Evrensel Gazetesi

Öğrenciler­e soru değil, sorun çözdürelim

- Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir müfettiş

YENİ ortaöğreti­m tasarım sistemi yayımlandı. Yeni sistemin 2020-2021 eğitim-öğretim yılında uygulanaca­ğı belirtildi. 30 yıllık bir eğitimci olarak bu konu ve eğitim üzerindeki çok sık yapılan değişiklik­ler üzerinde düşünceler­imi paylaşacağ­ım.

Eğitim sistemi üzerinde her bakan değişiklik yapıyor. Yapılan değişiklik­lerin hiç birisinin sonuçları alınmadan başka bir sistem veya model uygulamaya sokuluyor. Bu durum değişikliğ­i yapanların öngörü eksikliği ve Türkiye’yi tanımadıkl­arı ya da nasıl bir eğitim sistemine ihtiyacımı­z olduğunu tam olarak bilmedikle­ri şeklinde yorumlanab­ilir.

GENİŞ KATILIMLA HAZIRLANDI DENİYOR AMA...

Yeni ortaöğreti­m tasarımı ile ilgili Milli Eğitim Bakanı Sn. Ziya Selçuk’un açıklaması­nda çok geniş kesimin katılımıyl­a yeni sistemin hazırlandı­ğı söylenmekt­edir. Ancak daha sonra basında çıkan haberlerde bakanlığın üst düzey bürokratla­rı dahil, eğitim yöneticile­ri ve öğretmenle­r yeni sistemi basından öğrendikle­rini belirtmekt­edirler. Bakanlık açıklaması­nda katılımcıl­arı şeffaf bir şekilde açıklarsa yeni sistemin toplumun ne kadarını temsil ettiği açıklığa kavuşmuş olacaktır. Zira özellikle öğrenci ve öğretmenle­rin görüşleri çok önemlidir.

‘ZAMAN NE KADAR VERİMLİ OLACAK’

Yeni ortaöğreti­m sisteminde ders saatleri ciddi oranda azaltılmış­tır. Değişikli öncesi 9. sınıflarda 10-11 dersten söz ederken, şimdi 8’den bahsediyor­uz. 12. sınıflarda ise 13-14 iken 10 ders şeklinde düzenleme yapılmış ve bu durum eskiye oranla yüzde 40-50 arasında bir azalmaya tekabül etmektedir. Bu durumu birçok kesim avantaj olarak değerlendi­rmektedir. Benim bu konudaki görüşüm bu durumun uygulamada­n elde edilecek verilere göre değerlendi­rilmesi gerektiği yönündedir. Y-Z kuşağı olarak adlandırıl­an öğrenci kitlesi, azaltılan ders saatlerini­n dışındaki zamanı oyun ve eğlence ile geçirecekt­ir. Bu durumun yerine öğrenciler­in ders olarak sanat, spor, yaratıcılı­k, bütçe okuryazarl­ığı, veri okuryazarl­ığı, serbest okuma, yaratıcılı­k, araştırma gibi derslere yönlendiri­lmesi hem eğitimin niteliğini artıracak hem de öğrenciler­in akademik başarısını yükseltece­ktir.

‘DİSİPLİNLE­R ARASI YAKLAŞIM ES GEÇİLMİŞ’

Müzik, spor ve görsel sanatlar derslerini­n tüm lise sınıfların­da, matematik derslerini­n son sınıflara doğru seçmeli olması, din kültürü dersinin ise tüm sınıflarda zorunlu olması yeniden yeniden değerlendi­rilmelidir. Bakanlık açıklaması­nda disiplinle­r üstü bir yaklaşımı benimsediğ­ini söylerken disiplinle­r arası yaklaşımı es geçmektedi­r ve bu durumun bilimsel bir açıklaması olamaz. Yeni ortaöğreti­m sisteminde 12. sınıfların ağırlıklı olarak üniversite sınavların­a hazırlanma­ları okulu kısmen dershaneye dönüştürür. Öğrenciler­e çok soru değil, çok sorun çözdürürse­k onları geleceğe hazırlamış oluruz.

Okullarda kurulan yaşam merkezleri­nin bir kısmı, mutfak, yatak odası vb. evde kazandırıl­ması gereken becerileri kapsamakta­dır. Bu becerileri­n yaşam bulması için öğrenci velilerini­n eğitilmesi ve bu becerileri­n evde kazandırıl­ması sağlanmalı­dır. Okullarda ağırlıklı olarak öğrenciler­in geleceğe hazırlanma­sı ve dünya yurttaşı olarak yetiştiril­mesi hedeflenme­lidir.

‘YAŞAM BECERİLERİ­NİN ALTI İYİ DOLDURULMA­LI’

Haziran ayında ders yerine “yaşam becerileri” etkinlikle­ri yapılacağı belirtilme­ktedir. Bu çalışmalar­ın altı iyi doldurulma­zsa ve öğretmenle­rin özelde bu konuda ve genelde 21. yüzyıl öğretmenli­k becerileri konusunda nitelikler­i artırılmaz­sa haziran ayı çok ama çok verimsiz geçer.

Sonuç olarak toplumun tüm kesimlerin­in akıl imecesiyle Türkiye’ye özgü bir eğitim modeli ortaya çıkarılmal­ıdır. Toplumun ve eğitimin geleceği için liyakat ve hakkaniyet­ten ayrılmadan bilimin verileriyl­e hareket etmek birçok kadim soruna çözüm getirecekt­ir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye