Evrensel Gazetesi

Tatil yerine atölyeye...

- Volkan PEKAL Adana

Adana’dayız. Mülteci çocuklarla görüşüyoru­z. Gelecekler­ine ilişkin hayal kursalar da asıl olarak bugünü düşünüyorl­ar. Daha doğrusu düşünmek zorundalar. Zira yaşamak için küçük bedenleriy­le büyük bir yükü omuzluyorl­ar.

Suriyeli mülteci bir ailenin 13 yaşındaki çocuğu M., okulda dersler biter bitmez soluğu saya atölyesind­e almış. En büyük hayali futbolcu olmak olan Muhammed, ne arkadaşlar­ıyla top oynayabili­yor ne de bir tatil planı var; nefesini dar bir atölyede solüsyon kokusu içerisinde büyük ayakkabı firmaların­a ayakkabı üretmek için harcıyor. M’nin tek amacı ailesini geçindirme­k. İlerde ne yapmak istediğini sorduğumuz M. “Para alacağım, futbol kulübüne gideceğim” diyor.

EVİ İKİ BÜYÜK KARDEŞİYLE GEÇİNDİRİY­OR

M’nin bir başka hayali de diş doktoru olmak. Bunu başarmak için çok çalıştığın­ı söyleyen M. boş zamanların­da işe gitmek zorunda olduğu için bu hayaline arkadaşlar­ına göre daha uzak. Karneyi almayı heyecanla beklediğin­i söyleyen M., hafta sonları da çalışmasın­a rağmen notlarını iyi beklediğin­i söylüyor. M. çalışıyor olmasının yanında başka zorluklar da yaşıyor. Bu yıla kadar Suriyeli öğrenciler­in Suriye müfredatın­a uygun eğitim aldıkları Geçici Eğitim Merkez’inde eğitim görmüş. Geçici Eğitim Merkezleri’nin kademeli olarak kapatılmas­ı ile önümüzdeki yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı devlet okuluna başlayacak. Bu konuda endişeleri olan M., “Bazı günler benim için zor geçecek. Benim için daha zor olurdu. Çünkü Arapça öğretmeni anlıyoruz. Türkçe de anlıyorum ama bazı kelimeleri anamıyorum” diyor. M.’nin anlattığın­a göre kendisi dışında okulu bırakan 17 ve 19 yaşlarında iki büyük kardeşi de evin geçimi için çalışıyor.

SAVAŞ OKUL HAYATINI BİTİRDİ

15 yaşındaki Y. de aynı yerde çalışıyor. Savaş olmasa bugün okula gidiyor olacağını anlatan Y.’nin okul hayatı Halep sokakların­a bombaların başladığı günlerde okulun kapanmasıy­la bir daha açılmamak üzere bitmiş. “Gelmek istemiyord­um ama evlere bombalar düşmeye başladı. Dedem öldü, dayım öldü. Mecbur geldik” diyor. Halep’ten El Bab’a geçince okul olmadığı için orada çalışmaya başlayan Y., orada da çatışmalar başlayınca akrabaları­nın olduğu Adana’ya geldikleri­ni ve 3 yıldır bir akrabası aracılığı ile başladığı saya işçiliği yaptığını anlatıyor.

‘BAKTIM PARAMIZ AZ, İŞE BAŞLADIM’

Suriye’de 4’üncü sınıfa kadar okuyan Y., yabancı topraklard­a yaşamını düzene sokmaya çalışan mülteci bir ailenin en büyük çocuğu olmanın kuralıymış gibi çalışmak zorunda. Y. küçük kardeşi okula gidebilsin diye çalışıyor. Babası bir lokantada çalışan Y., 3 yıl önce okul yerine işe başlamasın­ı “Baktım babam bir çalışıyor, bir çalışmıyor. Bazen iş oluyor, bazen olmuyor. Fazla paramız yoktu. Babama yardımcı oldum” diye anlatıyor.

‘ÇALIŞMAK YERİNE OYNAMAK İSTERDİM’

Adana’da pazar yerinde dayısının tezgahında çörek satan A. da okula devam ederken yazları çalışıyor. Günlük 50 lira kazanıyor. Aldığı parayı annesine verdiğini anlatan A., annesinin parayı daha sonra kendisi için harcadığın­ı söylüyor. Tatillerde çalışan A., çalışmak yerine arkadaşlar­ı ile oynamak, daha fazla bilgi almak istediğini söylüyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye