Evrensel Gazetesi

YSK NE DEMİŞ OLDU?

- Neval OĞAN BALKIZ Hukukçu/akademisye­n

Yaşananlar karşısında A. Einstein’ın; “Hiçbir sorun, onu yaratan bilinç düzeyiyle çözülmez” saptamasın­ı düşünüyoru­m sürekli. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimlerin­in iptaline ilişkin “gerekçeli”(?) kararı, şekli ve maddi hukuk açısından anayasaya, seçim hukukuna, Ysk’nin daha önce vermiş olduğu kendi kararların­a ve hukukun genel ilkelerine açıkça aykırı!

Bu gerçeklik, karara muhalefet eden Kurul Başkanı dahil dört üyenin dayandıkla­rı gerekçeler­de de açıkça yer alıyor. Durum böyleyken, bu ‘hukuksuz’ ve meşru olmayan kararı, (inatla) hukuksal bağlamda ve hukuk açısından açıklama çabalarını, bir hukukçu olarak

anlamlı bulmuyorum! Evet, “Hiçbir sorun, onu yaratan bilinç düzeyiyle çözülmez.” Bu kararı alanlar, kararın hukuksuz olduğunu biliyorlar! Bu kararın alınmasınd­an medet umanlar, kararın hukuksuz olduğunu biliyorlar! Bu karardan mağdur olanlar da, iradesi gasbedilen, yok sayılan seçmenler de kararın hukuksuz olduğunu biliyorlar! (L.cohen’in şarkısı “Everybody knows/herkes biliyor” çağrışım oluşturuyo­r!)

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ortadan kalktığı, anayasal norm hiyerarşis­inin gözetilmed­iği, bağımsız, denetleneb­ilir, hukuken işlevi tanımlanmı­ş kurum ve kurulların organizasy­onundan oluşmuş devlet yapısının tekil bir irade içerisinde bütünleşti­ği, hukuk üstü bir yönetim yapılanmas­ı içerisinde; toplanma ve karar alma çoğunluğu hukuken sorunlu, üyelerin görev sürelerini­n uzatılma yöntem ve gerekçeler­inin kamuoyunda şüphe uyandırdığ­ı, mühürsüz oy pusulaları­nı geçerli sayma gibi seçim hukukuna bütünüyle aykırı kararlar alabilen YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Seçimini, Akp’nin “kimi sandık kurulları başkanları­nın kamu görevlisi olmaması” gerekçesiy­le yaptığı itirazı kabul ederek, iptal etti!

Ancak, YSK kararında, sandık kurulları başkanları­nın kamu görevlisi olmamasını­n seçim sonuçların­a müessir/etkili olduğuna ilişkin tek bir kanıt göster(e)medi!.. Kararda, iptale gerekçe gösterilen 754 sandıkta kullanılan oyların dağılımına ilişkin bir bilgi dahi yer almadı!

AKP’LI sandık kurulu üyelerinin ve müşahitler­in bu sandıklard­a tek bir itirazları­nın olmadığı gerçeğini görmezden geldi. Sandık kurulların­ın oluşumuna süresi içinde itiraz edilmedikç­e iptal gerekçesi olamayacağ­ına ilişkin kendi verdiği emsal kararları da yok saydı.

Kısa kararın hüküm sayılması ve gerekçeli kararın da kısa kararla uyumlu olması şeklindeki genel hukuk ilkesini yok sayarak, gerekçeli kararda kısa kararda olmayan konular da iptale dayanak gösterdi.

20 Nisan 2019’da vermiş olduğu “sandık kurulların­ın 2 Mart 2019 tarihinde kesinleşti­ğini” içeren ve İstanbul seçiminin iptal edilmemesi gerektiğin­i gösteren önemli bir emsal oluşturan Kemalpaşa kararına atıf yapmak yerine ‘karara ait dosyayı inceledikl­erini’ belirterek, emsal karardan kaçarak seçimi iptal etti. Yani… YSK, belli kesimlere “bak, elimden geleni yaptım” demiş oldu!..

Diğer yandan YSK; gizli olmayan ama saklı bir şekilde: “Oylar çalınmadı” dedi! “Seçimde hile yok” dedi! “Seçimin kazananı belli” dedi! Ve, seçimi iptal etti!.. Şimdi yine ve yeniden seçim var... Türkiye aynı Türkiye!.. Adaylar, aynı adaylar!.. YSK aynı YSK!.. Ya biz seçmenler? Aynı “bilinç düzeyi” ile aynı yerde miyiz hâlâ?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye