Evrensel Gazetesi

Aym’den ‘filmin yasaklanma­sı en ağır müdahaledi­r’ kararı

-

Anayasa Mahkemesi, Kürt sorununu işleyen filmin yasaklanma­sını ifade özgürlüğün­e aykırı buldu. 'Adressiz Sorgular' adlı filmle ilgili bireysel başvuruyu görüşen Mahkeme, Anayasa'nın 26'ncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğün­ün ihlal edildiğine karar verdi.

Prodüktör ve yönetmen Mehmet Ali Gündoğdu ile ortağı Mustafa Demirsoy, 'Kürt Sorunu'nu ele alan bir dizi siyasal ve toplumsal konunun ele alındığı 'Adressiz Sorgular' adlı sinema filmini çekti. Gündoğdu ve Demirsoy, eserin sinema filmi olarak kaydı ve tescili talebiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı'na başvurdu. Bakanlık başvuruyu, 'eserin, kamu düzenine ve Anayasa'daki diğer ilkelere uymadığı ve insan onuru ile bağdaşmadı­ğı' gerekçesiy­le reddetti. Kararın iptali için İdare Mahkemesi'nde dava açan Gündoğdu ve Demirsoy, dava reddedilin­ce temyize gitti. Gündoğdu ve Demirsoy, kararın Danıştay tarafından onanarak kesinleşme­sinin ardından 7 Mayıs 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

İHLAL KARARI OY ÇOKLUĞUYLA ALINDI

Başvurucul­ar dilekçeler­inde, eserin sinema filmi niteliğind­e olduğunu belirterek kayıt ve tescil talebinin reddedilme­si nedeniyle ifade özgürlüğün­ün ihlal edildiğini belirtti. Başvuruyu 8 Mayıs’ta görüşerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, Gündoğdu ve Demirsoy’un Anayasa'nın 26'ıncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğün­ün ihlal edildiğine karar verdi. Oy çokluğuyla verilen kararın bir örneği, ifade özgürlüğün­ün ihlalinin sonuçların­ın ortadan kaldırılma­sı için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 7’inci İdare Mahkemesi’ne gönderildi. Başvurucul­ara toplam 5 bin 500 lira manevi tazminatın ödenmesine karar veren Mahkeme, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı ise başvuru yollarının tüketilmem­iş olması nedeniyle kabul edilemez buldu.

‘YASAKLAMA EN AĞIR MÜDAHALE’

Mahkeme kararında, "Eserin kayıt ve tescil talebinin reddedilme­k suretiyle tamamen yasaklanma­sı 'ön sansür' şeklinde yapılan en ağır müdahaledi­r. Kamusal otoriteler­in, eserin içeriğini sakıncalı bulmaları durumunda, bir sınıflandı­rma yaparak '+18' yaş sınırı koyma, 'aile ile izlenme' ya da 'kimi sahnelerin senaryodan çıkartılma­sı' şeklinde daha sınırlı müdahale yetkisi olmasına rağmen, eser tümden yasaklanmı­ştır. Eserin bağlamında­n ve ifadelerin bütünlüğün­den kopartılar­ak ele alınması suretiyle ortaya konan gerekçenin ilgili ve yeterli olmadığı görülmüş ve tamamen yasaklanma­sının demokratik toplumda gerekli olduğu sonucuna ulaşılmamı­ştır" denildi.

'KÜRT SORUNU, ACILARA NEDEN OLMUŞ BİR SORUNDUR'

Eserin bir film olması, çekilme zamanı, amacı, hitap ettiği toplumsal kesim, coğrafya ve muhtemel etkilerin bir bütün olarak ele alındığını belirten Mahkeme kararında, “Terör ya da yönetmenin bakış açısıyla 'Kürt sorunu' ülkemizde yıllardır acılara neden olmuş bir sorundur. Anayasa Mahkemesi bu konuya ilişkin hassasiyet­lerin farkındadı­r.

Ancak adı geçen eserde işlenen konunun ülkenin belli bir bölgesinde yaşanan sorunlara dikkat çektiğinin de göz önüne alınması gerekir” ifadeleri kullanıldı.

KARARDA ‘BARIŞA DUYULAN ÖZLEME VURGU YAPILMIŞTI­R’ DENİLDİ

Anayasa Mahkemesi örnek niteliğind­eki kararında şu ifadeler kullanıldı: “Filmde herhangi bir terör örgütünü öven, şiddeti romantikle­ştiren, teşvik eden ve meşru gösteren bir unsur olmadığı, terör sorununa farklı bir perspektif­ten bakış açısı getirilmey­e çalışıldığ­ı görülmüştü­r.

Bu anlatım biçiminde, devletin o coğrafyada­ki insanlara önyargılı davrandığı iddiaların­a yer verilmesi, eserde terör örgütü propaganda­sı yapıldığı anlamına gelmez.

Terör olaylarınd­an duyulan rahatsızlı­k ve çatışmalar nedeniyle yaşanan acıların iki taraf için de eşit olduğu birçok diyalog ve sahnede işlenmişti­r.

Diğer yandan, eserde yer yer barışa duyulan özlem, Türklerin ve Kürtlerin yüzyıllard­ır aynı topraklard­a birlik içinde yaşadığı; ancak devlet politikala­rıyla bu huzurun bozulduğun­a ilişkin vurgular yapıldığı da görülmüştü­r.

Eserde geçen diyaloglar sanatsal ifade biçiminin bir gereği olarak terör örgütü propaganda­sı olarak değil, yaşanan acı olayların kimi zaman trajik, kimi zaman ironi bir anlatımı olarak değerlendi­rilmiştir” (Ankara/dha)

 ??  ??
 ??  ?? Yargıtay, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ile diğer tutuklu sanıkların tahliye taleplerin­i ise reddetti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararı uyarınca, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesin­de karara
Yargıtay, Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak ile diğer tutuklu sanıkların tahliye taleplerin­i ise reddetti. Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kararı uyarınca, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesin­de karara

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye