İngiltereli gazetecilerden Türkiyeli gazetecilerle dayanışma
İngiltere’de yayımlanan Morning Star gazetesi ve Ulusal Gazeteciler Sendikası iş birliğiyle Türkiye’deki gazeteciler için “Demokrasi İçin Gazeteciler Platformu” kuruldu. Platform, Türkiye’deki tehlike altındaki gazetecileri İngiltere’deki meslektaşlarıyla eşleştirerek dayanışma ağı kurmayı öneriyor.
İngiltere’de “halkın gazetesi” olarak bilinen Morning Star öncülüğünde, Türkiye ve Kürdistan’da “Demokrasi İçin Gazeteciler Platformu” kuruldu. Morning Star Gazetesinin Uluslararası Editörü Steve Sweeney, platformun amacına ilişkin Mezopotamya Ajansına (MA) konuştu. Sweeney, Türkiye’nin büyük bir gazeteci hapishanesi olduğunun herkesin fakında vardığını söyledi. “Bizim kurduğumuz inisiyatif farklı bir koldan, siyasetten kaçmadan yürütülecek bir organizasyon” diyen Sweeney, platformun Türkiye ve İngiltere’deki dost kurumlardan destek aldığını ve amacın tehlike altındaki gazetecilere ses vermek olduğunu dile getirdi.
Platformunun adını “Twinning” (İkizleştirme) koydukları bir “gazeteci eşleştirme sistemi” hedeflediğini ifade eden Sweeney, şöyle devam etti: “İngiltere’deki gazetecilerin Türkiye ve Kürdistan’daki meslektaşlarıyla benzerlik ve ilgi alanları üzerinden eşleşme yapmalarını öngörüyoruz. Amaç, haber kuruluşlarımızın birbirleriyle sürekli iletişimde olarak birbirlerine haber kaynağı sağlamaları, Türkiye’de sansürlenen bilginin İngiltere’den filizlenmesini sağlamaları, kısaca dayanışma içinde olmalarıdır. Bu bir dayanışma eylemidir.”
YÜKSEK PROFİLİ OLMAYANLAR İÇİN DAYANIŞMA İSTİYORUZ!
Türkiye’de gazeteciliği savunan kampanyaların liberal bir pratik sergilediğini belirten Sweeney, “Liberal basın ve Af Örgütünün dikkatini çekmeyecek, yüksek profilli davaları olmayan gazetecilerin seslerini duyurmak için dayanışmada bulunmak istiyoruz! Yani sadece iş ve haber kaynağı paylaşımı yapmayacağız. Mahkemelerinize delegasyonlar göndereceğiz.
İlk elden bunun etkili olduğuna şahit oldum. STEVE Sweeney, bu noktada İngiliz basının Türkiye’de olup bitenlere sessiz kalmasına da engel olmak istediklerini de ifade ederek şunları söyledi: “Türkiye’de açlık grevleri, Kürt annelerine yapılan saldırılar İngiliz basınında neredeyse hiç yer almadı. Öcalan konusunda ise tamamen karşıt tavır takınıyorlar. Bu dayanışmayla İngiltere demokrasi güçlerinin Türkiye hükümetine baskı oluşturabilecek, dost milletvekilleri ve politikacılarla basın toplantıları düzenleyip yüksek profilli eylemler ve protestolar organize edebilecek ve o baskıyı sürdürmek için cephanemizde ne varsa hep beraber kullanabileceğiz. Yaptıklarımız ve yapacaklarımız kendi yoldaşlarımızın ortak kararıyla belirlenecek ve elimizden gelenin en iyisini yapacağız.” Tutuklanma durumunda da dayanışmayı sürdürecek siyasi düzeyde girişimlerde bulunacak, basın açıklamaları düzenleyeceğiz” dedi.
Türkiye’de bulunduğu sürelerde basın üzerindeki baskıları gördüğünü vurgulayan Sweeney şunları söyledi: “Yerinde deneyim esastır. Bu yüzden Cizre, Nusaybin, Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Van gibi yerlere çok seyahat ettim. Yurt dışından gelen pek çok gazeteci Ankara ve İstanbul’la sınırlı kalma hatasına düşüyor. Türkiye siyaseti Ankara ve İstanbul’u takip ederek anlaşılabilecek bir şey değil. Ayrıca siyasi partiler, sendikalar ve dost kurumlarla da iletişim kurduk. Özgür basını da takip ediyorum. MA gibi İngilizce servisi olan ajanslar bizim için paha biçilemez kaynak oluşturuyor. Ayrıca ikiz gazetecilerden birine bir şey olması durumunda, buradaki parça anında harekete geçerek bir dayanışma kampanyası başlatabilir, dost sendikalar ve milletvekilleriyle bağlantı kurulmasını sağlayabilir.”
‘GERÇEKLERİ YUMUŞATMAYACAĞIZ’
Eşleştirme sistemiyle İngiltere ve Avrupalı gazetecilerin de Ankara ve İstanbul döngüsünden kurtulmaları ve zor şartlarda gazeteciliğin ne olduğunu anlamaları için Kürt illerine gitmeleri ve gazetecilik yapmalarını amaçladıklarını belirten Sweeney, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin işlediği suçları ilk elden gördüm. Şunu da eklemekte fayda var, daha önce de söylediğim gibi biz politik bir topluluğuz ve Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, NATO gibi emperyalist örgütlere şirin görünmek için gerçeği yumuşatmayacağız. Bu gibi kurumlar Türkiye’de demokrasi ve barış görmek istemez çünkü bu onların Suriye, Irak ve İran’daki kâr paylarını tehdit edecektir.”
Tutuklamalar, ihraçlar ve “terör” suçlamalarının Türkiye’de adalet ve demokrasinin durumunun net bir resmini çizdiğine dikkat çeken Sweeney, “Türkiye’de hukuk devleti yok. Demokrasi taklidi yapan bir diktatörlük var. Ve özgür basın bunu değiştirecek güçtedir. O yüzden meslektaşlarımıza son bir çağrı yapıyorum, dayanışma için uzattığımız elimizi tutmanızı bekliyoruz” dedi. (Ankara\ma)