AKP’YE oy veren işçi de ‘Burada haksızlık olduğunu biliyoruz’ diyor
Tekstil atölyelerinin yoğunluğuyla bilinen İstanbul’un ilçelerinden Sultangazi’de tekstil işçisi Gülsüm’ün evinde seçimleri konuşmak üzere birkaç arkadaş bir araya geliyoruz.
Gülsüm, bizi kendisine götüren çalışma arkadaşı Ayten’le birlikte yaklaşık 300 kişinin olduğu, Zara gibi firmalara üretim yapan bir tekstil firmasında 3 yıldır çalışıyor. 16 yaşında başlamış çalışmaya, şimdi 46 yaşında. Primlerini doldurduğu halde yaş nedeniyle emekli olamıyor. Şu an oturduğu ev gecekondu. Annesi ve kardeşiyle yaşıyor. Bir ev almış, kredi borcu olduğu için de yıl sonunda sigortasını sonlandırıp işsizlik maaşı alarak borcunu ödemeyi planlıyor.
Yaşamına dair sohbetimiz sonrası söz seçimlere geliyor. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine dair “Çok üzgünüm” yorumunu yapıyor: “Hakkımın yenmesi çok zoruma gidiyor. Yazık değil mi o kadar emek, o kadar oy?”
İşyerinde seçimin yenilenmesine tepki gösteren işçilerin, ilçe ve muhtarlık seçimlerinin geçerli sayılıp sadece büyükşehir seçimlerinin iptal edilmesine daha fazla öfkelendiğini söylüyor. “Akp’lilerin kafasını en çok karıştıran şey de bu” diyen Gülsüm devam ediyor: “İş yerinde İmamoğlu’ya oy verenlerden çok, bu ara Ak Partililerle diyaloğa giriyoruz. Ak Partili bir kadın arkadaşımızla konuştuğumuzda ‘Burada haksızlık olduğunu biliyoruz’ dedi. İstanbul seçimlerinde bir şaibe varsa tamamının iptal edilmemesine tepki gösteriyor ve ‘Ben oyumu vermem artık’ dedi. Ayrıca eşi yüzde 80 engelli. Engelli maaşı bağlamıyorlar, erzak yardımı alamıyor.
Kendisi de bel fıtığından ameliyat oldu. 20 gün evde kaldı ama çalışmak zorunda. ‘Ben bu şartlarda çalışıyorum. Ak Partiye de oy veriyorum ama Ak Parti bana sahip çıkmıyor, ben niye oy vereyim’ diyor şimdi.” Ak Partili başka bir işçinin de “Binali Yıldırım seçilirse dünyanın sonu olur” dediğini aktarıyor Gülsüm ve “Yaşananlar insanların kafasında soru işaretleri oluşturdu, sorguluyorlar” diyor.
USTABAŞI KIŞKIRTIYOR
İşçilerin sandığa gitmeme eğilimlerini sorduğumuzda “Sandığa gitmeyeceğiz diyen yok” yanıtını veriyor. İş yerinde sadece bir ustabaşıyla çok tartışmalar yaşadıklarını anlatıyor: “Onunla siyaset konuşuldu mu sonu mutlaka kavgaya çıkıyor. Çünkü insanla konuşmuyor, kışkırtmaya çalışıyor. Bir gün biz merdivenden çıkarken ‘Ya ne oldu, bahar gelecekti size’ dedi. Biz hiç cevap vermedik, cevap versek kavga edeceğiz.” Araya giren Ayten, aynı ustabaşıyla yaşadıklarını “31 Mart seçiminden sonra o ustabaşının bandından çıktım. Şu an çalıştığım bantta çok yoruluyorum ama artık onu kaldıramıyordum. Çok uğraşıyor bizlerle. Yanımıza gelip masaya vurup ‘Hani bahar gelecekti, ne oldu’ diyordu. Patrona söyledik, konuştular sanırım. Şimdi daha sakin ama bizi çok zorladı” sözleriyle anlatıyor.
Gülsüm AKP’YI destekleyenlerin taşıma polis beklentisine dikkat çekiyor: “Ak Partililer açısından başka bir motivasyon kaynağı da 20 bine yakın polisin gelip İstanbul’da oy kullanacağı iddiası. Bu durum koyu Akp’lileri çok mutlu ediyor, rahatlatıyor. ‘Nasıl olsa biz kazanacağız’ diyorlar.” 31 Mart öncesi bir işçinin kendilerine “Benim 11 oyum var” diyerek tanesi 100 liraya oyları satma teklifinde bulunduğunu söyleyen Gülsüm, “Ak Partiye oyunu satmıştır” yorumunu yapıyor.