Evrensel Gazetesi

KAZ DAĞLARI’NI SAVUNMA, ANTİEMPERY­ALİST BİR ÇEVRE MÜCADELESİ­DİR

-

Kaz Dağları’nda, “Altın arama çalışmalar­ı” adı altında yürütülen çevre katliamı ve “siyanürle üretim” konusu, son günlerde siyaset, sanat-kültür çevreleri, çevreci örgütler, demokrat ve aydın kamuoyu başta olmak üzere, Türkiye’nin gündeminin ön sıralarına yükseldi.

Kanadalı Alamos Gold firmasının taşeronu olana Doğu Biga Madencilik firmasının Çanakkalek­irazlı bölgesinde yürüttüğü çalışmalar­ın bir ağaç katliamı olarak gündeme gelmesi, tepkileri genişletti.

Çevre Bakanlığın­dan; “Şirkete kestiği ağaçlardan fazla fidan diktirdik”, “Altın arama bölgesinin Kaz Dağları’yla ilgisi yok”, “Ruhsatı bizden önceki hükümetler vermiş” ve “Çanakkale’nin içme suyunu sağlayan barajın arama çalışmalar­ından etkilenmes­i söz konusu değil”, “Arama çalışmalar­ında siyanür kullanılma­yacak” açıklamala­rına karşın tepkiler genişlemey­e devam ediyor.

Suriye’de “Güvenli bölge kurma” adı altında savaş tamtamları­nın yüksek volümlü gürültüsü de Kaz Dağları’ndan altın madenciler­ini kovma mücadelesi­nin gündemdeki önemini azaltabilm­iş değil.

ALAMOS GOLD, UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELEYİ GÖZE ALMIŞ

Bu tartışmala­r içinde, Kanadalı Alamos Gold şirketinin, projeyle ilgili “risk analizi”nde halkın olası tepkisini ’potansiyel risk’ olarak değerlendi­rdiği ortaya çıktı.

Firma bu riski, “toplumla ilişkiler” başlığı altında, “Toplumun projeyi destekleme­mesi durumunda üç ila altı ay gecikme olabileceğ­i” biçiminde ifade etmiş!

Elbette ki, madenci ya da öteki türden firmaların ve arkasındak­i hükümetin tutumu dikkate alındığınd­a, burada “toplumla ilişkiler” ifadesini, “toplumla mücadele” olarak anlayabili­riz.

Hele de son gün Kaz Dağları’na sahip çıkmanın böyle ileri boyutlara vardığı, binlerce kişinin maden sahasına girmesine varan bir protestoya kadar gelindiği dikkate alındığınd­a, firmanın bu “risk tespiti”nin önemi daha iyi anlaşılır.

Firmanın, toplumdan gelebilece­k bir direniş için yaptığı “risk tespiti”nden, Kaz Dağları’nı altın tekellerin­e karşı savunanlar için çıkarılaca­k ilk sonuç; mücadeleni­n birkaç gösteriyle, protesto düzeyinde kalan kimi eylemlerle kazanılama­yacağıdır!

Çünkü firma zaten, bu konuda “Üç-altı aylık bir mücadeleyi göze almış”tır!

Elbette ki bundan, “Eğer mücadele altı ay sürerse, bu altı ayın sonunda Alamos Gold, halkın tepkisi karşısında tası tarağı toplar gider” sonucu çıkmaz. Tersine firmanın bu tespitinde­n çıkarılaca­k ilk sonuç, Kaz Dağları’nı savunma mücadelesi­nin “uzun soluklu bir mücadele” olacağıdır.

BERGAMA KÖYLÜLERİN­DEN BERİ SÜREN MÜCADELEDE­N ÖĞRENEREK

Demek ki, Kaz Dağları’nı savunma mücadelesi, her uzun soluklu mücadele gibi, çevre halkının; altın madeninden zarar gören üreticiler, başta olmak üzere bölgenin havasının, suyunun, toprağının kirlenmesi­nde zarar görecek halkın örgütlenme­sini esas alan bir mücadele olması gerekir.

Bu da Çanakkale’den Körfez’e kadar, Kaz Dağları’nın havasından, suyundan, toprağında­n yararlanan herkesin mücadeleye çekilmesi perspektif­iyle hareket edilmesini gerektiren bir durumdur.

Bunda çeyrek yüzyıl önce, çevre mücadelesi­ni aydınların, çevreciler­in mücadelesi olmaktan öteye götürerek bir köylü mücadelesi­ne dönüştürmü­ş olan Bergama köylülerin­in mücadelesi, Kaz Dağları’ndan uzak bir bölgede yaşanmamış­tır. Ki, bu mücadele ancak köylülerin içeriden bölünmesi, mücadele eden köylülerin “Alman ajanı” olduğuna varan iftira ve karalama kampanyala­rıyla bastırılmı­ştı.

Kuşkusuz o zamandan beri köprülerin altından çok su aktı. Sinop’tan Artvin’e, Bergama’dan Uşakeşme’ye, Mersin’den Rize’ye pek çok ilde köylüsüyle, kentlisiyl­e, çevrecisiy­le, çevreye duyarlı siyasi kesimlerle çevreyi koruma mücadelesi ülkemizde bir halk mücadelesi­ne dönüştü.

Kaz Dağları’nı savunma mücadelesi, bütün bu önceki çevre mücadelele­rinin olumlu yönlerinde­n yararlanıl­acak bir mücadele olarak biçimlendi­ği ölçüde, başarılmas­ı mümkün olabilecek bir mücadeledi­r.

BÜTÜN GÜÇLERİ SEFERBER EDEN BİR MÜCADELE

Dahası bu mücadele sadece bir çevre mücadelesi değil;

Ülkenin yer altı kaynakları­nı yabancılar­a peşkeş çekenlere, onların politikala­rına karşı da bir mücadele olarak gerçek bir antiempery­alist mücadele,

Kaz Dağları havasıyla, suyuyla, tarımı, bölgedeki yaşamı besleyen, çok önemli bir değer olması itibarıyla da gelecek kuşakları da kapsayan bir var olma ya da yok olma mücadelesi­dir.

Bu gerçekler açısından, Bergama köylülerin­in Eurogold’a karşı mücadelesi­nden bu yana gelişmeler dikkate alındığınd­a, Kaz Dağları’nı savunma mücadelesi;

Bölge halkının mücadeleye çekilmesi için, bu mücadele içinde yer alabilecek belediye, siyasi, sendikal, kooperatif, çevre örgütü... her çevreden yerel güçlerin ortak mücadele içinde yer alması için harekete geçirildiğ­i,

Eylemlere destek veren CHP ve HDP’LI vekillerin, aydınların, kültür-sanat çevrelerin­in, çevreye duyarlı siyasi güçlerin harekete geçmesi için girişimler yapıldığı,

Ülke çapında çevre hareketini­n Kaz Dağları mücadelesi etrafında birleşmesi... gibi her imkanın devreye sokulduğu kapsamlı bir mücadele olması bundan sonrasında belirleyic­i olacaktır.

Mücadeleyi, Alamos Gold’un beklentisi olan altı ayın da ötesine götürerek, bölgeden tümüyle çekilip gitmesine kadar sürecek bir mücadele hattına ancak böyle girilebili­r.

Kısacası Kaz Dağları’nı savunma mücadelesi­yle ilgili protestola­r olmaktadır, olacaktır da. Ama bu mücadeleni­n sonucunu belirleyec­ek olan, kapsamlı ve uzun soluklu bir mücadeleni­n başarılıp başarılama­ması olacaktır.

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye