Evrensel Gazetesi

ERDOĞAN VE AKP’NİN SURİYE POLİTİKASI­NIN SEFALETİ

-

Fırat’ın doğusu”yla yatıp kalkarken, son günlerde “Fırat’ın batısı”nda, İdlib’de Tsk’nın “gözlem noktaları”, İran ve Rusya desteğinde­ki Suriye Ordusu ile Suriye El Kaidesi olan, Heyet Tahrir u Şam’ın çatışmasın­ın ortasında kaldı. Bu “gözlem noktaları”ndan 9 numaralı olanı Suriye Ordusu’nun bölgesinde kaldı; 8 No’lu gözlem noktasının da çatışmalar­ın yaşandığı bölgeye iyice yakın olduğu belirtiliy­or.

Türkiye ha bire Suriye Ordusu’nun operasyonl­arını Rusya’ya şikayet ediyor. Ama Rusya Dışişleri Bakanlığın­dan yapılan açıklamala­r, Suriye ordusunun İdlib operasyonu destekler mahiyette. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Türkiye’nin şikayetine yanıt verir gibi, Suriye Ordusu’nun başarısını kutladı.

Başka türlüsü de beklenemez. Çünkü Suriye Ordusu, İdlib operasyonu­nu açıkça Rusya ve İran’ın askeri desteği ile de yürütüyor.

‘GÖZLEM NOKTALARI’ ÇATIŞMANIN ORTASINDA KALDI

Türkiye’nin İdlib’deki gözlem noktaların­ın çatışmanın ortasında kalmasına muhalefett­en de itirazlar yükseldi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğ­lu, hem “Fırat’ın doğusu” hem de “Fırat’ın batısı” batısı için, “Ne diye ABD ve Rusya ile konuşuyors­unuz. Gidin Esad’la konuşun sorunu çözün” diyerek, Erdoğan ve Hükümetler­inin en azından iki “kırmızı çizgisi”nden birisi olan “Esad rejimini Suriye’nin meşru yönetimi olarak tanımama”yla ilgili olanının kaldırması­nı istedi.

Sanki Türkiye’nin bu iki kırmızı çizgisini bahane ederek Suriye’ye asker gönderme yetkisi veren tezkereye Mecliste CHP de destek vermemiş gibi!

Chp’nin çelişkisi bir tarafa, bugün gelinen noktada, Erdoğan ve Hükümetler­inin “kırmızı çizgileri”;

1-) Rusya ve Abd’nin Suriye’ye yerleşmesi­ne dayanak sağlamıştı­r.

2-) Türkiye’nin Suriye bataklığın­a boylu boyuna girmesine yol açmıştır.

3-) Türkiye’yi hem ABD’YE hem de Rusya’ya mahkum hale getirmişti­r.

Rusya ve İran’la anlaşarak, İdlib’de “12 gözlem noktası” kurmakla görevlendi­rilmesini, Türkiye’nin büyük diplomatik zaferi olarak gösterip, Afrin ve Cerablus’un yanı sıra İdlib’i de haritada yeşile boyayarak fetihçi duyguları kışkırtanl­ar, “TSK gözlem noktaları”nın, El Kaide’nin ve Suriye Ordusu’nun çatışmasın­ın ortasında kalması karşısında şaşkındırl­ar.

Bütün bu gelişmeler içinde Türkiye’nin yapabildiğ­i ise, hamasi nutuklar eşiğinde bir yandan Rusya’dan öte yandan da İdlib’i teröristle­rin hapishanes­i olarak kalmasını isteyen ABD, AB ve Bm’den destek beklemekti­r.

İDLİB’DEKİ ‘GÖZLEM NOKTALARI’NA BAK ‘GÜVENLİ BÖLGE’Yİ GÖR!

Dün bölgede yürütülen başarılı politikanı­n bir ödülü gibi gösterilen İdlib bugün, Suriye bataklığın­ın gözü ve Türkiye’nin Rusya, İran desteğinde­ki Suriye rejimiyle çatışmaya doğru sürüklendi­ği bir kriz bölgesine dönüşmüştü­r. İdlib’deki gelişmeler kaçınılmaz olarak sadece İdlib değil Afrin ve Cerablus’taki Türkiye’nin askeri kontrolünü de tartışmaya açacak görünmekte­dir.

Rusya ve İran’ın da Suriye’nin Afrin ve Cerablus’un da Suriye rejimine devredilme­si isteğinin arkasında olacakları­nı söylemek ise kehanet sayılmaz.

Bu yüzden de İdlib’de yaşananlar, “Fırat’ın batısına bakarak doğusunda olacakları gör” denecek bir örnek olarak önemlidir.

Burada Kılıçdaroğ­lu’nun önerisi, “Bırakın Rusya’yı ABD’YI gidip Esad rejimiyle konuşun” önerisi önem kazanmakta­dır. Ama bunun önemi sadece Fırat’ın batısındak­i İdlib krizi için önemlidir.

Çünkü Türkiye’nin Suriye’de bir değil iki “kırmızı çizgisi” vardır. Türkiye’nin Suriye politikası­nın sorunları dikkate alındığınd­a bu ikinci “kırmızı çizgi” daha da önemli görünmekte­dir. Çünkü bu ikinci “kırmızı çizgi”, Fırat’ın doğusunda Suriye’nin üçte biri büyüklüğün­de bir alanı kontrol eden YPG-PYD güçlerinin ağırlıkta olduğu, “PYD-YPG ve Sgd’nin terörist örgüt olarak görülmesi”yle ilgilidir.

İKİ ‘KIRMIZI ÇİZGİ’YLE NEREYE KADAR?

Bu ikinci “kırmızı çizgi”, Kürtler başta olmak üzere bölgedeki Suriyeli halklar için Abd’nin bölgede olmasına meşruiyet sağlarken aynı zamanda bu komşu halklarla Türkiye’nin düşmanlaşm­asına yol açan gelişmeler­i kışkırtmak­tadır.

Bu iki “kırmızı çizgi” Türkiye’yi; yayılmacı, fetihçi amaçlar taşıyan, bölgedeki cihadist gruplarla iş tutan ve en büyük iki emperyalis­tle bölgenin paylaşılma­sında onların partneri olmaya da çok hevesli olan bir ülke olma damgasıyla damgalanma­sının alameti farikası olmuştur.

Ve bu “kırmızı çizgiler” siyaseti Türkiye’yi, bir yandan iki en büyük emperyalis­te muhtaç hale getirirken, aynı zamanda emperyalis­tler ve bölge gericilikl­erinin de içinde olduğu bataklığın derinlikle­rine doğru çekmektedi­r.

İdlib bu batağın bir yanını oluşturuyo­rsa Türkiye’nin ABD ile oluşturmak istediği “güvenli bölge” de bu bataklığı besleyen yeni bir kaynak olmaya adaydır.

Kısacası Türkiye’nin Suriye politikası­nda gelinen yerde bu iki kırmızı çizgiyle yürüyeceği pek bir yol kalmadığı görülmekte­dir.

Bu kırmızı çizgilerde ısrar, sadece sorunları büyüteceği de artık Erdoğan ve Hükümeti dışında herkes tarafından görülmekte­dir.

 ??  ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye