Yevmiye çok az ama seneye de mecbur geleceğiz!
MALATYA’YA ÇALIŞMAYA GELEN MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLERİ:
Diyarbakır ve Urfa’dan Malatya’ya kayısı toplamaya gelen mevsimlik tarım işçileriyle konuştuk. Ömürleri şehir şehir gezerek geçen işçiler, kayısıdan fındığa, fındıktan pamuğa, pamuktan ise havuca gidecekler. Ancak işsiz kalınca evlerine gidebiliyorlar. İşleri zor, çalışma saatleri uzun, yaşam alanları derme çatma, sigorta yok, yevmiyeleri ise 65-85 lira arası değişiyor. Fazla kazanmak için çocuklarıyla birlikte çalışmaya geliyorlar. Kimi çocuk bir süre sonra eğitimden geri kalınca okulu bırakarak mevsimlik işçi olarak hayatını sürdürmeye devam ediyor. “Yevmiye çok az ama seneye de mecbur geleceğiz” diyorlar.
İFLAS ETTİ, İŞÇİ OLDU
Urfa Viranşehir’den ilk defa Malatya’ya mevsimlik tarım işçisi olarak gelen Bahri Bıçak, 30 yıldır yaptığı esnaflıktan iflas ettiğini belirterek, “İlk defa kayısı işine geliyorum. Kalacak yer sıkıntısı çok büyük. Çadırda kalıyoruz. Zemin düz değil. İş çok zor ve yevmiyeler çok düşük. Fındık işçileri 85 TL alıyor, kayısıda 65-70 TL arası alıyorsun” diyor.
PAMUĞUN İÇİNDE DOĞDU
Sürekli mevsimlik işçilik yapan 28 yaşındaki İhsan Ekinci, “3 tane çocuğum var kendimi bildim bileli mevsimlik işçi olarak çalışıyorum. Doğarken bile pamuğun içinde doğmuşum siz düşünün yani. Sabit bir hayatımız yok sürekli geziyoruz mevsimlik işçi olarak. 6 yaşında bir çocuğum var anaokuluna gidiyor, eşimle birlikte çalıştığımız için babamlara bırakıyoruz işe giderken. Kardeşlerimle birlikte altı kişi çalışıyoruz yine de yetmiyor” diyor.
FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ VERİLMİYOR
Fazla mesai ücretini alamadığını belirten Ekinci, “Aldığımız para zaten az, üstelik mesaiye kaldığımız oluyor ama mesai ücreti de ödenmiyor. Bir aydır kayısıdayız, buradan fındığa geçeceğiz, fındık bitince pamuğa, pamuk bitince de on gün eve uğrayıp havuç toplamaya gideceğim. Havuç işi de zor. Yağmur yağıyor, çamur oluyor her taraf ama çalışıyorsun, itiraz etme hakkın yok. Kilo hesabı çalışıyorsun ne kadar toplarsan o kadar alıyorsun ama toplaması da çok zor” diyor.
SİGORTA YOK
İş kazalarının yaşandığına değinen Ekin
ci, “Şuradaki insanları götürseniz çoğunda bel fıtığı çıkar. Ben mesela pamuk traktöründen düştüm, kaburgalarımın hepsi kırıldı. Sigorta da yok. Bir fındığın çalışma saati belli, yevmiyesi kayısıdan yüksek ama iş de çok tehlikeli. Yolları bir görseniz araba kaza yapsa kimsenin kurtulma şansı yok. Yıllarımız mevsimlik işçi olarak geçiyor. Çok zor şartlarımız var bizim yaptığımız işi kimse yapamaz” diyor.
AYRIMCILIĞA MARUZ KALIYORLAR
Kürt olduğu için ayrımcılığa ve baskıya maruz kaldığını belirten Mehmet Faik, “Hem işlerini yapıyoruz hem de bizi dışlıyorlar. Eski patronum ‘Sen teröristsin’ deyip 20 gün çalıştığım halde benim ve götürdüğüm işçilerin ücretini vermedi. Diğer işçilerin ücretini kendi cebimden vermek zorunda kaldım. Hakkımı da arayamadım, çünkü Türkiye’de adalet diye bir şey yok” diyor.
YAŞAM ALANLARI DA KÖTÜ
Aşçı olarak gelen Safiye Bekis ile görüşüyoruz. Bekis, “İlk defa mevsimlik tarım işçisi olarak geldim. Ben aşçı olarak evde kalıyorum. Bulaşık, temizlik, yemekle ben ilgileniyorum. Günlük 67 lira alıyorum hiçbir şeye yetmiyor. Sigorta, yeşil kart hiçbir şeyimiz yok. Birçok ameliyat geçirdim zaten. Önceden Bağ-kur’luyduk 150-200 lira yatırıyorduk, şimdi BAĞ-KUR taksitleri olmuş aylık 700-800 lira, ödeyemediğimiz için BAĞKUR da iptal oldu” diyor. Sıcak suyun olmadığını söyleyen Bekis, “Çamaşırları elde soğuk suyla yıkamaktan ellerim yara oldu. Ayrıca duş alırken sıcak suyumuz yok, kazanlarda kaynatıp duş alıyoruz. Tuvaletin de ışığı yok, telefon ışıklarıyla gidiyoruz tuvalete. Yiyecek masrafımızı yevmiyemizden karşılıyoruz. Gelirken yol da dahil masrafımız oldu şu an onu çıkarmaya çalışıyoruz. Yol parasının yarısını biz ödüyoruz yarısını patron. Yevmiye çok az ama seneye de mecbur geleceğiz” diyor.