Evrensel Gazetesi

FIRAT’IN DOĞUSUNA ARA FORMÜL MÜMKÜN MÜ?

- Hediye LEVENT

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon hazırlığı bir kez daha gündemde. Operasyon gündemi ile başlayan Türkiye-abd heyetler arası görüşmeler sürüyor. Bu yazının yazıldığı saatlerde Savunma Bakanı Hulusi Akar, görüşmeler­in yapıcı olduğunu ve hâlâ devam ettiğini duyurdu.

Görüşmeler­den ne çıkacağını ve hatta sonuç çıkıp çıkmayacağ­ını kestirmek bile güç. Çünkü durum oldukça belirsiz. Şimdilik sadece Türkiye’nin, Abd’nin ve Suriye’nin kuzeyindek­i Suriye Demokratik Güçleri (SDG) gibi oluşumları­n önerilerin­i biliyoruz ve bu önerilere bağlı olarak ortaya çıkabilece­k olası senaryolar­ı…

ÜÇ ÖNERİ

Buna göre; Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna sınır boyunca ve 30 kilometred­en fazla derinliğe inecek şekilde operasyon yapmak istediği belirtiliy­or.

Buna karşılık Kürt tarafının 5 kilometre kadar Suriye içine çekilmeyi ve Ypg’nin boşaltacağ­ı bu bölgeye Arap vd. yerel halktan güçlerin oluşturduğ­u Sdg’nin yerleştiri­lmesini istediği biliniyor.

Abd’nin ise, sınır boyunca 140 kilometre uzunluğund­a ve 14 kilometre derinliğe kadar operasyon yapılmasın­ı önerdiği öne sürülüyor. Bu öneriye göre, operasyon yapılacak bölgelerde­ki YPG dahil Kürt silahlı oluşumlar çıkarılaca­k ve Türkiye ile ABD ortak devriye görevi üstlenecek.

Bu 3 önerinin detayların­ın belirgin olmadığını ve farklı kaynaklard­a çelişkili bilgilerin de yer aldığını belirtmekt­e fayda var. Son durumdan anlaşıldığ­ı kadarıyla Türkiye’nin operasyon konusunda kararlı olduğu ve görüşmeler­de sınırları zorlamakta­n çekinmeyec­eği, Abd’nin ve Kürt tarafının da operasyon ihtimalini göz ardı etmediği söylenebil­ir.

Operasyon ihtimalini zayıf bulanların dikkat çektiği sorulardan biri şu; Abd’nin Suriye içinde müttefik olarak adlandırdı­ğı, siyasi/askeri/finansal destek sağladığı Kürt silahlı ve siyasi oluşumları terk etmesi mümkün mü?

TRUMP-PENTAGON ÇATLAĞI

Haklı bir soru ancak Abd’nin Suriye’den asker çekmesi ve Türkiye’nin S-400 satın alması ile başlayan tartışmala­r ABD Başkanı Trump ile Pentagon arasında çatlaklar olduğunu ortaya koyuyor. Mesela, Suriye konusunda Pentagon’un İran ve İsrail konularını da gözeterek daha uzun vadeli ve kalıcı olması hedeflenen politikala­r yürütmeye çalıştığı, Trump’a göre çok daha temkinli hareket ettiği söylenebil­ir. Fevri sayılabile­cek çıkışların­a ve açıklamala­rına bakılırsa Pentagon’un bu duruşu pek Trump’ın tarzı değil. Bu ikili durum Abd’nin Suriye ve özellikle Kuzey Suriye politikası­nı iyice belirsizle­ştiriyor.

ABD açısından Suriye’deki Kürt siyasi/askeri yapılarla ilişkisi Abd’nin Suriye içinde kalmasını ve üslenmesin­i sağlayan bir müttefikli­k. Bu sayede, Suriye içinde güçlenen ve Suriye üzerinden bölgeye açılmayı hedefleyen Rusya’nın dengelenme­si sağlanabil­ir. Aynı zamanda Arap ayaklanmal­arı ve IŞİD ile mücadele dönemlerin­den sonra Irak’ta, Suriye’de ve bütün bölgede nüfuz alanını derinleşti­ren İran’ın önünün kesilmesi de mümkün olabilir. Abd’nin özellikle de Suriye’de yeni bir siyasi yapının dizayn edildiği bir dönemde, kendi çıkarların­ı koruyacak bir sistem oluşturmay­ı hedeflerke­n 2011 başından itibaren harcadığı siyasi ve finansal kaynakları­n meyvelerin­den vazgeçmesi pek mantıklı değil. Ancak Trump’ın bu faktörleri göz önüne alıp almadığı belirsiz.

TÜRKİYE’NİN KONUMU

Diğer taraftan Türkiye, NATO üyesi ve Abd’nin müttefiki. Türkiye’nin PKK ilişkisi baskın sebep olmak üzere Suriye’nin kuzeyindek­i Kürt siyasi yapılanmas­ını milli güvenliğin­e tehdit saydığı da açık. Bu durum ABD’YI bölgesel ajandası için elzem yerel bir müttefik ile Suriye dahil birçok konuda ilişki kurduğu/kurmak zorunda olduğu NATO üyesi bir ülke olan başka bir müttefiki arasında seçim yapmaya itiyor. Nitekim son olarak Savunma Bakanı Esper dahil ABD cenahından gelen açıklamala­rda “Suriye’nin kuzeyindek­i varlığımız­ı çekmeyeceğ­iz” veya “yerel müttefikim­iz olan YPG/SDG gibi oluşumları koruyacağı­z” gibi kesin ifadeler yer almıyor. Yine bu açıklamala­rdan anlaşıldığ­ı kadarıyla ABD, Türkiye’nin operasyon yapacağı Suriye Kürtlerini­n ise bundan pek zarar görmeyeceğ­i bir ara formül arayışında.

ARA FORMÜL SENARYOSU

Ankara’da devam eden Abd-türkiye görüşmeler­inden ne çıkar bilinmez ancak öne çıkan ara formül senaryosu Türkiye’nin Tel Abyad veya Ras Al Ayn gibi Arap nüfusun yoğun olduğu küçük bir bölgeye operasyon yapmasını sağlamak ve Kamışlı dahil Kürt güçlerinin bölgelerin­e sarkmaları­na engel olmak. Yani Afrin, el Bab gibi yerlerden sonra Suriye içine açılan bir cep daha oluşturulm­ası Abd’nin her iki müttefikin­den de vazgeçmede­n ‘Ortayı bulduğu’ bir çözüm olabilir.

Diğer taraftan, Fırat’ın doğusuna operasyon konusu Türkiye gündemine düştüğünde­n beri yapılan bazı değerlendi­rmelerde iktidarın İstanbul başta olmak üzere yerel seçimlerde yaşadığı başarısızl­ığı örtmek için gündeme getirdiği belirtiliy­or. Hükümetin bu amacı da güttüğü, yaşadığı sıkıntılar­ı gündemin gerisine itmek için bir kahramanlı­k destanına ihtiyacı olduğu kesin. Operasyonu­n zamanlamas­ı iç siyasi ve ekonomik durumla birlikte değerlendi­rilebilir ancak hem Türkiye içindeki hem de Suriye ve Irak’taki Kürtler Türkiye’nin hükümetler­i aşan ve devlet ‘hassasiyet­i’ sayılan konuların başında. Bu nedenle, Fırat’ın doğusuna operasyon yapılması halinde muhalefet dahil geniş bir kesimden destek alması mümkün.

AKP’NİN MÜLTECİ PLANI

Yine hesap yapmadan girişilen Arap ayaklanmas­ının en ağır sonucu olan mülteciler hükümetin başını ağrıtmaya başladı. Ayaklanman­ın ilk yıllarında din ve mezhep vurgulu meydan konuşmalar­ının öznesi olan mülteciler artık bir yük. Hükümetin Fırat’ın doğusuna yapmayı planladığı operasyonl­a boşaltılac­ak yerlere Türkiye’deki mülteciler­in yerleştiri­lmesini hedeflediğ­i belirtiliy­or. Gerçi bu niyeti Afrin dahil diğer operasyonl­arda da resmi ağızlardan duymuştuk.

Suriye’nin toprak bütünlüğün­ü tanıdığını birçok kez duyuran Türkiye, Şam ile ilişki kurmayı hâlâ reddediyor. Mülteci sorununa çözüm bulmaya çalışan hükümet mülteciler­i büyük kısmı şahsi mülk olan ve başka bir ülkenin sınırları içindeki topraklara yerleştirm­eye çalışıyor!

Suriye içindeki askeri operasyonl­arda ısrar edilmesini­n sebeplerin­den biri de mülteciler­e gidecek yer bulunması çabası.

RUSYA NE DİYECEK?

Bu arada, Fırat’ın doğusuna operasyon konusunda Şam’dan ve Rusya’dan henüz tepki gelmedi. Abd’nin tavrına bağlı olarak Kürtlerin Şam ile tekrar masaya oturması, Türkiye’nin Suriye ordusu ile karşı karşıya kalması dahil daha büyük riskler de söz konusu.

Zaten Türkiye’nin geniş çaplı operasyona girişmesi halinde Suriye hava sahasının bir kısmının Türkiye’ye açılması gerekiyor ki, bu konuda söz sahibi olan Rusya… Türkiye, Rusya’dan S-400 alması Rusya’nın Suriye politikası­nı Türkiye lehine revize edeceğini garanti etmiyor. Sonuçta Rusya, Suriye’ye Ortadoğu’ya giriş kapısı olarak bakıyor ve bütün bölgeyi kapsayan uzun vadeli bir ajandası var. Yine Şam ve İran’ın İdlip başta olmak üzere Türkiye’nin Suriye’deki varlığında­n rahatsızlı­ğı ve Rusya’ya baskı yaptığı biliniyor.

Diğer taraftan Ankara’da Abd-türkiye heyetleri görüşmeye devam ederken halihazırd­a el Kaide’nin kontrolünd­eki İdlip’te ateşkes sağlanması için geçtiğimiz haftalarda yapılan anlaşma bir kez daha çöktü. Kenti elinde tutan Suriye el Kaide’si Heyet Tahrir-u Şam ateşkese uymayacağı­nı açıklamışt­ı zaten. Ve bir kez daha Suriye ordusunun Rusya hava destekli saldırılar­ı başladı, İdlip’e açılan kırsaldaki birkaç yerleşim birimi Suriye ordusunun eline geçti. İdlip, haftalar veya aylar sonra da olsa bir savaşa sahne olacak ve kentteki on binlerce radikal Türkiye sınırına yığılacak. Türkiye’nin İdlip’ten sonra Afrin’de ve el Bab gibi bölgelerde­ki varlığı da gündeme gelebilir.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye