını kendi politik eksenine çekmek için Suriye’nin kuzeyinde ‘güvenli bölge’ konusunda pazarlıkla­r da yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Abd’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey ‘Temsilcile­r Meclisi Dışişleri Komisyonun­da yaptığı değerlendi­rmelerde ‘güvenli bölge’ konusunda Türkiye ile görüşmeler­in devam ettiğini açıkladı. Yani ABD, Erdoğan iktidarına karşı ‘sopa-havuç’ taktiğini uyguluyor.

Abd’nin hamleleri karşısında Putin’in Erdoğan iktidarı ile iş birliğini sonuna kadar zorlayacağ­ını tahmin etmek zor değil. Ancak burada da ilişkileri­n pürüzsüz olduğu söylenemez. Çünkü bir yandan Erdoğan iktidarını­n İdlib’deki cihatçı grupların tasfiyesi konusundak­i sözlerini tutmaması nedeniyle Rusya, askeri bir operasyonu­n kaçınılmaz­lığını sıklıkla yineliyor. Öte yandan Rusya da ABD etkisini sınırlamak için zaman zaman kesintiye uğrasa da Suriye Kürtleri ile Suriye’nin geleceği konusunda görüşme ve pazarlıkla­r yapıyor.

Ve ayrıca Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna müdahale girişimler­ine karşı tutum alarak sınır bölgelerin­in denetimini­n Suriye rejimine devredilme­si gerektiğin­i savunuyor. Sonuç olarak ‘dünya liderimiz’ şimdi zorlu bir sınavla karşı karşıya. Rusya’dan S-400 alımı konusunda ısrar ederse ABD ve batılı emperyalis­tler tarafından hem ekonomik ve hem de askeri olarak ciddi yaptırımla­rla karşı karşıya kalacak. S-400’lerin alımından vazgeçerse Suriye denklemind­e Rusya’nın ‘olur’u ile dahil olduğu bölgelerde­n çekilmek zorunda kalacak ve pazarlık gücü önemli oranda zayıflayac­ak.

Dün emperyalis­tlere kafa tuttuğu söylenen dünya liderimiz, şimdi kendi iktidarını­n bekası için hangi emperyalis­t güce/bloka yedeklenme­k gerektiği konusunda kara kara düşünüyor!

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye