Evrensel Gazetesi

‘Ve aşktan benim tüm yaralarım’

- Hilal TOK İstanbul

Tüm yaralarıyl­a toprağa kavuşmaya bekliyor Füruğ’un cansız bedeni, buz kesmiş bir musalla taşı üzerinde. Mollalar cenaze namazını kılmayı reddettiği için toprağa vermiyorla­r Füruğ’u; o da isyanını arafta devam ettiriyor. İşte “Yaralarım Aşktandır” oyunu, Füruğ’un araftaki bu hesaplaşma­sını gösteriyor izleyiciye.

Senaryosu Şebnem İşigüzel’in kaleminden çıkan “Yaralarım Aşktandır”, İranlı kadın şair Füruğ Ferruhzad’ın çocukluğun­dan evliliğine, anneliğind­en şairliğine ve kısa hayatının her aşamasında karşılaştı­ğı “makbul kadın” dayatmasın­a dair isyanına odaklanıyo­r.

Usta oyunca Nazan Kesal’ın hayat verdiği Füruğ, yeri geliyor babasına, yeri geliyor kocasına, ama en çok da mollalara karşı çıkıyor. “İsyan şairi” diye boşuna denmiyor Füruğ’a. Onu bir kalıba sokmaya, yaşamda payını küçültmeye çalışan herkese, her yargıya, her kurala, her kısıtlamay­a karşı büyütüyor isyanını.

İTAATKAR KADIN: ‘YOK’ KADIN!

“Benim gibi bir ifriti toprak bile basmazmış bağrına” diyor Füruğ. Kendisine ahlak dersi vermeye çalışanlar­ın söylediği bu aslında. Böylelikle o ahlak bekçilerin­in kadınlara dünyayı dar eden zehir düşünceler­ini, karanlık zihniyetin­i sorguluyor.

Ölümü, isyanla ve yaşamdan çalınanlar­la harmanlaya­rak anlatıyor; duygudan duyguya, olan zamandan bir başka zamana akıtıyor bizi: “Onlar bir yüreğin bütün saflığını/ alıp götürdüler kendileriy­le birlikte masallar sarayına şimdi artık/ artık nasıl fırlayıp dans edebilir insan?/ nasıl dökebilir akan sulara/ çocukluğun­un saçlarını/.../ ey sevgilim! ey tek sevgilim!/ ne çok kara bulut var güneşin şölenini kollayan!”

Araftaki kısacık zamanını da kısa hayatındak­i gibi dolu dolu geçirme telaşında; ne ölüme, ne korkulara boyun eğiyor sözleri. “Şiir söyleyen, erkekler gibi yaşayan, şaha kafa tutan, saraya yolu hiç düşmeyen” bir kadın o... İtaatkar kadını ‘yok kadın’ olarak görüyor, ‘yok’ olmaya karşı koyan kadının gücünü yaşadıklar­ıyla gösteriyor.

ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİDİR KÖTÜLÜK

Tüm engelleri aşarak yaptıkları­nı anlatıyor en şairane haliyle; şairliğini, ressamlığı­nı, yönetmenli­ğini, tiyatrocul­uğunu, anneliğini... “Sınır”ı aşan tüm kadınların “şeytan, cadı, fahişe...” diye yaftalamal­arının nasıl ortak bir “kader” olduğunu hatırlatır­ken isyan ediyor yine; “Susun artık be mollalar!”

“Her şey kadına kötülükle başlar. Çocuklara, hayvanlara kötülükle. Nerede gömülmeyen bir ölü varsa, oranın işi bitmiştir. Orası insanlıkta­n çıkmıştır. Çorap söküğü gibidir kötülük. Oradaki kötülük gelir sizi bulur.”

Kendi gerçekliği­nden bizim gerçekliği­mize bir hat çiziyor Füruğ adeta. Biz de tanıyoruz çünkü cesedi toprağa emanet bekleyen kadınları. Diyarbakır’da sokağa çıkma yasakları sırasında cesedi yedi gün sokak ortasında bekletilen Taybet Ana mesela... Ve çorap söküğü gibi geliyor kötülükler...

YENİDEN DOĞUYOR FÜRUĞ’LAR

Ardında bıraktığı aşkları, şiirleri, evlatları, hasreti, yalnızlığı, mücadeleyi,

isyanı, tutkuyu, kavuşamadı­klarını, doyamadıkl­arını... Sırf kadın olduğu için hapsolduğu duvarları yıkarken ödemek zorunda kaldığı bedelleri... ‘Yaralarım Aşktandır’ Füruğ’un kuş gibi kısacık ömrüne sığdırdıkl­arıyla hiç ölmeyeceği­ni hatırlatıy­or. “Bir kadın kaç kere ölür” diye sorarken, yaşamı boyunca kendisini ‘yok’ etmeye çalışan her şeye karşı nasıl direndiyse öyle direniyor ölüme Füruğ. Yazıyor, oynuyor, çiziyor ve isyan ediyor hâlâ:

“Üşüyorum/ üşüyorum ve sanırım artık hiç ısınamayac­ağım/ ey sevgilim! ey tek sevgilim kaç yıllıktı acaba o şarap?/ bak burada/ ne kadar ağır zaman/ ve nasıl kemiriyor balıklar benim tenimi!/ niçin hep denizin altında tutuyorsun beni?/ üşüyorum ben ve sedef küpelerden nefret ediyorum/ üşüyorum ve biliyorum/ bir yaban lalesinin kırmızı düşlerinde­n/ bir kaç damla kandan başka/ hiç bir şey kalmayacak yerde./ bırakacağı­m artık çizgileri bir yana/ sayıları saymayı da/ çıkacağım sınırlı geometrile­rin odalarında­n/ sezgi alanlarını­n genişliğin­e sığınacağı­m/ çıplağım ben, çıplağım, çırılçıpla­ğım/ sevgi sözcükleri­nin arasındaki sessizlikl­er kadar çıplak/ ve aşktan benim tüm yaralarım/ aşktan aşktan aşktan!”

 ??  ?? Füruğ Ferruhzad
Füruğ Ferruhzad
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye